Eskilerin elinde imkan yoktu, yazmaya kalem yoktu, çoğunun dilinde kelam yoktu. Son beş yüz sene öyle bir gelişme gösterdi ki, öyle bir yola düşürdü ki insanlık, kömür, bakır ve demir ile başlayan tabii kaynakların alet edevat haricinde hayatın içinde olabildiğince geniş kullanılması sonucu başka, yeni ve farklı bir dünya ile tanıştı.
Elektrik icad edildi. Cereyanın icadı ile başlayan imkanlar birbirini takip etti. İmkanların artmasıyla beraber 19. asır sanki buluşların birbirini takip ettiği yüzyıl oldu. Telefon bulundu. Kamera, sinema, teyyare hayatın içine girdi. Önce tren ile uzak diyarlar yakınlaştı. Sonra, kara yolu gelişti. Teyyare kısa sürede kuş gibi uçmaya başladı. Bilmediğimiz, tanımadığımız insanlar, hayatın imkanlarını çoğaltmak için buldu ve üretti. 20. asrın ikinci yarısı dünya televizyonu tanıdı.
Biraz sonra bilgisayarla tanıştık. Elbette bütün bu gelişmeler, bir disipline, plana, proğrama, çok çalışmaya bağlıydı. Oysa, önceleri gurbet vardı, hasret vardı. Gurbettekinden haber almak için mektup yazılırdı/yazdırılırdı. Mektup öyle bir nesne idi ki türkülere, şiirlere, destanlara, ağıtlara konu olmuştu. Anadan, babadan, yardan, askerden haber almak sanki kavuşmaktı! Gazete de girmişti 19. asırda sokağa, çarşıya, dükkana, hanelere. Matbaa önemli bir katkıydı. Engellemelere rağmen geldi ve girdi hayatın ta içine. Telgraf icad edildi. Kısa ve acil haber almaktı telgraf ! Şu son 150 yıl içinde nerelerden nerelere gelindi? Bugün haber almak gibi bir mesele kalmadı. Telefonun icadı ve gavurun aşırı hızlı düşünmesi sonucu gökyüzü bilimi akıllara zarar gelişti. Kainat dünyadan ibaret değildi. Buluşlar çoğaldı ve aya ayak basıldı. Bu gelişmeler asla husumetleri, hasımları, savaşları, ölümleri, kinleri, nefretleri durdurmadı. Dünya savaşları insanlığın çoluk çocuk demeden kanını akıttı. Bugün daha vahim savaşlar var. Bu hızlı gelişmeler silah üretimini de hızlandırdı. Psikolojik ve soğuk savaşlar devam ediyor. Niçin ve neden? Bunu benim bilmem mümkün değil. Ancak, savaşlara karar verenler bilebilir!!!
Derken uzaya uydu gönderildi. Cep telefonları üretildi. Üstüne üstlük ikibinli yıllara internetle girildi. Sonra bilgisayar programları geliştirildi, haber almak kolaylaştı; gurbet yakınlaştı, uçakla yolculuk ile sanki dünya küçücük kaldı. Şimdi cep telefonuyla haber alınıyor, haber salınıyor. Elin oğlu neleri üretti ve bizler neleri sinemize, bağrımıza, toprağa, tarihe gömüp nelere bağlandık, bağımlı kaldık? Facebook, whatsApp desem, bilmeyen bir insan kaldı mı? Hayırlı haberler alın! Saygılarımla!
Enver Seyhan