Yaşam alanlarını, doğayı, yaban hayatı, bitki örtüsü ve çeşitliliğini suya erişim hakkını savunanların 9 Kasım 2014 günü Trabzon’da bir mitingi vardı. DEKAP (Derelerin Kardeşliği Platformu) tarafından düzenlenen mitinge katılamadım. Mitingde Yeşilırmak Çevre Platformu adına mesajımız okundu.
Yöremizdeki HES’lerin tahribatı ve tarım alanlarının bire beş vererek acele kamulaştırmalar yapıldı. Tarım yapan üreticinin ürün ekimi ve pazarlanmasındaki olumsuzluklar, kar ve kazanımın düşüklüğü gibi sebeplerden dolayı , üretici toprağını karşı çıkmaksızın acele kamulaştırmaya teslim olmasına neden oldu. Fatma Yolaçan’ın HES regülatörünün yapılacağı parsel ile ilgili açtığı dava sonucu Danıştay acele kamulaştırmayı durdurdu. Bu karar üzerine Taşova Ziraat Odası önünde bir toplantı düzenleyerek ilgili şirkete Danıştay kararına uyması için çağrı yaptık. Tabii ki HES inşaa eden şirketler rant uğruna yasa, yönetmelik dinlemiyorlar. Ayrıcalıklarının nereden geldiğini okuyucunun takdirine bırakıyorum. Danıştay kararı ile durmadık, 60 kişi ve bir takım kurumlarla birlikte aynı davayı Anayasa mahkemesine taşıdık.
Şimdi buradan şirkete sesleniyorum: Anayasa mahkemesi de lehimize karar verdiğinde ne olacak? Şirket onarılmaz bir biçimde yaptığı tahribatı düzeltip, bu araziyi eski haline döndürebilecek mi? Doğanın binlerce yılda oluşturduğu doğal hayatı, vadinin o güzelliklerini bize tekrar iade edebilecek mi?
Tokat G. O. P. Üniversitesinden gelen akademisyenlerle 20 Kasım 2014 günü ilçede yapılan toplantıda konu ile ilgili önemli bilgiler edindik. Toplantıda; Taşova belediyesinin öncülüğünde yerel veri depolanması; toprağın yapısı, bitki örtüsü, bitki çeşitliliği , iklimkoşulları, güneş alım durumu ısı yapısı ile birlikte bu vadinin buzul çağından dolayı önemi ve hangi türlerin bu vadide korunma anlamında yerleşmesi, tarımsal yatırım ve kalkınma öncelikli proje hazırlanması gibi konular detayları ile anlatıldı.
Burada hemen şu anekdotu paylaşmak istiyorum. Buzul çağı 10 bin yılda olurmuş. 2. 10 bin yıla 10-15 yıl kaldığını, bu vadinin suyun kullanımı ve yaşam alanlarındaki tüm canlı türlerine eşit dağılımı ile birlikte 10-15 yılın iyi değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Yer altı ve yer üstü sularının doğal halinin korunması yönünde HES’lerin zararlarını ifade ediyorum. Yani kuraklığın şimdiden belirtileri ile birlikte iklim koşullarının nasıl değiştiğini hep birlikte yaşıyoruz.Bu vadinin korunabilmesi için HES belasının bitirilmesi gerekiyor.Gelen akademisyenlerin öngörülerinin uygulanması lazım.
Ayrıca akademisyenler; Tarımsal desteklemelerin bölgenin doğal koşullarının korunarak üretime dönüştürülmesi ile ilgili TEKNO-PARK projesi hazırladıklarını öğrendik. Bu projeyi çok cüz’i ve ekonomik bir bedelle yapacaklarını beyan ettiler.Bu toplantıların devam edeceğini vadinin büyük ova statüsüne alınması yönünde Taşova- Erbaa- Niksar ile beraber komisyonların kurulması ve tetikleyici gücün Taşova olması gündeme geldi. Vadinin korunması için acil tedbir alınması yine ön plana çıkan görüşler arasında idi.
Akademisyenlerin söylediği şu görüş çok anlamlı ve üzerinde düşünülmesi gereken bir konu idi. Şöyle ki; 10-15 yıl içerisinde Taşova’da oturanların evlerinde su akmayınca belediyeyi işgal edebileceklerini akıllarından çıkarmamaları gerek. Çünkü gidişattüm bu olumsuzlukları çağırıştıran belirtilerle dolu olup, üstüne üstlük HES’lerin suyu kanal ve tünele alması ile susuzluk ve kuraklık bu durumu erkenleştirecektir.
Şirketlerin yasa tanımaz hukuk dışı tutum ve davranışları, doğanın binlerce yılda oluşturduğu bu güzellikleri ortadan kaldırıyorsa buna dur demek hepimize düşer.
” Keşke müdahale etseydik” diye bir girdaba düşmemek için sizleri KEŞKE dememek için yaşam suyu Yeşilırmağımızı korumak için sesinizi yükseltmeye çağırıyorum.