Seçimle iş başına gelenlere verilen makam KUTSAL BİR EMANETTİR… Emanetler baş tacı edilmeli, şevkle, azimle ve büyük fedakarlık, seçimle iş başına gelenlere verilen makam KUTSAL BİR EMANETTİR… Emanetler baş tacı edilmeli, şevkle, azimle ve büyük fedakârlık göstererek Millete hizmet yapılmalıdır diyen önceki Taşova Belediye Başkanı Mustafa KORKMAZ Milletin emanetine asla ihanet edilemez dedi.
Mustafa KORKMAZ: Emanetin ağırlığına, vebaline, sorumluluğuna ve maneviyatına paha biçilemez. Adı üstünde EMANET… Buradaki emanet, Milletin vekâletini, yetkisini ve mührünü kapsar. Emanete sahip çıkmayıp ihanet edenler, hemen olmasa bile, Allah huzurunda mutlaka hesap vereceklerini bilerek hareket etmelidirler. Seçilenler, görev ve sorumluluklarının, kendilerine verdiği ağırlığı her an omuzlarında hissetmelidirler. Emaneti enkaza çevirenler bir gün enkaz altında kalacaklarını bilmelidirler.
KORKMAZ: Belediyeler, Belde halkının müşterek ihtiyaçlarını, mevcut kanunlar çerçevesinde karşılamak üzere var olan kuruluşlardır. Durum böyle olunca da, Belediyelerin mal varlığında ve kasasında bulunan her kör kuruşta bile, tüyü bitmedik yetimin, İlçe halkının gelecek nesillerimizin velhasıl herkesin hakkı olduğu unutulmamalıdır.
Taşova Belediye Meclisinin, başkan ve üyelerinin ortak sorumlulukla yapmış oldukları tüm hatalı icraatlar ve Kurumu gözetmeme uygulamaları benim ezberimdedir. Fakat ben yine ümidimi kesmemiş olarak beklemeye devam ediyorum. Neyi bekliyorum biliyor musunuz? Çekip gitmelerini.
Hatırlarsanız, 09 Eylül 2011 tarihli YENİ TAŞOVA GAZETE’sinde yer alan demecimde “BECEREMİYORSUN ÇEKİL GİT” demiştim. O gün beni dinleyip çekip gitse idiniz, bu gün Belediye’yi bu kadar borca batırmaz ve Belediye mallarım TUVALETİNE KADAR SATMAZDINIZ.
“BU MEMLEKET HEPİMİZİN” diyen Mustafa KORKMAZ: Ben Taşova Belediye’sinin Borçsuz, harçsız, harıl harıl çalışmasını, kalıcı hizmetler üretmesini ve itibarlı bir Belediye olmasını herkesden çok isterim. Çünkü ben Taşova Belediye’sine dolu dolu beş yılımı verdim.
Taşovalı hemşerilerimin müşterek ihtiyaçlarına yönelik kalıcı ve ileriye dönük hizmetleri gerçekleştirdik. Belediyenin her kuruşunun düzgün harcanmasına nezaret ettik. Bu vesile ile beraberce çalışma fırsatı bulduğumuz Değerli Belediye Meclis üyesi arkadaşlarıma tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Hepsinden Allah razı olsun. Yine, Belediye Meclis üyesi arkadaşlarıma diyorum ki: Gönlünüz hoş, Başınız dik ve alnınız açık olsun. Bu aziz Millete beraberce Allah rızası için hizmet ettik ve beş yıla büyük hizmetler sığdırdık dedi.
KORKMAZ: Bizim zamanımıza bakıyorum, ŞEHİR İÇME SUYUNUN kökünden halledildiğini, ONBEŞ YIL ÖNCE BU BAŞKAN TARAFINDAN SATILAN VE HAMAMSIZ bırakılan İlçemize SAUNALI VE KAFETERYALI HAMAM yapıldığını, İlçemize yakışır, ASANSÖRLÜ VE YÜRÜYEN MERDİVENLİ BİR OTOGAR yapıldığını, her ay iki yüz atmış (260) personele MAAŞ ÖDENDİĞİNİ ve şu anda BELEDİYE’Yİ AYAKDA TUTAN İŞ MAKİNALARTNIN TARAFIMIZDAN ALINDIĞINI görüyorum.
Bir de bu gün ki Taşova Belediye’sine bakıyor ve yazıklar olsun diyorum. Hiç bir hizmeti olmayan, peşinden alacaklıların koşuştuğu, tahminime göre üç (3) yılda on sekiz (18) trilyon Liranın harcandığını ve sekiz on (8-10) trilyon BORÇ GÖRÜNDÜĞÜNÜ düşünüyorum. (TAHMİNLERİME İTİRAZ VAR İSE, BELEDİYE BAŞKANI ÇIKAR, GELEN KATKI PAYLARINI, BELEDİYE GELİRLERİNİ, SATIŞLARDAN ALINAN PARALARI BANKALARDAN ÇEKİLEN PARALARI VE BU PARALARIN NERELERE HARCANDIĞINI AÇIKLARSA HEM BİLGİ SAHİBİ OLURUZ, HEMDE MEMNUN OLURUZ.) Dedi.
Şairin dediği gibi “Hiç eser kalmamış eski halinden, Beş on damga yemiş pula dönmüşsün” sözlerinin bizim Belediyenin icraatlarına tam tamına uyduğunu düşündüğünü söyleyen Mustafa KORKMAZ: Şimdi Belediye Meclisinin başkan ve üyelerine soruyorum: SİZİN HAMAM ve TUVALETLERE KARŞI BİR ALERJİNİZ Mİ VAR? Dedi.
KORKMAZ: Evlerinizdeki banyo (hamam) ve tuvaletleri kapatırsanız bu kimseyi ilgilendirmez. Ancak; Taşova’da yaşayan insanlarımızın faydalanacağı HAMAM ve TUVALETLERİ KAPATAMAZ VE KESİNLİKLE SATAMAZSINIZ. Size böylesine bir hak verdiğimizi hiç mi hiç hatırlamıyorum. Dedi.
KORKMAZ: Belediye meclisinin başkan ve üyeleri YETMİŞ (70) YILLIK BELEDİYE MERKEZ TUVALETİNİ OYBİRLİĞİ İLE SATTINIZ. Gerçekten merak ettiğim için soruyorum: Şimdi rahat mısınız? Belediye’yi Yetmiş (70) kat zarara uğratmış olmak tan dolayı Memnun musunuz? Bu sadece bir kalem de yaptığınız zarar ve hata isterseniz hepsini sayarım. Hepiniz Taşova’yı terk edecek olsanız bile bu zulümüm bu Millete reva görülmemesi gerekirdi. Ama TUVALETİ SATTINIZ. Bazı Belediye meclis üyelerinin bu satışlardan haberimiz olmuyor, bu işler Belediye başkanının yetkisindedir diyerek tüm sorumluluğu belediye başkanına yüklemek istemesi büyük bir gaflettir. Hem de satış kararlarını oybirliği ile alıyorsunuz. Biriniz çıkıp da belediye tuvaletini satmayalım bu kararımız millet tarafından hoş karşılanmaz demedi. Zaten siz Taşova halkının yararına bir karar dahi almadınız ki. Aldıysanız söyleyin de bilelim. Aldığınız kararlar bizim dönemimizdeki hizmetleri baltalamak ve Belediye’ye ait bir karış yer bırakmamaktan ibaret değil mi? Dedi.
KORKMAZ: Madem hiçbir iş yapmayacaktınız, madem bu işi bilmiyorsunuz neden seçildiniz, neden Taşova’mızın yıllarını heba ediyorsunuz. Bazen şöyle bir duyum alıyorum, Belediye meclisi nasıl bir karar alırsa geçerlidir diyenler varmış, YOK ÖYLE BİR ŞEY.
Belediye meclisi yetkileri doğrultusunda karar alır. Sakın yanılmayın. Hepiniz aldığınız yanlış kararlardan mesulsünüz, haberimiz yoktu demeyin. 5393 sayılı Belediye yasasını hiç okumadınız mı yoksa? TUVALETİ SATMIŞ OLMANIZDAN DOLAYI, ALDIĞINIZ TEPKİ YÜZÜNDEN GECELERİ RAHAT UYUYOR MUSUNUZ? Halkımızın tam anlamıyla nereleri sattığınızı bildiğini sanmıyorum ama bu konulara daha duyarlı olacaklarını ümit ediyorum.
Bazılarının hayalleri olsa da mevcut kadrodan hiçbirinizin aday adayı dahi olacağına ihtimal vermiyorum. Ben bu millet için çalıştım ve çalışacağım demek size çok uzak. İnsana sorarlar; o zaman ne için adaysın diye. Ne diyeceksiniz bu millete TUVALETİNİZE KADAR SATTIK DAHA NE YAPMAMIZI İSTİYORDUNUZ diyeceksiniz öyle mi? Ya da yaptığınız bunca olumsuzlukları teminat olarak mı göstereceksiniz. Aklınıza şaşarım. Dedi…