Amasya İtimat

CİN ŞİŞEDEN ÇIKTI BİR KERE

0
887

7 Haziran akşamı sandıklar açılıp ilk sonuçlar gelmeye başladığında hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağı,birilerinin hesaplarının tutmayacağı görüldü. HDP % 13 oy oranıyla barajı aşmış, % 40’lar düzeyine inen AKP’nin tek başına iktidar olma şansı kalmamıştı.

İktidar olanaklarını, kendi gelecekleri adına hoyratça kullanan, kendinden olmayanlara karşı saldırganlaşan, çalıp çırpan, hırsızlığı açığa çıktıkça yüzsüzleşen, etrafta hesap soracak hiç bir güç olmayınca deveyi hamudu ile götüren bu saray soytarılarına çok sevdikleri deyimle “milli irade” çok sert bir şamar vurmuştur.

7 Haziran seçimleri propaganda dönemi boyunca muhalefet partilerinin seçim vaatleri bir çok konuda örtüşmektedir.Çiftçi mazotu, asgari ücretin artırılması, emekliye iki maaş ikramiye vb. Hepsinden önemlisi de muhalefetin ortak söylemi haline gelen 13 yıllık AKP dönemi ile bir hesaplaşmanın kaçınılmaz olduğudur.Halkın % 60’ı AKP’yi gönderin ve yıllarca çektirdiklerinin hesabını sorun diye oy vermişlerdir.CHP, HDP ve MHP’ye düşen görev, verilen oyların hakkını vermek olmalıdır. Bu bağlamda HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın seçimin ertesi günü Bakırköy’de düzenlediği kutlama mitingindeki AKP’ye yönelik; “İktidarda değilsin, tepe taklak oldun. Halk seni düşürdü, bu gerçek ile yüzleş artık. Geçti artık o kibirli günleriniz. Alışın artık alışın, bizim ile aynı seviyede konuşacaksınız. Rahat olun, koltuktan düştünüz diye sizi asacak halimiz yok. Panik yapmanıza gerek yok. Suçlarınız, günahlarınız neyse adil şekilde yargılanacaksınız diyoruz, neden korkuyorsunuz.” sözleri son derece bağlayıcı,  önemli  ve değerlidir.

Yeni hükümeti kurmaya talip olanların aklından çıkarmamaları gereken gerçekler var. Gezide öldürülen, sakat bırakılan çocuklarımızı, Roboski katliamını, Reyhanlı’da bombalanarak can verenleri, Soma’da, Ermenek’te Torunlar centerde iş cinayetlerine kurban gidenleri, yandaş yargıyı, havuz medyasını kaçak sarayı, Bakara makarayı, ayakkabı kutularını, IŞİD’e silah taşıyan Mit tırlarını, Reza soytarısını internet yasaklarını, HES ve nükleer santrallar ile beton mikserleriyle yok edilen doğayı, iç güvenlik paketini Kabataş yalanını unutan bir hükümetinAKP’den herhangi bir farkı kalmaz. Bu nedenle hükümet formülleri konuşulurken, öncelikli olan tüm bu suçların müsebbibi olan katil, yüzsüz ve ahlaksız  takımdan sorulacak hesaba dair hazırlanacak ayrıntılı bir protokol olmalıdır.

Geçmişle bugün arasında yaşanacak böylesi bir hesaplaşma, ödenen bunca bedelden sonra kesin olarak hak ettiğimiz özgürlük, barış ve kardeşlik dolu demokratik bir ülkeye ulaşmak için gerek ve yeter şarttır. Diğer yandan cin şişeden çıktı bir kere. Bu halk çektiği acıların hesabının görüldüğüne tanık olmazsa, eğer bıçağın kemiğe dayandığı son kertede kendisine başka bir çıkış yolu mutlaka bulacaktır.

Kadir YÜKSEL

Yorum Ekle

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz