Amasya İtimat

EN BÜYÜK SORUNUMUZ…

0
879

HASAN APAYDIN-İLAHİYATÇI

Elinize mikrofonu alıp bir caddenin köşe başında durup yoldan geçen yüz kişiye bu ülkenin en büyük sorunu nedir? Diye sorsanız eminim ki en az % 70 i ekonomi diye cevap vereceklerdir. Bu soruyu bana sorarsanız benim cevabım ise ekonomi değil bu ülkenin en büyük sorunu ahlak sorunu yani ahlaksızlık derim. Ekonomiyle beraber tabi ki bir sürü sorunumuz var ama hepsinin ana kaynağı olarak birinci sebep ahlaksızlık sorunudur. Siyasetçisinden ticaretçisine, amirinden memuruna, aydınından sıradan vatandaşına, öğretmeninden öğrencisine, zengininden fakirine, aliminden cahiline kadar kısaca hepimiz ama hepimiz silsile halinde suçluyuz. Ahlaklı olan azınlık grupta ahlaksızlara gerekli tepkiyi vermeyip sessiz kaldıkları için suçludurlar.
Ülke olarak gelişmiş medeni ülkelerden bir eksiğimiz yok. Yeterince yetişmiş insan gücümüzde var. Tabii kaynaklar bakımından çok da fakir değiliz. Coğrafya olarak dünyanın en güzel yerlerinden birinde bulunuyoruz. Din olarak da en son dine mensubuz ama toplum olarak bir türlü huzuru ve refahı yakalayamıyoruz. Toplumumuzda ahlaklı olmak istisna durumuna düşmüş ahlaksızlık ise sıradanlaşmıştır. Kimse hakkına razı durumda değildir. En basit günlük işlerimizde bile torpil arıyoruz. Birilerinin üstüne basarak yükselen insanımız kendini uyanık olarak görüyor. Haram-helal demeden zenginleşen insanımız kendini akıllı olarak görüyor. Okullarda az da olsa ciddi ders çalışan öğrencilerimiz arkadaşları tarafından aşağılanıyor. Emek vermeden köşeyi dönmek diye tabir edilen haksız zenginleşme toplumda özenilir hale gelmiş durumda. Saygı, sevgi ,vefa, diğerkâmlık ,yardımlaşma, dayanışma, hak, hukuk gibi kavramlar pek bir anlam ifade etmez hale gelmiş durumda. Güven duygusu alaşağı edilmiş herkes birbirinden şüphelenir hale gelmiş ve hatta babana bile güvenmeyeceksin sözü yaygınlaşmış durumdadır. Taciz , tecavüz, soygun, vurgun, gasp, cinayet gibi olaylar sıradanlaşmış vakayı adiyeden sayılır hale gelmiş durumdadır. Evlere ve işyerlerine kilit üstüne kilit vurulmakta ve her yer kameralarla izlenmeye çalışılmaktadır. Özellikle büyük şehirlerde içimiz rahat bir şekilde emniyetli olarak gezemiyoruz. Bir şeyler alırken ve satarken karşımızdaki insanlardan emin olamıyor ve hep tedirgin durumdayız. Her yıl evlenen insanımız azalırken boşanan insanlarımız çoğalmakta. Ticarette eskiden söz senet iken şimdilerde senedin dahi bir hükmü kalmamış durumda. Milyonlarca insan birbiriyle mahkemelik ve icra dairelerindeki dosyalar yerlerde sürünüyor. Toplumda hırsızlık, arsızlık, rüşvet, adam kayırma, zulüm, açgözlülük, ,hırs almış başını gidiyor. Daha burada yazamadığım pek çok olayları hepimiz her gün ya yaşıyoruz ya da izliyoruz. Hiç kimse olayları abarttığımı söylemesin az bile yazdım. Hepimiz bu toplumda yaşıyor ve her gün haberleri izliyoruz. Benim tahminim toplumda yaşanılan olayların az bir kısmı haberlerde yer bulabiliyor. Böyle bir ortamda tabi ki ekonomi bozuk olur.
Başta da söylediğim gibi istisnasız hepimiz suçluyuz. Bu durum sürdürülebilir değildir. Toplum olarak yokuş aşağı gidiyoruz. Hiç kimse masum değildir. Hepimiz bir şeyler yapmalıyız. Yoksa toptan felakete gidiyoruz. Bana kalırsa hep beraber Yunus peygamberin duası gibi ‘’ya rabbi ben zalimlerden oldum’’ diye dua ederek yanlışlarımızı itiraf edip topluca doğru yola yönelmeliyiz.

 

Yorum Ekle