Amasya İtimat

‘Kırmızı Altın’ KİRAZ…

0
1443

‘Kırmızı Altın’ KİRAZ…

Amasya denince akla ilk gelen elmadır. Son zamanlarda İlimiz ve ilçemizde kiraz önce gelmiştir.
Türkülere bile konu olan “Bir dalda iki kiraz, biri al biri beyaz… Kiraz aldım dikmeden, Halimem dallarını bükmeden…” diye söylenen kiraz, ilçemizin hemen hemen her köyünde yetişir. Yemesi hoş olan kirazı yetiştirmek çok zordur..!
Çiçekleri açınca soğuktan yanma korkusu, meyveleri küçükken sıcaktan haşlanma korkusu, fazla yağıştan tutunamama korkusu, haşerelerden dolayı kurtlanma korkusu, üreticileri hep tedirgin eder.
Günü gelince yeşil yapraklar arasından kırmızı kırmızı uzaklardan parlar. Artık yeme ve satma zamanı gelmiştir.
Sabah erken, yeni gün ışımadan bahçede olmak zorundasın. Çoluk, çocuk bir hevesle kovalarla toplanmaya başlanır. Toplanan kirazlar, kasalara en güzel şekilde yerleştirilir. Saat 11-12 arası toplanan kirazlar alıcılara götürülür. Bin bir emekle topladığın kiraza alıcılar öyle bir fiyat verir ki şaşarsın..! Bir emeğine bakarsın, bir paraya bakarsın, homurdana homurdana tekrar bahçeye gelirsin. Bahçede herkes merak içindedir; Şu fiyata gitti dediğin de, büyük bir moral bozukluğu içinde öğle yemeğine oturursun. Ne yediğin yemeği, ne de içtiğin çayın tadı kalmıştır artık… yemekten sonra ikinci posta için kiraz toplamaya başlarsın.. yarı umutlu yarı umutsuz. Akşam saat 3-5 arası alıcıya gidersin. Köylüler dizilmişlerdir. Kasa kasa emeklerini verirler. Sıra sana gelir aynı bahçeden, aynı ağaçtan topladığın kiraza alıcı daha da AZ FİYAT verir..! Nasıl olur? Diye karşı gelirsin! “Talep yok” der. Talep yoksa kasa kasa kirazları neden üst üste yığdığını bir türlü anlatmaz..! üreticilerden aldığı kirazı, kaç liraya sattığını da kimse bilemez. Sorarsın neden böyle diye: “SERBEST PİYASA” derler…

Üreticiler, hiçbir zaman sabah kahvaltısını evde yapamazlar.. kirazlar dalda kalmasın, israf olmasın diye tek tek toplarlar. Kendi ve ailesi için çalıştığını sanır çiftçiler… her kasa kirazı sattığında emeğinin karşılığını aldığını sanır. Oysa kazanan, çiftçinin sırtından , alnı bile terlemeden zengin olan ALICIDIR…
Eskiden bir kilogram kiraz sattığında, o para ile tam 13 ekmek alıyordum. Şimdi ise 3 ekmek alıyorum. Bir basit örnek bile çiftçinin ne kadar fakirleştiğinin ispatıdır.
Çiftçi; Kiraz bahçesinin otunu temizler, ağaçları budatır, birkaç defa ilaçlatır, gübre ve kermesini atar, suyunu verir. Çiftçi, bu işleri zevkle yapar. Çünkü para kazanacağım sanır. Sanır sanmasına da asla emeğinin karşılığını alamaz…!

Çiftçilerimiz, köylülerimiz emeğinin karşılığını kazanmak istiyorsa mutlaka KOOPERATİF kurmak zorundadırlar. Almanya’da çiftçiler nasıl ürettiklerini kooperatif aracılığı ile tüketicilere satıp, emeklerinin karşılığını an iyi şekilde alıyorsa, BİZ neden yapmayalım…
Yetkililer, Ziraat Odaları, Ziraat Mühendisleri bu işe mutlaka bir çare bulmalılar. Köylü ve çiftçiyi sömürülmekten kurtarmak zorundadırlar. Yoksa Amasya Elması’nın yok olması gibi KİRAZLARIMIZ da yok olacak…
Çiftçi ve köylü üretmekten korkmuyor. Yeter ki emeğinin karşılığını alsın..
Sevgi ve saygılarımla…

Rafet ÖZTÜRK
Emekli Öğretmen -ANKA Muhabiri

 

Yorum Ekle