İdris Sayar
Taşova’da 70’li, 80’li yılları çok yoğun yaşamış biri olarak söylüyorum. Kabul edelim ki o yıllarda küçük bir kasaba görünümündeki ilçemizde, bütün Anadolu’da olduğu gibi insanların doktora, sağlık kuruluşlarına ulaşması pek de kolay olmuyordu.
Taşova’da yaşayanların çok özel bir şansı olduğunu herkes bilir. Çünkü o yıllarda Taşova’nın Esengül ablası vardı. Abartmıyorum, gerçekten de bu çok önemli ve özel bir durumdu.
İlkokul yaşlarımdan beri tanıdığım, dükkân komşumuz ve evlerimiz biraz uzak da olsa aynı sokakta yaşayan ev komşumuzdu. .Aslında mekanların uzak veya yakın oluşları bence pek önemli değildi..
Gece-gündüz fark etmeden günün her saatinde her Taşovalı, Esen ablaya ulaşabilirdi. Esen abla, bir Eczacıydı, aslında. Gerçek de ise bütün bir Taşova’nın doktoruydu. Kadınlarımızın ve çocuklarımızın her türlü yardımına uzanan o şefkatli elleriyle şifa olmaya çalışırdı. Hiç bir şey yapmasa da gülen yüzüyle insanlara bir melek edasıyla yardımcı oluyordu.
Bir asalet timsaliydi. Hanımefendi özelliği ona çok yakışıyordu.
Yılları sonra kızı Melike öğretmenimle aynı okulda görev yaparken , ona dedim ki “ Sizin anneniz bir melek, sadece kanatları yok…” Bu dediklerimi kuru bir iltifat olarak görmeyin, gerçek bu.
“ Bu dediklerinizi anneme söyleyeceğim, çok sevinecek” dedi.
Eksiği var, fazlası yoktu.
Bu yazıyı sağlığında yazmayı ve paylaşmayı düşünmüştüm . Olmadı . Başarmadım. Bu nedenle de çok üzgünüm.
Taşova’dan ve bu Dünya’dan bir Esen hanım yaşadı ve geçti.
O zaten bir melekti, aziz ruhu uçmağa vardı.
Onu kaybetmenin derin üzüntüsü ile çok da bir şey yazamadım.
O. Veli Kanık’ın dediği gibi “kelimelerin kifâyetsiz “ olduğunu düşünüyorum.
Nurlarda, çiçekler içinde uyuyasın Esen ablam.
Bize yaşattığın insani duygular için sana minnettarız.
Not: Taşova Belediyesi’nden beklentim o ki, O’nun aziz anısına Esengül ablamızın yaşadığı veya işyerinin bulunduğu sokağa adının verilmesidir.