Romalılar dönemine uzanan hamam kelimesi Arapça olup, eski Roma’da daha çok zevk ve eğlence amaçlı kullanılmıştır. Romalılarda sınıf farkı ön planda olduğu için hamamlarda asillerin ve kölelerin giriş kapıları ve yıkanma yerleri ayrı ayrı idi.
Ecdadımızın hamam ile tanışması Selçuklulardan önceki dönemlere kadar iniyor. Boraboy köyündeki hamamın Bizans döneminde yapılan bölgemizin en eski hamamı olduğu bilinirken, yine Karsavul köyündeki uyuz ve sedef hastalıklarını tedavi eden ve geçtiğimiz yıllarda onarılan hamam Roma dönemine ait. İlçemiz Dörtyol (Kalekale) köyündeki hamam Selçuklulardan kaldığı söyleniyor. Esençay ve Alpaslan köylerimizdeki tarihi hamamlar bilinçsiz uygulamalar nedeni ile tarihteki yerini alırken, 2003 yılında Tokat Vakıflar Bölge Müdürlügünce tadilatı yapılan Sinanpaşa hamamı tek tarihi hamamımız olarak ayakta kalmayı başarmış.
1944 yılında kurulan ilçemizin ilk hamamı 1951 yılında hizmete girmiş ve 51 yıl sonra yıkılmış ve ilçemiz 6 yıl süre ile hamamsız kalmıştır. 2008 yılında hizmete giren Belediye hamamı Hasan Hüseyin Çelik’in fedakar çalışmaları ile faaliyetini halen sürdürüyor. Salı günü bayanlara tahsis edilen hamam haftanın diğer günleri erkeklere saat 09.00-23.30 saatleri arası hizmet veriyor. Müstecir H. Hüseyin Çelik Almuslu olmasına rağmen bir çoğumuzdan daha fazla Taşovalı. O, Taşova’nın hentbol, futbol maçlarını kaçırmadığı gibi, düğün, nişan, asker uğurlama gibi tüm etkinliklerinde yer alıyor.
İBN-İ SİNA’ya GÖRE HAMAMIN YARARLI ETKİLERİ: 1- Uykuyu düzenler 2- Delikleri açar 3- Deriyi temizler 4- Atılacak zararlı maddeleri atar 5- Gereksiz maddelerin olgunlaşmasını sağlar 6- Yorgunluğu bertaraf eder 7- İshali engeller 8- Zehirli maddelerin dışarı atılmasına yardımcı olur.
BİR ANEKDOT: Yıl 2004’tü sanırım. Matbaa malzemelerini genellikle Samsun ve Tokat’tan temin ettiğimiz yıllar. Bir kardeşimizin Çorum’da işi var, beraber gidelim dedi. Matbaanın kağıdı azalmıştı. ”gidelim ama, kağıt azalmış ben de gitmişken kağıt alırım” dedim. ”Tamam” dedi. Birlikte Çorum’a gittik. O kendi işini hallederken, ben Erka kağıtçılık firmasına girdim, ilk kez tanışıyoruz. Nereli olduğumu sordu. ”Taşovalıyım” dedim. Yüzüne baktım, küçümser bir ifade tarzı gözümden kaçmadı. ”Taşova’ya hiç geldiniz mi? diye sordum. Yine küçümser bir ifade tarzı ile ”evet geldim ama beğenmedim” dedi. ”Taşova çok modern bir ilçe, asansörlü modern lokantamız var (O dönemki BİRTAŞ lokantası), sadece kendi ürünlerinin satılmasına izin verilen İstikbal, Bellona, Yataş ve İpek mobilyanın geniş ve modern mağazaları, TV’de reklamı yayınlanan bir ürün 2 gün sonra Taşovamıza gelir, 33 yıldır bu ilçede gazete yayınlanıyor gibi bir çok yeniliklerden” bahsettim. Bana, ”Sözün bitti mi” diye sordu ve başlattı anlatmaya; ”Sen hangi modernlikten dem vuruyorsun. Kardeşimin tayini Taşova İş bankasına çıktı, geldik, 15 bin nüfuslu bir ilçede hamam olmaz mı?” diye sordu. Sözün bittiği yer, öylece kalakaldım. Ahmet Günaydın