Yokluğun gözü kör olsun derlerdi eskiler birde fakirin yüzü soğuk olur diye de ilave ederlerdi peşinden. Çocuk aklımla hep sorguladım durdum bu iki kelimeyi.
Doğduğum topraklarda zamanın şartlarından olsa gerek insan gücüne dayalı bir geçim sistemi hakimdi. Modern tarım için olmazsa olmaz traktörler ve diğer tarım aletleri yeni yeni hayatımıza girmeye başlamıştı.
En ağır yüklerin altına insanın girdiği zor zamanlardı ve insan aklı bunun ancak bölüşerek hafifleyeceğini keşfetti.
Bu sayede hayatımıza bölüşmek diye harika bir kelime katılmış oldu.
Bölüşmek ilk başlarda sadece iş, güçle alakalı olarak düşünülmüş olsa da zamanla hayatımızın her safhasında kendine yer buldu.
Kimi zaman tarlada çift sürmeyi, orak biçmeyi, harman yapmayı kimi zamanda sofrayı, neşeyi, kederi bölüştük paydaşlarımızla.
Dahası yattığımız yatakları, giydiğimiz urbaları velhasılı kelam yok olan her şeyi bölüşerek var ettik fakir dünyamızda.
Kerpiç duvarlı, kireç boyalı eski evlerde her birey başlı başına birer temel taşıydı ve hep birlikte evi ayakta tutuyorlardı.
Sofradan kalkmadan önce ahirete göç etmiş olan hane sahipleri hayırla yâd edilir ve ruhlarına dualar gönderilirdi.
Sonraları varlık, variyet, zenginlik diye bir şey çıktı ortaya, öcü gibi hep daha fazlasını isteyen, üstelikte gözü hiç doymayan.
Önceleri göze, kulağa hoş gelse de sonraları çekişler, nizalar başladı varlığı üleşmek yüzünden.
Kimileri daha fazlasını, hatta hakkı olmayanı dahi isterken, kimileri de hakkı olanı dahi alamıyordu bunca zenginliğin içerisinde.
Yokluğu bölüştük emme varlığı üleşemedik dediklerini duyar gibiyim bizden evvelkilerin.
Birde helalleşmeden buraya gelmeyin dediklerini.
Okyanusu geçip de çayda boğulmak buna denmiş olsa gerek.
Yokluğun karnı ,gözü tok zenginlerine selamlar, saygılar yollarken varlığın fakirlerine de helalliği musalla taşına bırakmayın diyorum.
Helalliği buraya bırakmayın dedi musalla taşı
Ürperdim, hava sıcak taş buz gibiydi
Sırtımı yasladığım ağaç dile geldi
Köklerine sahip çık dedi ey insanoğlu
Yoksa aşı tutmaz, meyve vermez dalların
Neharoğlu
Hakkı BİÇER
16 Eylül 2025
İstanbul
Kimler geldi, Kimler geçti..
Yorum Ekle
