Kültürel Haber: Ahmet Şimşek
Bizim yöremiz kültür hazinesidir. Taşova öyle bir yerdedir ki, hem Amasya kültürünü, hem yazmacılıkta Tokat kültürünü içinde barındıran ayrıca kendine has oya ve işleme konusunda örnek tasarlayan genç kızları; gözleri zor gören kadınların ise yün kazak, hırka, fes, atkı, eldiven, paspas örerek adeta kültüre damga vuran bir sanatçıdır Taşovalılar. Adına türküler yakılan, dertlerini, sevdalarını oyalarla dile getiren, Lamba ışığında çeyiz için çember oyalayan, havlu kenarı yapan, kanaviçe ile adeta sanat eserine dönüştüren Anadolu kızları, gelinleri oya ve işleme dalında yıllarca tez yazıp, ihtisas yapmışlar.
Oya ve işleme sanatı Anadolu kızlarına bu beceri kendiliğinden Allah tarafından verilen bir beceri ve nimettir. Bu becerilerini bazen Seccadeye, bazen nişanlısına hatıra olarak gönderdikleri kenarı işlemeli mendil, bazen yatak örtüsü, elbise örteği, karyola eteği, işlemeli yastık, oya ve işlemeli ara geçmeli hasa (beyaz kaput bezi), yazma ve çember kenarlarına, iğne oyası, mil oyası , bazen boncuklu, bazen pullu, bazen de naylon ip dediğimiz renk renk mekik oyası çeşitleri vardır. Çeyiz geleneğimizin en önemli parçalarından biri olan bu benzersiz sanat: gerek motifleri gerekse teknik özellikleri bakımından Türk kadınının üstün zekasını, üretici yanını, taşıdığı ruhu ve ince zevkini yansıtması yönüyle süsleme sanatlarımız içerisinde başlı başına bir kaynak teşkil eder. Yapılış tekniğine göre iğne, tığ, mekik, firkete olarak isimlendirilen oyalar içinde en bilineni iğne oyaları olup kullanılan gerece göre de koza, mum, yün, boncuk ve pul oyaları olarak ayrılırlar. Anadolu kültürü içerisinde geçmişten günümüze dek tülbent kenarları, baş örtüleri, bebek yüz örtüsü, bohça kenarı, çay tepsi örtüsü, masa örtüsü, fiskos, portmanto örtüsü, fular, gecelik yakası, havlu kenarları, kına eldiveni, mutfak takımı, oturma odası, perde, salon takımı, sehpa örtüsü, masa takımı, vitrin takımı, elbiselere yaka çiçeği, yatak örtüsünün etek kenarı ve yazmalarda kullanılagelen oyalar ve özellikle iğne oyası, geçmişte yapılma oranına göre azalsa da günümüzde halen kültürümüzü yansıtan bir sanat etkinliği olarak onu tazeleyen eller tarafından icra edilmekte ve kullanımı devam etmektedir. Özellikle Düğün, nişan, evliliğe adım atanların, sünnet merasimlerinde çeyiz vazgeçilmezidir oyalar, işlemeler. En önemlisi de bu çeyizler sandıkta saklanır. Kızlar çok emek verdikleri çeyizlerin modellerinin başkasında olmasını istemediklerinden model vermeyi hiç sevmezler. Bu bakımdan sergilenen çeyizlerin modelleri meraklılar tarafından kaşla göz arasında hemen alınıverirdi. Bazen ceviz ağacından yapılan bu sandıkların ön yüzüne süslü manzaralı, tavus kuşu resimleriyle motifleriyle süslenen sandıklarda saklanırdı, Şimdilerde çeyiz sandıkları suntalardan, suntalamdan yapılıyor, süslü püslü oluyor ama pek sağlam olmuyor.
Oya; iğne, mekik, firkete ve tığ gibi araçlarla başta ipek olmak üzere, pamuk ve sentetik iplikler ve pul, boncuk gibi malzemelerle örgü tekniği kullanılarak yapılan bir el sanatımızdır. Oyanın temeli ipekböcekçiliğine dayanmaktadır. Başka dillerde karşılığı olmayan “oya” sözcüğünün, Anadolu kadınına has olduğu ve bu sanatın esas olarak Türk kültür tarihi içinde yer aldığı, sonrasında aynı teknikle “dantel” adı altında başka coğrafyalarda görüldüğü bilinmektedir. Taşova ilçemiz ve köylerinin kendine has oya ve işleme örnekleri, şekil ve şema tarzları vardır. Günümüzde her şeyin makineleştiği bir dönemde, el işi göz nuru bu zenginliğimizi yeniden yaşatmak gerektiği kesinlikle önemlidir. Bu el sanatlarını bilenlerden gelecek nesillere öğretip, miras bırakmak gerekir.