Ovacıkta belediye başkanının yaptıklarını medyadan okuyunca tepem attı! Olmaz, komünistten başkan olmaz diyecektim ama neden olmaz?
Bizim partinin aslan gibi adayı varken bizim oralara komünist başkan ha!
…
İnsanları düşüncelerine, fikirlerine, ideolojisine göre değerlendirmenin bize kazandıracağı hiç bir şey yoktur.
Kaybedilecekler ise saymakla bitmez…
Kaybettiklerimizi yaşıyoruz.
Çocukluğumuzda dört beş bin nüfuslu köylerimizde kasabalarımızda üretim neredeyse bitmiş, yaşlılardan gayri kimse kalmamış, mahallede evler boş virane baykuş yuvasına dönmüş.
Temel nokta, herkesin aynı düşünmesi yaratılışa aykırıdır; farklı düşünme olaylara bir başka pencereden bakıştır, alternatif yaklaşımdır. Bu farklı bakış açısını fırsata çevirmek, yapılanı insani ve ülke bazında fayda/zarar ekseninden bakarak ülkemizin kazanç hanesine yazdırmanın zenginliğini millet olarak paylaşabiliriz.
İşi ehline, hak edene, bilene vererek hiçbir değerimizden düşüncesi yüzünden vazgeçmeyip birikimini yok saymadan fırsat vermeliyiz.
Millet olarak birlikte yaşadığımız için istesek de istemesek te ülkemizde oluşan kazanç ve kayıplar hepimize kayırmacılığın ötesinde eşite yakın oranda paylaştırılmaktadır.
Farklılıklarımızı zenginlik olarak değerlendirip fırsata dönüştürürsek: Kazanan hepimiz oluruz farklılıkları çatışma nedeni olarak görürsek kaybeden bir millet olarak biz oluruz.
İşte buyurun , bizim gibi düşünmeyen farklı düşünen üreten kazandıran bir başkan..
“ilk başta belediye adına çalışmalar yaptık. Belediye öncülüğünde hem köylünün üretimini sağladık hem de belediye olarak ürettik. Belediye olarak ürettiklerimizden elde ettiğimiz paranın bir bölümünü öğrencilere burs olarak veriyorduk. Bugün artık bu iş kooperatife evirildi ve çalışmaların tamamını kooperatifimiz yürütüyor. Köylüye tohum veya mazot desteği, ürünlerini satın alma garantisi veriyoruz. Bizim açımızdan önemli olan şey, bölgemizde, kriterlerimize uygun tarım yapmak.
Hangi bölgede yerel yönetimlerde isek, o bölgenin fizibilite raporlarını çıkarıyor, oranın temel ihtiyaçlarını tespit ediyor, geçmişten gelen tecrübe ve kültürü de dikkate alarak bir üretim programı çıkarıyoruz. Dolayısıyla biz belli bir bilinçle bu üretim faaliyetini yürütüyoruz. Bizim bölge, 5-6 ay boyunca kış koşulları hakim olduğu için bakliyat üretimine daha uygun. Buğday, arpa, fasulye, bezelye, barbunya üretiminin yanı sıra arıcılık ve hayvancılık da yapıyoruz.
Önceki yıla göre birkaç kat daha fazla hasat elde ettik. Çünkü çalışmalarımızı Ovacık’la sınırlı tutmayıp diğer ilçelerde de yürüttük. Hozat, Pertek ve Mazgirt’te nohut yetiştirdik. Fasulye ve barbunyayı Ovacık merkezde, balı da tüm il ölçeğinde ürettik.
Tek tek kişilerden tutun da kurumlara, hatta fabrika yemekhanelerinden esnafa kadar herkesten talep var. Önümüzdeki dönem mesela bir yemekhaneye 5 ton fasulye vereceğiz ve bu giderek her ay söz konusu olacak. Türkiye’de bizden ürün istemeyen neredeyse hiçbir il yok.
Bütün halkın bu üretim sürecine dahil olduğu ve herkesin paraya boğulduğu yok. Ama üretime yüzü dönük olan, “üretim yapıp evime ekmek götürmek istiyorum, mutfağımda aş pişsin, çocuklarımı okutabileyim” diyen ailelerin büyük bir kısmı bu sürecin içine girdi. Daha önce 20-25 üretici varken, bugün sadece Ovacık’ta 200’e yakın üretici var. Ama Mazgirt’i, Hozat’ı, arıcılık işi yapanları ilave ettiğinizde bu sayı 600’e yaklaşıyor. Eskiden arıcılık yapanlar kendi ürünlerini satamazken, bugün onların ballarını, polenlerini, propolislerini alarak, onlara bir artı değer yaratabiliyoruz. Ayrıca bugün artık onlarca köyde yüzlerce üretici de fasulye ve barbunya üretimine başladı. Bundan önce Ovacık’tan para çıkarken bugün Ovacık’a para gelmeye başladı. Mesela kooperatifimiz üzerinden dışarı giden ürünler, Ovacık’a geçen sene 2,5 milyon lira artı değer para gelmesini sağladı. Bu da giderek Ovacık içinde dönmeye başladı. Geçen sene Pertek ve Hozat’ta çok az ürün yetiştirmiştik. Bu dönemde ise, eğer elimizdeki tüm ürünleri satabilir, bunun pazarlamasını iyi yapabilirsek 4 milyonun liranın üzerinde artı değere ulaşacağız. Bu da Ovacık’ın iktisadi yapısına büyük bir katkı anlamına geliyor.”
Mahalli idarecilerin öncülüğünde neler yapılabileceğinin en canlı örneği Anadolu’da üretimi ve en önemlisi pazarlamayı/satışı organize edecek lider yöneticilere ne çok ihtiyacımız var.
Mahalli seçimler yaklaşıyor. Fikrine zikrine bakmadan üretime ve satışına liderlik edecek başkanı, muhtarı bulmanın tam da şimdi zamanı, yoksa köylerinizi kasabalarınızı ilçenizi yarın yerinde bulamazsınız.
Köyünüzün, kasabanızın, ilçenizin küçülmesini mahallenizin boşalmasının günahına ortak olmak istemiyorsanız; üretimi merkezine almış israftan, ifrattan, torpilden uzak mahalli idarecileri siyasi düşüncesine bakmadan seçilmelidir. Bu aynı zamanda bütün siyasilerin üretimi organize edebilecek ehil ve dürüst kişilere yönelmesine vesile olacaktır.
Hayır; ben üreten, kazandıran, paylaştıran, israf etmeyen, kayırmayan çalmayan bir başkan istiyorum ne olursa olsun isterse komünist olsun.
Yılmaz SERGEN