Malum seçim arefesindeyiz. Aday adayları bir takım imkanları kullanmak suretiyle hem kendilerini tanıtıyor hem de demokrasi yarışına girdiklerini bir şekilde ilan ediyorlar. Bu arada biz de hem kendilerini tanımış hem de yaptıkları konuşmaların satır aralarında ilçemizin geleceği ile ilgili ne gibi projeleri olduğunu öğrenmeye çalışıyor, izlenimlerimizi siz değerli okuyucularımızla paylaşıyoruz.
Bu yarışta ilk defa AK-PARTİ aday adayı bir ilki gerçekleştirerek yerel basınla ilgili olduğunu düşündüğü arkadaşları bir kahvaltı sofrasına davet etmek suretiyle düşüncelerini bizlerle paylaştı.
Hemen söylemeliyim, Sayın Birol Alpat’ı dersine çalışmış gördük. Ak-Parti’nin belediyecilik tecrübelerinden bir hayli bilgi sahibi olduğu belli. Kullandığı bürodaki tertip ve düzen, edindiği tecrübenin bir yansıması olarak gözüküyor. Ayrıca, yapılan işlerde ayrıntıya önem verdiği de belli. Bunların yanında ufku ve hayallerinin olduğunu her vesile ile sezdiriyor. Konuşurken kullandığı seçkin kelimeler ve diksiyon itibari ile oturduğu koltuğu temsil edebileceği de açık.
Ancak; kullandığı cümlelerle beden dili arasında kısmi bir uyumsuzluk gördüğümü gizlersem, toplumu bilgilendirmek adına yanlışa düşmekten korkarım. Hepimizin bildiği gibi bazen meram anlatmada, beden dili konuşma dilinin önüne geçer. Hatta beden diliyle anlattığımız şeylerin anlatım dilinde yerinin olmadığını gördüğümüz çok olur.
Sayın başkana arkadaşlarımız çeşitli sorular sordular. Soru ve cevaplar hakkında çok şey söylemek çok zor. Ancak; sorulan sorulardan alınan cevaplarla arkadaşlarımın tam anlamıyla tatmin olduklarını söylemek biraz zor.
Örneğin; ben sordum;
“Ak-Parti’nin Taşova’daki teşkilat yapısını biliyorsunuz. Aday adayı olarak girdiğiniz bu yapıdan, aday olarak çıkabileceğinizi düşünüyor musunuz?”
İçerik olarak cevap;
“Benim bu teşkilat yapısından aday olarak çıkamamak gibi bir sorunum yok.”
Bu ifadeden anladık ki, Ak-Parti’nin Taşova Belediye başkan adayı kendisine göre Sayın Birol Alpat.
Peki başarılı olur mu? Bu sorunun cevabını bir fıkra ile vermek isteriz.
Adamın biri iki tane şarap formülü geliştirmiş. Geliştirdiği bu formülü, şarap konusunda tecrübeli olduğuna inandığı bir kişiye götürerek;
Ben iki çeşit şarap formülü buldum. Bunların üretimini yapmak istiyorum. Sen her ikisinin de tadına bak, hangisi uygunsa ben onu üreteyim.
Adam keşfedilen şarap çeşidinden birinden bir yudum almış, suratını ekşiterek yutmadan geri tükürmüş ve cevap vermiş.
Sen öbür şarabı üret.
Şarapçı cevap vermiş.
Ama öbürünün tadına bakmadın ki.
Şarap uzmanı cevap vermiş;
Bundan daha kötüsü olmaz.
Konu sanırız anlaşılmıştır.
