Amasya İtimat

 GELİNCİKLER PAPATYALAR, BİZİM YAYLALAR…

0
250

Haber: Ahmet Şimşek
Yazı başka, kışı başka, hele ilk baharı, son baharı başka. Rengarenk örtülere bürünür bizim yaylalar. Baharın gelmesiyle çimenler yeşerir, ağaçların tomurcukları küçücük yaprağa dönüşür, Kırlarda, bayırlarda çiçekler açar, kelebekler uçar, bazen sarı veya beyaz papatyalar, bazen de kırmızı gelincikler baş gösterir. Hele mor menekşeler, geniş yapraklı yayla otları, arı vızıltıları, cennet misalidir bizim yaylalar.
Sepetli köyünün içinden yukarı toprak yolda yokuşa tırmanırsın, Yamaçlar çok dik olduğundan, sağa sola, kıvrıla kıvrıla yollar sizi Canik dağlarının zirvesine doğru götürür. Dereleri geçersin, yemyeşil gürgen ağaçlarının arasından tepeye yaklaştığında Karşıda üç beş ev görünüz. Çiçekler tepelerin üzerinde gelin başı gibi rengarenktir. Görünen yer Sepetli yaylası Elmapınarı’dır. İnsan bakmaya kıyamaz, içini bir sevinç kaplar. Issızdır buralar, kuş seslerinden, arı vızıltılarından bazen de hayvan seslerinden, rüzgar ugultularından başka ses duyamazsınız, Adeta huzurun başka mekanıdır buralar, İki yol ayrılır, Sağdaki Arpaderesi Köyü Harmancuk Yaylasına gider, Solda kalan yol ise Taştepesi mezrasına gider (Karlık Köyü) Yemyeşil ormanların gökyüzünü kapladığı sağdaki yoldan devam edersen size çok güzel görüntüleri göreceğiniz, hiç bir ressamın çizemeyeceği manzaranın tamda ortasında; karşı dağları seyrederek Harmancuk yaylasına doğru götürür sizi yollar. Bir tepenin üzerinde görünüz o yeşiliyle, kel tepeleriyle, soğuk baldan tatlı çeşmeleriyle, koyunların kuzuların, meleştiği, yemyeşil yayla evleriyle karşılar sizi bizim yaylalar. Uzaktan bir kaval sesi duyulur, Eski türkülerin adı da sevdası da başkaymış. Sevdiğinden ayrılan garip çobanın sevdiğine kavuşmak için feryadını dinlersiniz kaval sesinde. Bazen de koyun sulama havası dediğimiz, türküler gelir kulağınıza.
Zamanın birinde Oba Köyünden Kırkharman Köyünde ikamet eden gençliğinde çobanlık yapmış. Kayınpederim Ahmet Dikmen’den dinlemiştim bu yaşanan hikayeyi “Çobanın biri ağanın kızına aşık olur, kız da ona karşı boş değildir. İstetir kızı babasından. Ağa derki “koyunlara tuz yalatacaksın, her zamanki suladığın suyun başına koyunları götüreceksin, kavalını öyle dertli çalacaksın ki, koyunlar su içmeden geri peşine düşüp gelecek” der. Çaresiz çoban bu aşk imtihanını kabul eder. Koyunlara tuz yalattırırlar. Koyunlar sulamaya salınır, Çoban kavalına asılır, öyle dertli çalar ki, içme koyun içme suları içme, diye adeta yalvarır, bütün koyunlar çobanın kavalını dinler, suya inmez, bir kara koyun vardır ki bütün koyunlar gitmez o su içmeye gider, yalvarır kavalıyla çoban, Çoban zamanın birinde kara koyunu dövmüştür. Zararlığa giden kendisini dinlemeyen kara koyunu uyarmak için dövdüğünden kara koyun dinlemez çobanı, tam suyun başına varır içecekken suyu, kaval çok dokunaklı gelir, kara koyun kıyamaz bu büyük sevdaya su içmekten vaz geçer.” Hikaye bu ya ağa söz verdiği gibi kavalıyla koyunları su içmeye giderken geri çevirdiği için güzeller güzeli kızını çobana verir.
Kültürel Haberler -2025 amasyamedya@

Yorum Ekle