Söyleşi: İbrahim Ethem Gören
Kemalettin Aktaş çiçeği burnunda bir hattat. 29 Ekim 2020 Perşembe günü İstanbul’da düzenlenen icazet merasimiyle Reisü’l-Hattatîn Hasan Çelebi Üstadın muvafakatiyle Hattat Ahmet Kutluhan’dan icazet alan sanatkâr ile yazı serencamı ve elinden neş’et eden birbirinden kıymetli yazı kalemleri üzerine bir e-sohbet gerçekleştirdik.
Kemal Bey sizi tanıyabilir miyiz?
İsmim, Kemalettin Aktaş. 1974 yılında Amasya-Taşova’ya bağlı Ardıçönü köyünde doğmuşum. İlkokulu köyümde, ortaokulu ve liseyi Taşova’da bitirdim. Lise bittikten sonra askere gidene kadar köyde ailemle tarım ve hayvancılıkla ilgilendim. İlçede inşaat işlerinde (kalebodur- döşeme) çalıştım. 1995 yılının Kasım ayında askere gittim. Terhis olunca da Marmara Üniversitesi’nde memur olarak göreve başladım. Halen aynı yerde çalışmaktayım. Evliyim ve 3 çocuk babasıyım.
Geleneksel sanatlarla tanışmanızın nasıl bir hikâyesi var?
Boş zamanlarımı nasıl değerlendiririm diye bir arayış içerisine girmiştim. Camiler, tarihi mekânlar ve mezar taşlarındaki yazılar hep ilgi duyduğum ve merak ettiğim bir konu olmuştu.
Hat sanatını ve medeniyetimizi tanıdıkça mezar taşlarındaki yazıları gördükçe hem hayran kalıp hem de okuyamamanın üzüntüsünü yaşıyordum. Bu yüzden bir hedefimde dedemizin mezar taşını yazmak oldu.
Arz ettiğim hassasiyete ilave olarak İslami bir sanat olması sebebiyle de hat sanatına olan ilgim yıldan yıla arttı. İş arkadaşım Yakup Bey ile olan sohbetlerim beni hat kursuna yazılmaya sevk etti. Kasım 2014’te İSMEK Kartal Eğitim Merkezi’nde hat kursuna başladım ve bir dönem burada eğitim aldıktan sonra Üsküdar Balaban Tekkesi’nde hocam Ahmet Kutluhan ile meşk etmeye başladım ve halen devam etmekteyim.
Bu alanda neler yapıyorsunuz? Hangi yazı nevileri üzerine yoğunlaştınız?
Bu alanda genel meşk usulüne göre önce rik’a ile başladım. Şimdi ise sülüs ve nesih yazı türünde meşke devam etmekteyim.
Hüsn-i hat sanatı eğitim süreciniz nasıl şekillendi?
Müfredâtı, mürekkebâtı bitirdikten sonra eğitim sürecinin sonunda Hattat Şeyh Hamdullah’ın kıtasını yazarak hocamızın takdiri ve Reis’ül-Hattatîn Hasan Çelebi hocamızın onayıyla hocam Ahmet Kutluhan’dan icazet aldım. Allah onlardan razı olsun.
29 Ekim Perşembe günü hüsn-i hat sanatı icazetinizi aldınız. İcazet, sanatkârın omuzlarına ne türden görev ve sorumluluklar yükler?
Aslında icazet bu yolun başlangıcı. İcazet, hattın sanat yönünün yanında manevi bir sorumluluğu da omuzlarımıza yüklüyor. Ayet-i kerimelerin ve hadisi şeriflerin özenli ve güzel yazılması tarih boyunca olduğu gibi günümüzde de mühim bir hizmettir. Bilindiği gibi hat sanatının meydana gelme sebebi Kur’an-ı Kerim’i yazma ile başlamakta ve ‘bu yazma eylemi ne kadar güzel yapılabilir?’ konusuna odaklanmakta… Sanatkârlar bu meyanda Kur’an’a ve İslam’a hizmette bulunmuş sayılıp manevi bir sorumluluğu ve aynı zamanda da hazzı hissetmektedir.
Hüsn-i hat sanatına kamış kalem imal ederek de katkıda bulunuyorsunuz. Kamış kalemin yazıda yeri neresidir?
Bilindiği üzere hat sanatının olmazsa olmazları kâğıt, mürekkep ve kalemdir. Hat sanatında üstatlar kalem olarak genelde kamış kalem kullanmışlardır. Celi yazılarda geniş ağızlı kamış bulmak zor olduğundan, ahşap, kemik, boynuz gibi değişik malzemelerden kalemler yapılmaktadır.
Kamış kalem üretme fikri nasıl ortaya çıktı?
Çalıştığım fakültede Osmanlı Türkçesi hocası hat sanatı ile ilgilendiğimi bildiği için beni ofisine davet etti ve makta yapımını gösterdi ve hediye etti. Beni ahşap kesme ile tanıştırdı, hocamın teşviki ile evimde oluşturduğum ufak atölyemde hobi olarak kalem, sedef kakma, ahşap kesme gibi bir takım faaliyetlerle meşgul olmaya başladım.
Hangi yazı kalemlerini üretiyorsunuz?
Daha çok sülüs ve celî yazılar için kalem üretiyorum.
Kalemlerinizin özelliklerinden bahseder misiniz?
Ürettiğim kalemlerin saplarını gürgen, meşe, abanoz gibi değişik ahşaplardan yapıyorum. Dayanıklı olması için bambu kamış, java, abanoz ve boynuz gibi malzemeleri tercih ediyorum. Kalemlerin saplarına kişiye özel isim yazıyorum ve ebru deseni uygulatıyorum. Son olarak da isteğe uygun renklerde boyuyorum.
Kalemlerinizle ilgili sanatkârların geri dönüşleri nasıl oluyor?
Yapmış olduğum kalemlerden özellikle isimlerini yazarak birçok hattat hocamıza ve arkadaşlarıma hediye ederek onların beğeni ve fikirlerini alıyorum.
Bir kalemin üretim sürecini özetler misiniz?
Önce kalemi tasarlayıp ahşabı da ona göre seçiyorum. Ahşabın budaksız, kuru ve düzgün olmasına dikkat ediyorum.
Bundan sonraki hedefleriniz nelerdir?
Bu konuda kendimi geliştirmek için daha iyi nasıl yapabilirim şeklinde araştırmalar yapıyorum, bu süreçte edindiğim yeni bilgileri de üretim süreçlerine dâhil ediyorum.
Amasyalısınız. Hat sanatının müessislerinden Şeyh Hamdullah Üstad başta olmak üzere ‘Şehzadeler Şehri’nden pek çok hattat yetişmiş. Amasya’nın bu alandaki sırrı ne olsa gerektir?
Amasya, bahsettiğiniz gibi şehzadeler şehri olması hasebiyle Osmanlı asırları boyunca kültürel açıdan oldukça gelişmiş bir şehirdir. Hat sanatı özelinde Yaqut al-Musta’simî ile başlayan ve 500. vefat yıldönümünde rahmetle andığımız Şeyh Hamdullah ile devam eden gelenek, Amâsîler Ekolü olarak yıllarca devam etmiştir.
Amasya’da başlayan bu ekol daha sonra İstanbul’da kendini göstermiştir. Hat sanatında birçok ilklere imza atan Şeyh Hamdullah, Amasya’da hat sanatında öncülük etmiştir.
Amasya’da Şeyh Hamdullah adına müze açılmasını, hat sanatının mümtaz üstadının isminin yaşatılması ve bu sanatın tanıtılması açısından önemli buluyorum. Şahsımın yaptığı kalem orada sergilenmektedir ve bundan onur duyuyorum.
Sizin ilave etmek istediğiniz hususlar nelerdir?
Herkese bir sanat dalıyla ilgilenmesini ve hobi olarak bunu yapmasını tavsiye ederim. Hayat mücadelesi içinde insanların ruhlarını beslemesi ve zihinlerini dinlendirmesi açısından sanat özelinde bir hobi edinmeyi önemli buluyorum.
İlginiz için teşekkür ediyorum Kemalettin Bey, icazetiniz hayırlı mübarek olsun.
Teşekkür ediyorum İbrahim Ethem Bey, var olunuz.