Son günlerde büyük bir sorumlulukla, üzüntüyle ve dahi duygu ile okuduğum âdete
sayfalarla, paragraflarla, cümlelerle dans ettiğim, çoğu kez körebe oynadığım birçok kez
tekrar ettiğim aralıklarla çizdiğim başucu kitabım.
Değerli hocam, ağabeyim, dostum, kitabı imzalayıp verdiğinde ilk yaptığım hareket
sayfaları tek tek açıp başlıklara bakmak, gözüme ilişen ara noktaları okumak oldu.
Bilindiği üzere 1915 yılında “sevk ve iskan “ kanununun günümüze yansıyan tarafıyla
yanlışların ve yalanların gündemde olmasıdır.
“Tehcir “ Arapça asıllı olan kelime “hecera” fiilinden türeyen rubai (dört harfli) bir
mastar- isimdir. Bir yerden başka bir yere göç ettirmek, hicret ettirmek manasını taşır.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında başta Türkler olmak üzere Ermeniler ve
diğer milletler büyük acılar yaşamışlardır.
Yaşanılanlar, yalan yanlış, bilgi ve belgeden yoksun yazmayı, konuşmayı gerektirmez.
Ancak, Ermenilerin tarihe bakışı, yaşananları çeşitli şekillerde gündemde tutmakta,
açıkça bize karşı iftira atmaktadır.
Hâlbuki Ermenistan bugün kardeş ülke Azerbaycan’ın topraklarını işgal altında
tutmaktadır.
Bütün bunları biliyor olmamız, iki binli yıllarda Karabağ’da toprakları işgal altında
bulunan insanların yaşadıkları kamplara defalarca ziyaret etmiş biri olarak dünya
başkentlerinde alınan kararlara yazık diyorum. Yazık… Çok yazık.
Yazımda kısa da olsa bir kitap tanıtımı yapacağım. Kitabın adı “Tarihî Şiir ve
Ağıtlarda Ermeni Katliamı” dır. Kültür Ajans Yayınlarının 270. Kitabı, 118 sayfa olarak
okuyucu ile buluşan, Hayrettin İvgin hocamızın önemli bir çalışmasıdır.
“Önsöz”de ana hatlarıyla detaylı giriş yapıyor. Bu bölümün uygun bulduğum ve
okuyucularıma iletilmesini düşündüğüm paragraflardan bazılarını yazıma alıyorum.
“Amerikalı Tarihçi Prof.Dr. Justin McCarthy şunları söylüyor:
“Ortada şüphe kabul etmez bir gerçek var. Birinci Dünya Savaşı esnasında daha
önceki yüzyılda olduğu gibi Ermenilere karşı ilk savaşı açan Türkler değildi. Savaşı başlatan
Ermenilerdi.”
“Meseleleri başlatan her zaman Ermeni milliyetçileri olmuştur. Ermeni isyancıları
olmuştur. Suç, daima onların üzerinde kalacaktır.”
Yazar; bu küçük kitabında amacının düşmanlığı körüklemek değil, soykırım yalanının
gerçek olmadığını, hatta tam tersi olduğunu ortaya koymaktır. Okuyun göreceksiniz
soykırıma uğrayan Müslümanlardır. Türklerdir. Kitaba alınan şiirler ve ağıtlar, çatışmaların
yaşandığı yıllarda kaleme alınmış ve söylenmiştir. “Daha ne olacak ki? Belge dediğiniz şey
sadece yazışma mıdır, düz yazılar mıdır, hatıralar mıdır? Söylenen şiirler, ağıtlar belge değil
midir?”
Yazar, şimdiye kadar Türk araştırmacı, bilim adamı ve yazarların Ermeni olayları ile
ilgili yaptıkları çalışmaları saygı ile andığını ifade ediyor. Kendisinin halk edebiyatımız ve
genel edebiyatımız içinde az da olsa bilinenleri bir araya getirdiğini, halk bilimci ve halk
edebiyatçısı olarak, bu çalışmasında duygusal ağrılıkta olabilir ama önemli olan şiirlerin ve
ağıtların içindeki gerçeklerdir. Diyor.
2015 yılı içinde bu konu ve kitaptan bahseden yazılarım devam edecektir. Hayrettin
İvgin Hocamın “Tarihî Şiir ve Ağıtlarda Ermeni Katliamı” kitabını okumak gerek diye
düşünüyorum.