Biz ekonomi okumuşlar, yöneticiler, muhasebeciler, işletmeciler, mali müşavirler yan yana gelince güncel konularda politik, ekonomik, sosyal analizler de yaparız.
Geçenlerde bir kaç arkadaş teveccüh gösterip beni de bir toplantıya davet ettiler; icabet etmekten başka da çare bırakmadılar.
Laf lafı açtı, konu döndü dolaştı, siyasi ve ekonomik konulara geldi…
Mevzu derinleşti…
Geçmişten günümüze geri kalmışlık, istihdam, işsizlik, mülteci sorunu, politika, güncel siyaset, ekonomi, dolardaki artış, enflasyon, üretim derken… konu sürdü gitti…
Sonra ekonomik, politik, idari, siyasi krizler…
Sebepler ve nedenler…
Her hatanın, her yanlışın, her iflasın bir nedeni vardır da sorumlusu kimdir, bir cevabı yoktur…
Bizim arkadaşlar da, krizlerdeki sorumluyu tespit edemedi yahut etmedi…
Çay, kahve, muhabbet, sohbet, ayrıldık…
Aradan bir hafta geçti geçmedi; kendisine çok saygı duyduğum bir ekonomi yazarı, gazetesindeki köşesinde son söz olarak şöyle bir cümle kaydetmiş:
“Buhar firar vanası çalışmazsa kazan patlar.”
Yani diyor ki, dolardaki bu artışın bir anda devalüasyon şeklinde karşımıza çıkması daha beter etki yapardı…
Özetle;
Devalüasyon ile beraber revalüasyon kendiliğinden zail olur…
Devalüasyonu takip eden enflasyon, mali servetler ve ücretler üzerinde varlık vergisi ve ek gelir vergisi artışı meydana gelmesine yol açar…
Kur artışlarına bağlı olarak ithalattan alınan vergileri artar…
Türk Lirası bazında, kamu borçları nominal manada aynı kalır…
Enflasyon vasıtasıyla milli gelir nominal olarak büyür…
Sonra döviz desteği ve borçlanma ile kriz çözülür…
Allah korusun!
Kriz dediğimiz şey de bir afettir ve toplumu bütünüyle tesiri altına alır…
Üstadın analizi bana, sanki, 5 Nisan kararlarını hatırlattı…
Bilançonun Aktifinde Firmanın Dönen ve Duran Varlıklar’ı kayıtlıdır. Bir bakıma servet manası da taşır. Bu itibarla olacak ki 1994’de Net Aktif Vergisi ihdas edilmişti…
2001 yılındaki krizde ise, K. Derviş apar topar bakan atanmıştı…
Son zamanlarda, 5 Nisan kararlarına ve 1990’lı yıllardaki krizlere sebebiyet vermiş olan bir eski siyasetçi sahne almaya başladı.
Acaba diyorum, yıllar geçtikten sonra K. Derviş’in misyonu Çiller’e mi verildi?
Selam ve dua ile.
Enver SEYHAN