Gazetenin kurulmasında büyük emekleri bulunan röportaj ve yazıları ile katkı sağlayan merhum emekli eğitimci Zeki Alan’ı minnet ve rahmetle anıyoruz.
Yakın arkadaşı Mehmet Ali Erdin’in onun için kaleme aldığı güzel bir yazı ile sizleri başbaşa bırakıyoruz.
”Arkadaşlar/Dostlarım,
Zarif insanın şiiri de zarif oluyor. 1960’lı yıllarda Tokat Öğretmen Okulu’nun kültürel faaliyetlerinin hemen hepsinde (bilhassa folklorik çalışmalar ve korolarda) Amasya Taşova İlçesi Alpaslan ‘Eski Adları: Zuday Köyü, Yolbaşı Beldesi) köyünden (baktığı herkesi hep iyiliğe, güzelliğe, çalışkanlığa, zekîliğe davet eden derin ve anlamlı bakışlı, zekî, ağırbaşlı tavırlarıyla sevimli-saygın Zeki Alan ve Tokat’ın köklü ailelerinden hanım hanımcık (sinirlense bile) herkese güleryüz gösteren hep iyimser Suzan Altınsoy; birlikte çalıştığımız arkadaşlarım içinde çok daha fazla görüştüğüm arkadaşlarımdı. Okul, olması gereken başarılarla bitti, öğretmenlik yıllarının hemen başlarında Suzan’la Zeki evlendiler, Suzan Ankara’da mesleğinde isim yapan öğretmenliğini sürdürdü emekliye ayrıldı..
Zeki, öğretmenlik yaşamından daha fazla Millî Eğitim Bakanlığı birimlerinde, Bakanlık amaçlarını destekleyen kuruluşlarda üst düzey bürokrat olarak çalıştı. İlkler arasında yer alan önemli projeler üretti, üretilenlerin altına imza attı.. Oğullarıyla Edebiyat-Sanat Dergileri yayınladı, Film Senaryoları yazdı, Şiir kitapları yayınladı, Tükçe Ders Kitapları yazdı; Kurtuluş Savaşı ve Atatürk (oyun senaryo; M.E.B Vakfı: Millî Eğitim Basımevi 2001), -Çekilmiş (vizyona girmiş) Film Senaryolarından ‘Türkiyem (1983), Can Kurban (1983) Altar (1985)’ ve daha bir çokları Zeki Alan’ın üretken beyninden, vatan-millet tutkusunun örnek yürekliliğinden doğmuştur. Zeki Alan, 1.01.1946 Taşova İlçesi Alpaslan Köyü doğumlu idi, Çağımızın aman vermez hastalıklarından birisi O’nun ailesinden- Tokat Öğretmen Okulu’ndan kazandığı ve hiçbir zaman da mücevher gibi bozulmayan idealist yapısını bizlere örnek bırakarak üretken yaşamını genç yaşta noktalamasına sebep oldu:) 21.10.2001 Pazar günü sabah saat 6.50’de Ankara’da evinde vefat etti, Ankara Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa sırlandı.
Bu gün arşivimdeki şiirleri içinde çok sevdiği eşi Suzan Altınsoy’a ithaf (anışma) şiirini gözlerim buğulanarak, sesim titreyerek okudum, arkadaşlarıma/dostlarıma da sunmak, onlardan da Yüce Allah’ımızdan rahmet dilekleri almayı amaçladım. Sevgili arkadaşım Zeki Alan’ı bildiğim bütün duâlarla anıyor, manevî huzurunda saygıyla-özlemle eğiliyor, Suzan Alan ve oğulları Hakan Alan, Ozan Alan ve aile bireylerine, tüm yakınlarına, Zeki Alan’ı unutmayan, adını duyunca rahmetle anan herkese uzun ve mutlu ömürler diliyorum. Zeki Alan’ın küçük oğlu Ozan Alan oğlunun adını ‘Yağız Zeki’ koymuş.. Çok sevindim, dedesi gibi yağız ama esenlik, esinlik içinde üretken uzun bir yaşam diliyorum..
Mehmet Ali Erdin”
SEN
-Suzan’a-
Gökyüzünde bulut
Yeryüzünde su
Nasıl özdeşse kendilerince bir güzelliğe
Ben de seninle öylesine özdeşim
Öylesine sevdeş
Öylesine eş
Bilesin ki sevgilim
Sevgi evrenime yağan yağmurların
Şimşeği gözlerin
Yakınca ruhumu
Mutluluk bana
Ben mutluluğa koşarım
Bilesin ki sevgilim
Nereye baksam hep sen
Koklasam, duysam, dokunsam sen
Ağlasam, gülsem sen
Hayatımla büyüyen, bitmeyen
Hayatımla bir sevgisin sen
İşte hep bu yüzden;
Şarkılarım sevda gibi, sen gibi..
Bu yüzden bitmeyen bir bahar gibi…
-Zeki Alan-