Müslüm Söyler’in Doktor Osman hakkındaki makalesi…
İnsan, hayatında derin izler bırakan bir değeri kaybettikten sonra kalemi eline aldığında, ne diyeceğini, hangi duyguyu önceleyeceğini bilemez. Öylesine büyük ve anlamlı bir kayıp yaşanır ki, kelimeler dahi o büyüklüğü anlatmaya yetersiz kalır. Amasya’nın Taşova ilçesi, işte böylesi bir “büyük sebebin” ardından sarsılıyor: Dr. Osman Gürer’in vefatı.
Şifa ve Güvenin Temsilcisi
Eski kuşaklar için “Doktor” demek sadece bir meslek unvanı değil; aynı zamanda şifa, güven ve umut demekti. Kendinizi en kötü hissettiğiniz anda size iyilik, moral ve sağlık dağıtan, her dokunuşuyla şefkat hissi veren bir liman demekti. Dr. Osman Gürer de Taşova’da bu güvenin ve şefkatin somut karşılığıydı.
Onu diğerlerinden ayıran, sadece mesleki başarısı değil, aynı zamanda üniversite yıllarında verdiği ahlaki sözdü: Tıp Fakültesi’ni kazandığında “gariban ve fukaradan asla para almayacağım” diyen bir etik anlayışının temsilcisiydi. Bu babacanlık, yalnızca masallarda yaşar sandığımız fedakârlığın gerçek hayattaki kanıtıydı. Bu yüzden yöre halkı onu kısaca “Osman Doktor” ve “Gariban Babası” lakaplarıyla tanıyor, seviyor ve güveniyordu.
Tevazu ve Tıbbi Öngörünün Hikayesi
Dr. Osman Gürel’in değeri, yalnızca yardımseverliğinde değil, aynı zamanda tıbbi öngörüsündeydi. Yazarın kendi ifadesiyle, çocukluk ve gençlik yıllarında yaşadığı sağlık sorunlarında ona daima güler yüzüyle teselli vermişti.
Öyle ki, Dr. Osman’ın 1980’li yıllarda koyduğu teşhis, yıllar sonra Cerrahpaşa gibi büyük bir üniversite hastanesinde yoğun tahlil ve araştırmalar neticesinde tıp hocaları tarafından birebir onaylanmıştır. Bu bilgiyi kendisiyle paylaşan hastasına karşı gösterdiği tevazu ise büyüklüğünün bir diğer kanıtıdır; asla “Ben demiştim” dememiş, yine aynı şefkat ve teselliyle destek olmaya çalışmıştır.
Hayat Boyu Unutulmayacak Hatıralar
Dr. Osman Gürel’in insanlara dokunuşu, para pul hesabı gütmeyen bir samimiyet içeriyordu. Yazarın anlattığı bir başka unutulmaz anı, Trabzon’a gideceği ÖSS sınavı öncesinde gerçekleşir. Uzun yolculuk öncesinde muayene olmak isteyen hastasına ücret sormak yerine, “bu benden sana sınav hediyesi olsun” diyerek birkaç şeker vermesi, onun mesleğini bir ticaretten ziyade, bir gönül borcu olarak gördüğünün en güzel örneklerindendir.
Bu güzel adamın Taşova ve köylerinde kim bilir daha kaç insanın acısına ortak olduğu, kaç binlerce insana şifa dağıttığı bilinemez.
Binlerce insana şifa dağıtan bir çınarın, kendi hastalığına karşı nihayetinde Rabb’in takdirine boyun eğmesi, hayatın kaçınılmaz bir gerçeğidir. Allah’ın verdiği ömür nihayete erdiğinde yapılacak tek şey, geride kalan o koca izi saygıyla anmaktır.
Taşova’nın yüreğinde büyük bir boşluk bırakan merhum Dr. Osman Gürer’e Allah’tan rahmet diliyor, şifa dağıttığı hastalarının dualarının makamını cennet etmesini temenni ediyoruz. O, sadece bir doktor değil, bir dönemin güven ve vicdan sembolü olarak her daim hatırlanacaktır.