Bayram denince akla ilk gelen ekmekti ve ekmek olmadan bizim oralarda her şey yavan kalırdı. Bayram ekmeği için günlerce yanmamış köy fırınları her mahallede bir gönüllü tarafından yakılır ve adına keşik dediğimiz sıraya dizilirdi.
Keşik deyip geçmeyin bir sıra öne geçmek için kimi zaman saç, baş yolunur akla hayale gelmedik sözlerin söylendiği çekişmelere sahne olurdu.
Fırını yakan ebeydi ve herkes ona çalı vermek zorundaydı. Bazen ince çırpı ve kevrek getirenler olsa da genelde herkes bu kurala riayet ederdi.
Fırının olmazsa olmazları yedeklik, kürek, sönge ve yalak denilen su dolu çukurdu.
Ayrıca hamuru yazan ve fırına verenin işinin ehli olması çok önemliydi.
Delikli ekmek, haşhaşlı, cevizli, çökelekli, soğanlı ve pağaç olmak üzere birçok ekmek çeşitleri pişerdi fırınlarda.
Ve insanlarda alın teri dökerdi emek harcardı ateşin karşısında en kutsal nimet olan ekmek uğruna.
Köyümde beş tane fırın var ve şimdi hepsinde tatlı bir telaş hakim.
Cin Alinin fırını, Cinigızının fırını, Paliğilin fırını, Garadirin fırını ve Bahçelievler fırını.
El benden sebep Allah’tan diye hamur yoğuran,hamur döken, hamur yazan ve hamuru fırına verip ekmek olarak çıkaran mübarek elleri ne kadar öpsek haklarını ödeyemeyiz.
Ve son olarak köyümüzde yüz yıllardır hiç değişmeyen ısıcak bırakma geleneği gönlü zengin Anadolu insanın en güzel hasleti olarak devam ediyor.
Sofralarımızın baş tacı olan ekmeği üreten elleriniz dert görmesin.
Hakkı BİÇER
26 Haziran 2023
İstanbul Bahçeşehir