Alfabemizde 29 harfin olduğu bunların 21’inin sessiz ,8 tanesinin de sesli olduğu hep öğretilmiştir.
Gerçekten dilimizi yazılı hale getirirken harflerin sayısının 8, 21,29 ya da 31 olmasının önemi var mıdır?
Olmamalı diye düşünüyorum.
Bize yıllardır Yeni Türk alfabesi diye söylenen harflerin Latin alfabesinden devşirilen harfler olduğunu söylememişlerdi.
Latin alfabesinin Q,X,W harfleri ne hikmetse yeni Türk Alfabesine alınmamıştır..
Artık q,x,w harfleri günlük yaşamımıza girmiş bulunuyor.
Sanıyorum geçen hafta içindeydi, merkez okullardan birinde çalışan genç iki öğretmen kırtasiyeye geldiler. İkisi de gençti.Bana, eğik el yazısını içeren yazı tablosu olup olmadığını bayan öğretmen, sordu. Bende kendisine elimizdeki mevcut yazı tablosunu kendilerine takdim ettim.
Daha önce öteki kırtasiyelere de uğramış olacaklar ki, bu tabloda da yukarıda adı geçen Q,X,W harflerinin olduğunu, kendisine bu harflerin olmadığı tablonun lazım olduğunu söyledi.
Niçin diye kendisine sordum. Cevaben, alfabemizde 29 harfin olduğunu bahse konu olan Q,X,W harflerin alfabemizde olmadığını, bu üç harfle harf sayısının 32 olacağını, bu durumu çocuklara izah edemeyeceğini söyledi.
Kendilerine tablo üzerindeki bu üç harfin üzerini kapatabileceğini söyledim. Olmaz dedi. Yanındaki genç ben bu işlerden anlamam, benim işim değil dedi. Haklıydı belki. Ayaküstü kendilerine bende öğretmenim dedim.
Günlük yaşantımıza adı geçen harfler gireli yıllar oldu. Kullandığımız cep telefonları, fakslı telefonlar, dahası her evde bulunan bilgisayarların klavyelerinde Q,X,W’nin ve bizim alfabemizde olmayan öteki işaret ve terimlerin olduğunu, aslolan reel yaşamda kullanılan harflerin araç gereçlerin ve terimlerin olduğunu söyledim. Alfabedeki 8 sesli, 21 sesiz harfin şekil ve sayısının önemli olmadığını, sayılara takılı kalınmamasının gerekliliğini anlatmaya çalıştım.
Alfabemizde olmayan Q,X,W harfleri günlük yaşamımıza girmiştir. Çocuklarımız daha okula başlamadan evlerde bu harflerle tanışmaktadırlar. Hâlbuki alfabeye alınmaması büyük eksikliktir. Bu M.E.B’nın işidir.
Çocuklarımızın örgün eğitime başladıkları ilk yıllarda öğretilmesi ve bilişim araç gereçlerinde kullanmaları öğretmenler nezaretinde yapılırsa yararlı olacaktır.
Kaldı ki, bu harfler matematik fizik ve İngilizce gibi derslerde kullanılıyor zaten.
Yakın zamanda bu harflerin alfabemize konması zorunluluk olacaktır.
Bilimsel çalışmalarda kullanılan işaret sembol ve terimlerin kullanılmasında duygusal davranıp ideoloji temelinde düşünülmemelidir.
İlçemizde sivil toplum kuruluşu olarak TEKVA emekli öğretmen merhum Halil Yılmaz’ın öncülüğünde kurulmuştu. İsminin ne önemi var ki. Halil, Ahmet, Veli, Yılmaz ne fark eder?
TEKVA eğitimle ilgili faaliyeti bulunan bir vakıf. Yıllardır bu vakfın fakir üniversite öğrencilerine miktarı az da olsa anlamı büyük nakit bursluluk sağladığını biliyorum.
TEKVA’nın en büyük finansörü ilçemizde esnaflık yapan ÖZGÜR MARKET’in sahipleri Özgür Ağış ve oğulları, Özkan AĞIŞ ve adını yazamadığım öteki esnaf ve hayırseverler olduğu bilinmektedir.
Ayrıca halen Bursa da tekstil, havlu konfeksiyon imalatıyla ve ihracatıyla iş hayatına başarılı bir şekilde devam eden Fuat Bursalı’nın da TEKVA ile ilgilendiğini bilmeyen yoktur.
Fuat Bursalı’nın Taşova’ya yaptırmak istediği çok derslikli okulu, okul için belediyece arsa tahsisi yapılmadığından Bursa’da yaptırması çocuklarımız için büyük kayıptır.
TEKVA’nın son kongresinde yapılan yönetim değişikliğiyle yönetime eğitim camiasından değerli öğretmenlerimizde girmişlerdir.Çalışmalarında gayretli oldukları görülmektedir.
Sayın Bursalı’nın yönetim değişikliği ve okula arsa temin edilmeyişinden sonra TEKVA ile maddi ve manevi ilişkilerinin en alt düzeye indirdiği ifade edilmektedir.
Fuat Bursalı’nın TEKVA’ya bakışı eğer kişilere endeksliyse bu çok üzücüdür. Taşova için kayıptır.
Sayın Fuat Bursalı’nın TEKVA ile ilgili bu yaklaşımını değiştirebilecek insanlarımız varsa ki, olduğunu biliyoruz. Sayın Bursalı’nın yeniden TEKVA ile gönül birlikteliğinin sağlanması eğitimlerine devam eden ve maddi yetersizliklerden sıkıntıya giren çocuklarımız için kazanım olacaktır..
Taşova’mızın eğitimle ilgilenen tek sivil vakfı TEKVA’yı bütün politik görüşlerin etkisinden uzak tutmalıyız. Biz olmazsak vakıf olmaz, ben varsam vakıf var anlayışı, ben merkezli bencil anlayıştır. Esas olan işin iyi yapılmasıdır. İşi yapanların kimliklerin ne önemi var ki?