Amasya İtimat

BEREKET

0
347

   Sevgili gönül dostları,
  İnsanı insan yapan, dünyadaki canlılar arasında üstün vasıflarda yaratılmış insan oğlunun birbirine iyi niyet duygularını iletmesi için sayısız duygu dağarcığı içinden bir kelimeyi incelemek istedik.
   BEREKET kelimesinin bize çağrıştırdığı gönlü hoş etmenin yanında, birbirimize karşı duyduğumuz iyi niyet, güzel dileklerimizi hoş bir seda ile dışa vurulması diyoruz. Yalnız bu kelime değil, hayırlı işler, bol kazançlar, günün huzurlu ve sağlıklı olsun gibi çoğaltabileceğimiz daha yüzlerce kelimeler maddi değeri ölçülemeyecek, yani karşılığı ölçülemeyecek derecede huzur ve mutluluk verir.
   Yaşadığımız şu asırda bütün değerlerin maddi ve ekonomik değerlerle ölçülmesi nerede ise menfaat ve karşılıksız birbirimizin cenazesine gitmemeyi düşünebildiğimiz bu zamanda bir kelime de olsa kalbimizi hoş eden bu değerleri lütfen birbirimizden esirgemeyelim.
   Acımasız dünya mücadelesini sürdürürken, zamanla kalplerimiz taşlaşabiliyor. Zamanla kalplerimizi üç kuruşluk dünya nimeti için kırabiliyoruz. Hiç olmazsa bu güzel kelimeler ahiret aleminde niyetlerimizin şahidi olacaktır. Mesela kırda, tarlada ve meskûn mahalde geziyoruz, çoban koyunu otlatıyor veya hayvanını yaymış güdüyor. Çobana; “Kardeşim bereketli olsun” demeniz, ona dünyada vereceğiniz en büyük ödül gönül huzurudur.
   Ekonomik açıdan daha iyi olan ülkeleri incelediğimiz zaman manevi bağların zayıflamış olduğunu görüyoruz. Çoğunlukla İslam dinine sahip olan ülkemizde bu ulvi, manevi değeri yüksek olan kelimeleri sıkça kullanalım ki; aramızda farklı dinlere sahip olan gayrimüslim vatandaşlarımıza örnek olalım. Bu güzel yaşam şekli bizden sonraki gelecek genç neslimize mutlaka aktarmak durumundayız. Bir söz vardır: “İyi laf yılanı deliğinden çıkartır.” Doğru ve isabetli bir sözdür, insanı insan yapan değerlerin mihenk taşıdır diyoruz. Şurada sıkça şahit oluyoruz. Köylerimizde veya ilçemizde veya işimizin başında bir meşkale içinde olsak bile insanlarımızın bu iyi dilek ve temennilerine sıkça şahit oluyoruz. Bu saygı hele gençlerde olunca, ileriye dönük umutlarımız bir kat daha artıyor.
     Sanayi ve ekonomik yönden ileri bir toplum olsak bile bu yüce değerlerimize sahip çıkılacağını görünce Japonya gibi ülkelerin nasıl aslına uygun ve erozyona uğramadan sanayi toplumu olduklarını daha iyi anlıyoruz. Türk toplumu olarak dünyanın neresinde olursa olsun, insanlık adına yapılan yenilik ve hizmetleri anında uygulama ve benimsemesini destekliyoruz.
    Bir hikaye vardır: Temel’e biri selam verir. Temel çıkışır: “Sen bana niye selam verdin? Anamı, babamı, sülalemi taniy misun?” Der. Bu bir hikayedir, tanıyalım, tanımayalım; akraba veya köylümüz, kentlimiz olsun veya olmasın, Müslüman veya gayrimüslim olsun hiç farketmez, hal hatır soralım. Bir tanrı selamı, bir güleryüz, bir tebessümü esirgemeyelim. Şunu unutmamak gerekir ki; bu birbirimize hem insanlık borcu, hem manevi sadakadır. Biz insanoğlu, var olduğu toplu yaşama ayak uydurduğundan dönemden sonra insan kalbine ve gönlüne hitap eden bu kelimelere sürekli ihtiyaç duymuş, bu değerli temenni arzeden kelimeleri birbirinden arzu eder olmuştur. Gündüz varken karanlığı, güzellikler varken çirkinliği, sevgi ve saygı varken sevgisizliği, vefa varken vefasızlığı birbirimize neden layık görelim.
    Öyle ise makalemizin başında sizlere huzur ve mutluluk veren sihirli kelimeyi tekrar ediyorum: Bereketli, bol kazançlı, yarından emin, yarınlara ümitle bakan bir toplum olma yolunda emin adımlarla ilerlemek, yarın sizler ve bizler bu dünyadan ayrılınca ardımızdan beddua değil, güzel hatıralarla anılmak şiarımız olmalı temennisi ile göz ve gönül farınızın açık olmasını diliyoruz.

Yorum Ekle

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz