Samet Kurgan
Mart 2020’de dünyayı etkisi altına alan pandemi nedeniyle bütün sektörlerdeki üretim ve hizmetlerde aksama oldu.
Zorlu sürecin ardından normalleşme ve yeniden üretim faaliyetleri başladı. Bu süre içinde çoğu işletme kapandı. Pandemi sadece işletmeleri değil aynı zamanda işçi sınıfını da vurdu. Yaşanan küresel enflasyon yüzünden işçi ücretleri yeniden belirlenirken, yapılan artışlar enflasyon karşısında iki ay dayanabildi.
Asgari ücretle çalışmak zorunda olan işçileri geçim sıkıntısı sardı. Bir yandan yaşanan enflasyon öteki taraftan kiraların yükselişi dar gelirli vatandaşları başka çare aramaya zorladı. Şehir merkezinde geniş iş olanakların olduğu bölgelerde asgari ücretle geçimini sağlayan asgari ücretle çalışanlar kira artışları karşısında daha fazla dayanamadı. En ucuz gecekondu kirasının asgari ücrete yükselmesi, geçim sıkıntısı yanı sıra başka sorunları da getirdi.
Zengin muhitlere yakın oturan mavi yakalı çalışanlar kırsal bölgelere taşınınca özellikle Sarıyer Zekeriyaköy bölgesinde çeşitli sektörler için işçi bulma sorunu çıktı. Temizlik, güvenlik ve teknik işlerde çalıştıracak personel bulunmaması beraberinde ciddi sorunlar getirmektedir.
Peki, bu sorun nasıl çözülecek?
Kira bedeli bölgenin özelliğine ve iş imkanlarına göre rayiç bedele göre düzenlenmeli, asgari ücretlilere devlet desteği sunulmalı. İşçi ihtiyacının karşılanması için önlemler alınmalıdır. Ücret politikası gözden geçirilmelidir.
Adres dayalı kiracı tespiti yapılarak kiracı ev sahibi arasındaki serbest zam sorununa çözüm getirilmelidir. Ancak bu şekilde asgari ücretli ve dar gelirli vatandaşın yaşam koşulları iyileştirilebilir ve istihdam sorunu çözülebilir.