2018 Nisan ayında doğruyu konuşmak başlıklı bir yazıyı kaleme almışım.
Aynı kişilerin TV ekranlarında her konuda, bilsin yâda bilmesin uzman gibi konuşarak, gazete kupürlerini bizlere yorum diye satmalarının doğru olmadığını yazmışız.
O günden bugüne değişen, gelişen hiç bir şey yok.
Rahat olun aynı yerdeyiz.
Aynı lakırdı, aynı nakarat.
Ben şahsen çok sıkıldım, yoruldum!
Tartışma programlarında ki sıradanlık aklıselim herkesi irrite ediyor.
Bu ülkede onca Profesör, Mevzuya hâkim onca uzman varken, onların görüşüyle aydınlanmamız gerekirken, niye laf olsun torba dolsun babında, ilgisiz alakasız kişiler kocaman kanallarda bilgi verme yerine, ucuz polemikle seyircilerin zamanlarını çalıp, ülkenin onca sorunu pas geçerek gündemi meşgul ederler.
Ülkenin her problemini sanki başka kimse yokmuş gibi aynı şahsiyetlere bağrıştırarak yorumlatmanın kara mizah tan öte ne anlamı var.
Komik oluyorsunuz…
Seyircinin aklıyla alay ediyor, hafife alıyorsunuz.
Hakikatleri manipüle edip, sürekli rivayetleri pazarlamak günün birinde CV’nize yazılacaktır. Gerçekler eskisi kadar kolay saklanmıyor.
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar derlerdi ya, İnanmayın!
Teknoloji sayesinde gerçekler yatsıyı bırakın akşamı bile beklemiyor gün batımında cas cavlak ortaya çıkıyor.
Dün siyah dediklerine bu gün beyaz derken o kadar rahatlar ki hiç zorlanmıyorlar. Dün elleri patlarcasına alkışladıklarını, övgüler düzdüklerini bugün yerin dibine rahatlıkla çakabiliyorlar.
Şartlara, güce göre konumlanmak…
Beleşe üzüm yiyecekler, bağcı değişti mi bunlarda değişir yeni bağcıya göre konumlanırlar.
Deve kuşu misali başınızı kuma gömüyorsunuz lakin her yanınız dışarıda.
Doğruyu yalana ezdirmek! Beyhude çaba, insanlık için, ülkemiz için doğru olan ne varsa vicdanımıza danışıp, her ahval ve şartlarda doğruyu konuşmaktan asla vaz geçmeyelim.
Konuşmalarımızdan, düşüncelerimizden çocuklarımızın başları önlerine eğilmesin, utanmasınlar, bıraktığımız mirasımızdan gurur duysunlar.
Her konuşmamız vicdan süzgecinden geçirilerek devlet adına olsun, millet adına olsun, insanlık adına olsun, içinde adalet, paylaşımda hakkaniyet, üretim, kalkınma adına olsun.
“Cesur bir insanın atacağı en basit adım, bir yalanın parçası olmamaktır. Gerçeğin bir kelimesi bile tüm dünyaya bedeldir” Soljenitsin
“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol“ Hud 112