Ahmet Günaydın
Köy enstitülerinin kuruluşunun 78. yıl dönümü. Köy enstitüsü girişli olup, Öğretmen okulu çıkışlı olan öğretmenlerimiz Fehmi Eser ve Mustafa Alpat ile Taşova Öğretmenevinde köy enstitülerini konuştuk.
Bir çok anıları var Eser ve Alpat öğretmenlerimizin bir çok anıları var. Özellikle günümüz eğitimine ışık tutacak Fehmi Eser hocamın bir anısını sizlerle paylaşmak istedim.
“1957 yılında Devre köyünde 58 öğrencimle birleştirilmiş sınıfta tek öğretmen olarak görev yapıyorum. Öğrencilerin rutin temizlik işlemleri var. Ahmet Yolaçar (Kaçak Ahmet) olarak biliniyor. Yeğeninin kızı öğrencim. 2. sınıf talebesi, eksikleri olduğu için o gün 5 öğrencimi evlerine gönderdim. Merhum Ahmet Yolaçar o dönemler kaçak. Öğrencimin annesi durumu yanlış algılamış ve beni Ahmet ağaya şikayet edeceğini söyleyerek köyü terketmemi istedi. Tabii korktum ve durumu muhtara anlattım. Muhtar ve yanındaki büyükler Ahmet ağanın bir eğitimciye asla zarar vermeyeceğini söylediler. Hatta muhtar ve köy bekçisi korkumu yenmek için geceleri benimle beraber kaldılar. Bir kaç gün sonra Ahmet ağa köye gelmiş, eve gelince yeğeni durumu anlatarak beni şikayet etmiş. Fakat aldığı cevap tarihe not düşecek bir ibret vesikası olmuş. Ahmet ağa: “O devletin bir öğretmeni, sen ona öyle söyleyemezsin. Yarın gidip ayaklarına kapanıp özür dileyeceksin”
Yeğeni ertesi gün erkenden geldi ve “Beni affedermisin deyip özür diledi.Öğretmenlik hayatım boyunca çok anılarım oldu ama bu hatıramı hiç unutamıyorum.”
Geçmişteki öğretmene bakış açısı ile günümüzdeki bakış açısını kıyaslayabilmeniz için eğitim tarihine bir not düşelim istedik. Yorum sizin..