Yapay Zeka Falan Fişmekan (Enver Seyhan)

0
95
Enver Seyhan
Ancak, nihayet geldi girdi hayatın içine galiba. Geçenlerde benim birkaç özelliğimi bilen bir arkadaş “yapay chat” ile arama yapmış veya beni sormuş birkaç cümleyle.
Vay!
Sen misin soran?
Beni birkaç sayfa anlatmış. Ben de kendimi bir “şey” sandım aniden; cahilce ve nefsime uyarak.
Tövbe!
Demek ki 2019’dan beri epeyce gelişme olmuş.
Her türlü teknolojik ürünleriyle keyif sürüp hamaset çadırında sövgülere uğrayan elin oğlu, icat ediyor, buluyor ve yapıyor.
Ha!
İnanmıyorsunuz!
O zaman elinizdeki telefon cihazını kırın.
Hesap makinenizi denize atın.
Arabanızı deveyle değiş tokuş edin.
Hiç olmazsa, oğlunuzu Almanya’dan geri çağırın.
ES
20 Ağustos 2025
*
YAPAY ZEKA
(ES / 2019)
Adamlar kafaya koymuşlar. Arzu ediyorlarsa yaparlar. Kimseyi dinlemezler. Fakat dünyanın geri kalanı için nasıl olacak? Dünyanın geri kalanına ekonomi bilen, yazan ve konuşan insanlar “çevre ülkeler” diyorlar. Yani çevre ülkelerde kişi başına düşen milli gelir 40 bin dolar değildir. Her sene tatile çıkamazlar. Ayda bir kere dahi bir lokantada gönüllerince yemek yiyemezler. Et yemekleri sadece rüyalarına girer. Teyyareye binemezler. Mecbur kalmadıkça seyahat edemezler. Gelecek korkusu yaşarlar. Gelenek, görenek, toplum yapısı ve baskısının gelişmeye, değişmeye ve çalışmaya dahi mani olduğu görülür. Durum bu haldeyken, durağan, geçmişten sıyrılamayan ve eskiden kopamayan toplumlarda “yapay zeka”dan söz etmek pek mümkün görünmüyor.
Bir taraftan da;
Hepsi tamam, her şey tamam da…
Bu değirmenin suyu nereden gelecek? Değirmenin çarkı nasıl dönecek? Maliyeti kim yüklenecek? Benim cevabım hazır. Biliyorum. Düşünmeme gerek yok!
Fakat;
Sanıyorum dünyanın geleceğini inşa edenlerin gayesine asla vakıf olunamayacak… Bu imkan dairesinde de görünmüyor…
Şimdi de yapay zeka ile yatıp kalkıyor millet. Bu arada kendi dilinde olmayan bir yığın kelimeyi ezberlemek zorunda kalıyor. Hayat memat kimsenin umurunda değil… Zevk ü sefa almış başını gitmiş…
Mesela; cep telefonundan gözlerini alamayan bir toplum türedi.
Mesela; olup bitenlerden haberi var gibi ama hakikate gelince yönünü öte dönen bireyler çoğaldı.
Irmağın suyu akıyor da, huyunu, suyunu, kökenini, dikenini kimse merak etmiyor…
Hangi dağdan çıkıyor, hangi dereden aşıyor, nereye varınca taşıyor, hangi denize ulaşıyor?
Başka iş kalmamış da, maçları “yapay zeka” teknolojisi ile üretilmiş, otomatik olarak ayarlanmış televizyonlardan rahat rahat izleyecekmiş ahali…
Korkarım bir gün televizyondan futbolcunun yapay tarafına komut hasredilecek ve “şimdi gol at” denilecek; gerçekten gol atılıverecek…
Gülümseyin de inanın ama!..
Bizim gibi ülkelerin insanları teknoloji hakkında ne biliyor ki?
Düne kadar internet yoktu yani vardı da bize vermemişlerdi şifrelerini!
Yalnız kendileri kullanmışlar…
Yavaş yavaş getirip soktular içimize ve alıştırdılar…
Belki, bugün kendileri başka bir teknoloji ile yolllarına devam ediyorlar…
“Yapay zeka” dedim de…
Yapay zekalı televizyon sayesinde evlerinde olsalar bile taraftarlar canlı, capcanlı maç atmosferine girecekmişler…
Türkçe sesli komutla kanal değiştirecekmiş seyirciler…
Daha neler neler…
Açıp kapatacak, uygulama başlatacak, içerik aratabilecekmişler…
Renk ve ses seviyesi de ayarlanabilecekmiş ellağam!..
Değirmen dönüyor da suyunu arıyorum ben dere yukarı…
Gözüne kadar gideceğim…
Nereden geliyor bu bol ve beyaz köpüklü su?
Kaç aileye, kaça mal oluyor?
Bu da laf mı be adam?
Dokuz bin dolar kişi başına düşen milli gelirle çöl möl demez; Büyük Sahra’ya, Fizan’a bile gider bu millet evelallah!
Hatta Kafdağı’nı bulur da davul zurna ile kutlama bile yapar…
Yapay zekalı televizyon reklamı bile Kafdağı’nda çekilir…
Yanında coca cola, nescafe de verirler..
En çok bayıldığım bu maç tutkumuz…
Paranın sözü mü olur?
Hatta yapay zekalı televizyonlarda çerçeve yok, kaldırılmış deniyor…
Altın suyuna daldırılmış deniyor…
Hoparlör maç kalitesine uygun. Patlak mısır için yeni bir ürün geliştirmişler. Koltuk imal etmişler. Bir de soğuk içecek dolabı lazım.
O bile hazırmış…
Öyle bir de tarifini vermişler ki…
İnsanın bir koşu gidip satın alası geliyor…
Bu kadar yapay donanım ve kurulum içinde hayatımızın yapaylaşıp elimizden kayacağı günü bekliyorum.
Fakat üzüntülü değilim…
Yarım asır daha yaşamayacağıma göre o günü görmem imkansız…
Fakat, “yapay zeka” tam manasıyla teknolojiye, sanayiye, çalışma ortamına hükmettiği gün zannediyorum başka bir evrenin içinde bulacak insanoğlu kendini…
Ha!
Televizyon izlemiyorum ama maç seyrediyorum; maçına göre tabii ki.
Nasıl derler, nedense seviyorum da…
Yapay zeka ile imkanlar mı artacak, imkanlar mı daralacak, azalacak?
Bunu zaman gösterecek…
İyi seyirler dilerim.

Yorum Ekle