Milletler varlığını devletine, milletine adamış her türlü menfaatten, çıkardan
arınmış yetişmiş dürüst nitelikli liyakatli insan gücüyle sürdürülebilir.
Siyasi çıkarların, kişisel menfaatlerin zehirli sarmaşık gibi sardığı ülkelerin
akıbeti berbattır, halkı yokluk sefalet içerisinde sürünmeye mahkûmdur.
Kişisel çıkar makam hesabıyla millet menfaatini çiğneyerek partinin belirli bir
zümrenin hizmetine bağlanmış fanatiklerle ülkenin çöküşü başlatılmış olur.
Devletin önemli makamlarına kişisel menfaatini azdırmış nitelikten kaliteden,
liyakatten dürüstlükten dünya gerçeklerinden bi haber kendini ve siyasi
görüşünün ötesinde bütün değerlerden uzak insanların ülke yönetir olması
ülkenin kıyametinin başlamasıdır.
“İşi ehline vermezseniz kıyameti bekleyin”
Yöneticilerin birincil en önemli görevi devletin bekasını sağlamak ve
korumaktır.
Milletlerin yücelmesi, ilerlemesi refah düzeyinin yükselmesi sadece nitelikli
dürüst insanlarla mümkün olmuştur.
Gelişmiş medeniyetlere bakıldığında mal, mülk, servetten önce insana yatırım
yaptıkları görülmüştür.
Milletler dünden bugüne ne kazandıysa menfaatte çıkarda gözü olmayan, her
çabasında devlet ebet müddet için devletine, milletine hizmeti aşk edinmiş
nitelikli dürüst sorumluluk sahibi liyakatli kadrolar sayesinde başarmıştır.
Çürümüş, bozulmuş ulvi hedefleri olmayan dini, millî değerleri yozlaşmış
kurumsal donanımdan iktisattan bigâne kadrodan sağlam iş beklemek
beyhudedir.
Semerkant’lı bir tüccarın Alp Arslan’ı ziyaretinde Alp Arslan tüccara;sen
zenginsindir diyor. Tüccar ise;yok efendim sizin zenginliğiniz yanında
benimkinin lafı bile olmaz ‘diyor.
Bunun üzerine Alp Arslan tüccara şu cevabı veriyor, Ben devletin hiçbir malına
sahip değilim. Benim sarayım ve evim yoktur. Sadece eskiden kalan dört beş
hayvanım var. Onun sütü ve etini satarak elde ettiğim bir kazancım
bulunmaktadır ‘der. Bu sözleri duyan Tüccar gözyaşlarına hakim olamaz.
Alparslan öldüğünde arkasında mal mülk bırakmamıştır. Gözü hiçbir zaman
malda mülk te olmamıştır devletin malından geçinmeyi kendilerinde hak
görmemişdir”
Bizler dünyaya adaleti merhameti insanlığı paylaşmayı çalışmanın ibadet
olduğunu üretimi her türlü haksızlığın karşısında duruşu öğreten bir
medeniyetin, milletin bakiyesiyiz
Devlet olmadan millet olmaz
Osman gazi fakirlik bizim ocağımızda başlar sonra halkımın ocağına sirayet
eder diyerek bir imparatorluğun nasıl kurulacağının yolunu göstermiştir.
Halkı fakirleşirken yöneticileri zenginleşen ülkelerin geleceği yoktur
fakirleşmeye hatta çökmeye mahkûmdur.
Yılmaz SERGEN