HASAN APAYDIN-İLAHİYATÇI
Sevgili gençler,
Devletimiz 2025 yılını aile yılı olarak ilan etmiştir. Biz de bu münasebetle okul olarak aile ve önemi ile ilgili bir program hazırladık. Arkadaşlarımız aile yılı programına tarihi, sosyolojik ve felsefi yönden baktılar. Şimdi biz de branşımız gereği aile ve önemine dini yönden bakacağız. İslam’a göre göre aile ve önemi üzerinde duracağız.
Hepimizin içinde doğduğu, büyüdüğü, yaşadığı ve bugünlere geldiği bir ailemiz vardır. Toplumsal hayatın zorluklarını aşabilmek ve güvenli bir şekilde yaşayabilmek için aile vazgeçilemez bir kurumdur. Hayatı ve hayatın gerçeklerini ilk önce ailemizde görür ve anlamaya çalışırız. Hayatın bize getirdiği iyi ve ya kötü olayları ailemizin desteğiyle aşmaya ve hayata tutunmaya çalışırız. Böyle durumlarda babamız en büyük dayanak, annemiz en büyük sığınak, kardeşlerimiz ise en yakın yardımcılarımızdır. Bu bakımdan kardeşlerimizle iyi geçineceğiz, babamızı el üstünde tutacağız, annemizi ise asla üzmeyip başımıza taç yapmalıyız Bu konuyla ilgili size bir iyi bir de kötü örnek vereceğim. Önce kötü olandan başlayayım. İki gündür televizyon haberlerine çıktığı için adını vermekten çekinmeyeceğim. Ben önceden hiç adını duymamıştım. Siz gençler bilirsiniz. Sansar Salvo diye bir rapcı varmış. Kendi öz babasını defalarca dövmüş, bunu videoya çekmiş ve sosyal medyada yayınlamış. Bu şahıs şu anda cezaevine atılmış. Bu yaratık asla sizlere örnek olamaz.
Şimdi iyi olanı anlatmaya çalışayım. Peygamberimiz zamanında Yemen’in Karan köyünde yaşayan Veysel adında bir deve çobanı varmış. Bu çoban hasta olan annesiyle yaşarmış. Bir gün Medine’de yaşayan peygamberimizden haberdar olmuş ve ona sempati beslemeye başlamış. Günün birinde annesine peygamberi çok merak ettiğini ve onu görmek için Medine’ye gitmek istediğini söylemiş ve izin istemiş. Annesi ona demiş ki; ‘’oğlum biliyorsun ben hastayım. Sana ihtiyacım var. Medine’ye git, ama oralarda çok fazla kalma hemen geri dön’’ demiş. Yemen ile Medine arası yaklaşık 1600 km yol. Veysel Karani devesiyle yola çıkmış ve bir aydan fazla yolculuk yaparak sonunda Medine’ye gelmiş. Medine’de peygamberimizin evini sorarak bulmuş ve kapıyı çalmış. Kapıyı peygamberimizin eşi açmış. Veysel Karani kendini tanıtarak Yemenden peygamberimizi görmek için geldiğini söylemiş. Peygamberimizin eşi Hz Muhammed’in evde olmadığını, eğer beklerse daha sonra görüşebileceğini söylemiş. Veysel Karani ise hasta annesinin olduğunu ve ona oyalanmayıp çabuk dönmek için söz verdiğini söyleyip oradan ayrılıp tekrar Yemen’e dönmüştür. Daha sonra eve gelen peygamberimiz olaydan haberdar olur ve çok duygulanır. Günler sonra arkadaşlarından birine giymiş olduğu hırkayı çıkararak bunu al ve Yemen’e git. Benim için Yemenden buraya kadar gelen bu adama hediye olarak götür der. O sahabe hırkayı alır ve Yemende Veysel Karani’ye ulaştırır. Veysel Karani bu hırkayı hiç giymeyip titizlikle muhafaza etmiş. Hiç evlenmediği için vefatından sonra kardeşi Şehabettin Sühreverdi el-Üveysiye intikal etmiştir. Bu aile daha sonra Yemenden göç edip Irak ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşamıştır. Bu bölgelerde yaşanan çarpışmalar yüzünden huzuru kaçan aile Ziver el-Üveysi zamanında Kuşadası’na göç etmiştir. Aile uzun yıllar Kuşadası’nda yaşamış ve ziraatla meşgul olmuştur. O yıllarda Kuşadası’nda Hırka-i Şerif vakfı kurulmuştur. Osmanlı padişahi 1. Ahmet’in fermanıyla aile 1611 tarihinde İstanbul’a taşınmıştır. O hırka şu anda İstanbul’da olup her yıl ramazan ayında ziyarete açılmaktadır.( Kaynak: Antik çağdan günümüze Kuşadası ticaret tarihi, sayfa 74-75 Yazarı: Mahmut Ökçesiz.)
Sevgili gençler, Veysel Karani örneğiyle ana sevgisinin önemini bir kez daha anlamış olduk. Dinimiz İslam anne ve babaya büyük önem vererek İsra suresi 23. Ayette ‘’anne ve babaya iyilik edin. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırlarsa onlara ‘’öf’’ bile deme ve onları azarlama’’. Buyrulur. Babamız önemli ama annemizin yeri bambaşkadır. Sahabeden adamın biri peygamberimize geldi ve ana-babayla ilgili ne buyurursunuz dedi.
Peygamberimiz adama annene iyilik et dedi. Adam daha sonra kime dedi. Peygamberimiz yine annene iyi davran dedi. Adam üçüncü defa daha sonra kime dedi. Peygamberimiz yine üçüncü defa annene iyilik et dedi. Adam aynı soruyu dördüncü defa sorunca peygamberimiz babana iyili et dedi. Buradan da anlayacağımız gibi ana hakkı ödenmez. Hepinizin mutlaka duyduğu bir Hadisi Şerif vardır. Peygamberimiz ‘’cennet annelerin ayakları altındadır’’ buyurarak cennete gitmenin yolunun anneleri memnun etmekten geçtiğini vurgulamıştır.
Bu gün evlere gidince annenize olan sevginizi bir daha gösterip ellerini öperek sizleri dünyaya getirip bu güne kadar arkanızda durdukları için bir kez daha teşekkür edin. Unutmayın ilerde sizlerde birer anne olacaksınız. Bu gün anne ve babanıza yaptığınız iyi ve ya kötü davranışların karşılığını kendi çocuklarınızdan kat ve kat fazlasıyla göreceksiniz. Sevgiyle kalın. Allah’ın rahmet ve bereketi üzerinize olsun.
Not. Bu makale Kuşadası Ada Kız Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerine konferans olarak verilmiştir.