Merhaba yeni yıl… Acıları ciğerlerimizi dağlayan bir takvim yılını bitirdik… Gelenektir; iyi dileklerle başlamak isterdik 2017’nin ilk gününe… Nerde…!
Otuzdokuz can ayrıldı aramızdan… Ne yaptığını, nereye gittiğini bilen bir el, eğlence merkezine giriyor… Uzun namlulu silahıyla vuruyor insanlarımızı.
İlk günden işaret verildi… Sanırım, 2017’nin acıları, 2016’yı aratacak… Elbette öyle olmasını istemem… Yeni yılda barış üstün gelsin… Silah tüccarları sevinmesin…
“Tedhiş” kökünden üretilen “terör” sözcüğü, korkutmak anlamını taşıyor…
Gençliğimizde Ermeni teröründen söz edilirdi…
Nice değerli diplomatlarımız öldürüldü… Lise yıllarımız böyle geçti… Üniversite yıllarımızda öğretim üyelerimiz vuruldu… 12 Eylül düdüğü duyulunca bıçakla kesilircesine, terör durdu…
Özallı yıllar başladı… Güneydoğu Anadolu’dan bir haber, “Bölücü Terör”… Bölücü, parçalayıcı, sonuçta öldürücü…
Bir de canlı bomba adı verilen “kendini patlatmak” var. Ortadoğu bir bataklık… Emperyalizm, petrol kaynaklarının sahibi olmak için; Müslüman ülkelerin sınırlarını değiştiriyor…
Birinci Dünya Savaşı sonrası çöl kumu üstüne sopayla çizilen sınırlar, yeniden düzenleniyor. Bu düzenlemenin bir ayağı da terör… Çatışma olmayan bir Müslüman ülke var mı?
Sayın Kurtulmuş açıklama yapmış: “Tedbirli olun, fakat korkmayın” Bu açıklama yüreklere su serpti… Devlet adamı böyle olur… Bir cümleyle aydınlatır sorunu…
* * *
Sayın Başbakanımız daha kalıcı bir cümle kullanmış: “Benzer türde saldırılar her yerde olabilir…”
* * *
PISA sonrası bir Bakanımız da şöyle demişti: “Ekonomik durumu bizden iyi bazı ülkelerden daha iyi bir sıralamadayız. Mesela Katar…”
* * *
Değerli şairimiz Ahmet Zeki Muslu, “Zaman Şaşırdı Menzilini” başlıklı şiirinde şöyle sesleniyor:
Bu ülkenin gayri resmi tarihini
İhbar ve ihanet gören adamlar yazdı
Depremlerle darbeler arasındaki
Yarı tuhaf bağlantıyı ilk onlar anlattı
Zaman şaşırdı menzilini
Adam satarak zengin oldu
Bir zaman dost bellenen adamlar
Geçmişten bıçakladı kardeşini
Çekilen silahların gölgesinde
Yeni birer kimlik edinildi
Gözler iki hırçın mermi gibi
Sunuldu candan üstün sevgililere
Karşılıklı vuruşan askerlerin
Arasından geçtiler gayet yaralı
Gökyüzünü mavi gördükleri gün
Çocukluklarına dönüp ağladılar
Bir ateş çemberinden geçti de
Gelindi şimdiki mistik zamana
Ali baba ve kırk harami masalı anlatıldı
Kiraz ve çilek özleyen çocuklara