Aslen ilçemiz Yeşilyurt köyünden, gazetemiz eski yazarlarından Eğitimci Yazar Recep Seyhan’ın eseri ödüle layık görüldü.
Bahçelievler Belediyesi’nin 15 Temmuz darbe girişimine karşı direniş ruhunu canlı tutmak ve darbe gecesi yaşananları gelecek nesillere aktarabilmek amacıyla düzenlediği “Tarihin Şahitleri Yazılıyor” başlıklı roman yarışmasının ödül töreni, Nurettin Topçu Kültür Merkezi’nde yapıldı. Doğan Hızlan, Ahmet Tezcan, Sibel Eraslan, Cemal Şakar, Abdullah Uçman, Zekeriya Yıldız ve Durali Yılmaz’dan oluşan yarışma jürisinin değerlendirmesi sonucu dereceye giren yazarlar ödüllendirildi.
Jüri özel ödülüne “Ebu Cehil Karpuzu” adlı romanıyla Recep Seyhan layık görüldü.
Ebucehil Karpuzu’nun Kısa Hikâyesi
15 Temmuz ihaneti herkes gibi beni de derinden etkilemişti. O gece bütün bir tarihimizin en feci ihanetlerinden biri yaşanmıştı. İhanetin faillerinin iç yüzünü az çok biliyordum. İçlerinde de kalmıştım ama “yanımızda olan fakat bizden olmayanlardan biri” etiketi ile “mimli” olduğumun da farkındaydım.
Bu birikimi yazabilirim diye düşünüyordum. Bu romanı yazmamın başka öncelikli bir sebebi daha vardı. 15 Temmuz 2016 gecesi memleketteydim. O çetin didişmede İstanbul’da halkımla omuz omuza olamamak, hiçbir şey yapamadan bir köyde atıl kalmak acı verdi bana. Daha sonraları bunun derin ezikliğini duydum hep. Düşündüm ki yapabileceklerim vardı, halkıma bir borcum vardı ve bu borcu kalemimle ödeyebilirdim. Nihayet 2017 Eylül sonlarına doğru romanı yazmaya başladım ama ağır gidiyordu. Kafamdaki kurgu, Sn Cumhurbaşkanı’nın 19.9.2016 günü BM’nin 71’inci Genel Kurulu’nda yaptığı tarihi uyarının zemininde yükselecekti. Şöyle demişti Sn Cumhurbaşkanı: “Bu kürsüden tüm dostlarımıza Fetö’ye karşı gerekli önlemleri almaları çağrısında bulunuyorum. Tecrübe ile sabittir ki Fetö’yle mücadele etmezseniz yarın çok geç olabilir.” Buna göre olay, muhayyel bir ülkede geçecekti. Örgütün istihbarat elemanı gibi çalışan adamlarından birini anlatacaktım ve ona öncelikle bir insan olarak yaklaşacaktım. Derken o arada Bahçelievler Belediyesi konuyla ilgili bir yarışma düzenlediğini duyurdu. Dostlarım bu yarışmaya katılmamı telkin ettiler. Yarışmalardan da ödüllerden de pek hoşlandığımı söyleyemem. Görecelidir çünkü. Uzun süre tereddüt ettim; çünkü bir yarışmadan hiçbir bakımdan güç ve destek almaya ihtiyacım yoktu. Şu vardı: Belediyelerin basılı eserlerini daha çok kitleye ulaştırdığı biliniyor. Kararımda bu etkili oldu. Umarım umduğum okur kitlesine ulaşır. Roman 180 word sayfası (kitap sayfası ile yaklaşık 350 sayfa) olmuştu. Belediyenin sitesinden öğrendim ki 149 başvuru olmuş. Bunu öğrenince daha farklı düşündüm: Toplam 7 (yedi) kişilik jüriden her birine 20 roman düşüyordu. 50 günde bir kişi 20 romanı hakkıyla okuyamaz diye düşünüyordum. Üstüne üstlük çalışmamızın kurgusu, konusu gereği sarmal bir yapıdaydı; dolayısıyla seçici bir okuma olmadan anlaşılacak gibi değildi. Bu da o şartlarda yarışacak bir eser için eksi (-) bir durumdu. Sonuçta Ebucehil Karpuzu 149 roman arasından sıyrılarak “jüri özel ödülü”ne layık görüldü. 13 Temmuz 2018 Cuma akşamı tören için Nurettin Topçu Kültür merkezinde idik. Bütün ilgililere teşekkür ederim.