Çoğumuz Taşova’da; hangi cadde ve sokağın nerde olduğunu pek çıkaramayız. Bağdat caddesi nerede? diye sorsam….kaçınız bilebilir? Pek dikkat etmeyiz bir alt sokağın ismine ne hikmetse…
Komşuluk ilişkileri de eskisi gibi değildir. Bizim mahallede..
Yine bir yaz akşamı. Nazım ağbinin küçük fakat bakımlı bahçesinden sesler geliyor. Beni de çağırıyorlar. Mahallenin beyefendi kişiliğini kırmak ne mümkün. Dalıyoruz bahçeye. Kaya Dursun ağabey, Tekin Kılıç ve bir de bizim mahallenin demirbaşı Ahmet.. Eskilerden dem vuruyoruz. Kaya Dursun’dan ne çok korktuğumuzu anlatıyoruz çocukken… Çevirmenimiz ise Nazım ağbi. Anlatılanlara gülüyor sert bakışlı ve sevimli adam. Nazım ağbinin titizliği ile hazırlanan çayla sohbetin derinliklerinde kayboluyoruz. Saat 23.00. Zaman su gibi akmış. Ahmet müsaade isteyip gidiyor. 10 dakika sonra geri dönüyor. Anahtarını kaybetmiş garibim. Hemen yollarda başlıyoruz anahtar aramaya. Sündüz teyzenin orada oturan Aysel abla, kızı Bahar, Remziye yenge, anam, ablam, Zeliha yengem de katılıyor anahtar arama kervanına…
Kaya Dursun ise el feneri getiriyor. Pili bitti bitecek gibi fenerinde.. Arabasıyla geçenler farlarıyla yardım etmeye çalışıyorlar.. Anahtar bir türlü bulunamıyor.. Nafız Özen usta ışıldak getiriyor ve o da katılıyor arama grubunun içine…..Mahalleli didik dikik ediyor her tarafı. Nihayetinde ışıldak sayesinde bir kum yığının üzerinde bulunuyor komşumuzun anahtarı….
İyi ki anahtarını kaybettin be! AHMET…
İsterseniz sizler de, anahtarım kayboldu diyerek, gecenin bir yarısında anahtar arayın. Bakalım kaç komşunuz size eşlik edecek?
Bence; denemeye değer… Cebinizde hep bir yedek anahtarınızın bulunması dileğimle…