Amasya İtimat

AŞAĞI BARAKLI TARİHÇESİ Sene: 1831 (H. 1246) Sayfa: 214 – 215

0
884
Baraklı köyünün kurulduğu yörenin antik devirlerden beri yerleşim alanı olduğu biliniyor. Etraftaki mağaraların ve tarihi kalıntıların varlığı bölgenin bilimsel yönden araştırmaya açık olduğunu gösteriyor. Hiç olmazsa bilim yanından geçseydi keşke! Belki de geçti de benim haberim olmadı. Benim haberimin olup olmasının bir manası, bir önemi yok zaten. Yeter ki bilim insanları baksınlar, görsünler ve bin yıllar öncesinden kalan kalıntılara ve taşlara dokunsunlar. Akıllarında yörenin tarihine ve mazisine ilişkin fikirler bulunsun. İnsanlık tarihine katkı sağlamaktan yana düşünceler biriksin. Göz ardı edilmesin hiç olmazsa…
Elbette düşüncelerim beni bağlar ve temenni mahiyetindedir. Herhangi bir hususta hiç kimse zorlanamaz ve herhangi bir iş de zorla ve baskıyla yaptırılamaz. Amacım memleketim için az veya çok “merak” olgusunu aşikâr etmektir. Gündem oluşturmaktır. Merak etmeyen toplumlar icat edemezler, bulamazlar, yenilik yapamazlar, fikir üretemezler ve ilerleyemezler. Başkalarını taklit eden toplumlar, bir yerden sonra tıkanırlar. Çözümsüzlük alır başını gider. “Tartışma” ve “meşveret” kültürü yerleşmez ve gelişmez. Daha çok “çatışma” kültürü oluşur.
Bu yörenin adına antik çağda “Palelka” dendiğini okumuştum ve haritada yerini takip etmiştim. Yörenin birincil özelliği de bitkel toprağından ötürü tarıma elverişli olmasıdır. Ayrıca üzüm ilk sırada olmak üzere meyvecilik tabii ortamında ticaret malı olmaktan azade olduğu günden beri yapılmaktaydı. Bugün de örneklerini görmek mümkün ve günümüzde üzüm, tevek ve meyve ticaret malı olarak pazara sunulmaktadır.
“Palelka” adının geçtiği haritaya ulaştığımda paylaşmak isterim. Umarım internet bana kolaylık sağlar.
Aşağı Baraklı Köyü 1831 yılı Nüfus Defteri kayıtlarında Boylar ve Sülaleler:
01- İmamoğlu İsmail oğlu Hatip Ebubekir. Yaş: 55 -Büyük oğlu Molla Ali. Yaş: 25 (m)
02- Kara Velioğlu Veli oğlu Hasan. Yaş: 50
03- Köse Hüseyinoğlu Hüseyin. Yaş:60 (Üzerinde fevt işareti var. Fevt tarihi: 1248)
04- Ufalak (Oflak) Ebubekir oğlu Mustafa. Yaş: 55
05- Emir Ömeroğlu Halim oğlu Ali. Yaş: 20
06- Bekiroğlu Hasan oğlu Salih. Yaş: 21 (m)
07- Oflak Ebubekir oğlu Halil. Yaş: 55
08- Ömeroğlu Koca Ömer oğlu Ahmet. Yaş: 22
09- Çolakoğlu Mustafa oğlu Ahmet. Yaş: 45
10- Kasımoğlu Hüseyin bin Hüseyin. Yaş: 38
11- Kasımoğlu Hasan bin Ömer. Yaş: 65 -Damadı Kara Hasanoğlu Hüseyin oğlu Ahmet. Yaş:28 (m)
12- Kuraloğlu (Kıraloğlu veya Karaloğlu) Ahmet bin Halil. Yaş: 60
13- Çokdaroğlu Osman oğlu Ali. Yaş: 60 Doğum tarihi: 1770
(Bu sülale adı çevrede bir iki köyde daha geçti.)
14-Kara Osmanoğlu Osman oğlu Halil. Yaş: 55
15- Hasan oğlu Uzunca boylu ter bıyıklı Kara İsmail. Yaş: 22 (m)
16- Keşoğlu (Kişioğlu) Mustafa oğlu malül Mehmet. Yaş: 60
17- Gülcüoğlu (İhtimal ki Kilcioğlu) Mahmut oğlu Mehmet. Yaş: 60 -Kardeşi Mahmut oğlu malül (yaşlı veya engelli) Hüseyin. Yaş: 70 (Üzerinde ölüm kaydı var. Ölüm tarihi: 1832)
18- Kilcioğlu (Gülcüoğlu) meragi Ali oğlu Musa. Yaş: 38 (“Meragi” kelimesi “emişek” gibi bir manaya geliyor sanki. Başka anlamı da olabilir!)
19- Şeş veya Tes Ömer oğlu Ömer. Yaş: 60 -Oğlu Ömer. Yaş: 21
20- Çömezoğlu Ahmet oğlu Süleyman. Yaş: 55 (Ölüm kaydı bulunuyor. Tarih: 1833)
21- Cingân Ali oğlu Halil. Yaş: 40 -Kardeşi Cingân Ali oğlu Ebubekir. Yaş: 38
NFS.d.02275 numaralı defterde erkek çocuklar da kayıtlı olup doğum tarihleri itibarıyla bir iki nesil daha bugünkü kuşağa yakınlaşıyorlar. Defterde, Baraklı köyünü 1831 yılında büyük bir köy olduğu anlaşılan Yerkozlu köyü takip ediyor. Okumaya Yerkozlu köyü ile devam edeceğim. Yakın zamanda Yerkozlu ve Kalekale köylerine ilişkin bir yazı yazmıştım.
Bu noktada şunu belirtmek de fayda var:
Okuduğum defterler milletimizin iki yüz yıl önceki geçmişine ayna tutuyor ve o devirdeki iklimi bize sunuyor. Kayıtlarda o devirdeki yazı dili var. Fazla farklı da değil; neredeyse bugünkü konuşma dilinin aynısı gibi. Hatta katibin yazarken güncel olanı tercih ettiğini sanıyorum. Yazı dilinde taşranın diline göre ufak tefek başkalık ve farklılık olduğunu yadsımak da olmaz. Bazan yazarken yazı dilinden örneklere, aslına uygun, değiştirmeden yer veriyorum ki akıllarda kalsın da bu gelenekten insanlar haberdar olsun.
Enver Seyhan – 2024

Yorum Ekle