Güncel konularla ilgili yazdığım birkaç yazımdan bahsedeceğim.
Birincisi :
Ayasofya konusunda,
Ayasofya açılacak hemde bir kitap gibi açılacak demiştim!
Aynı bir kitap gibi açıldı mı?
Açıldı.
İkincisi :
Yine Ayasofya konusunda idi.
Zamanın Maarif Vekili Abidin Özmen’in Ayasofya’nın kapatılıp müze yapılması hususunda idi.
Ne oldu peki!
Yazdığım yazıdan yaklaşık 15 gün sonra, bu yazımdan cesaret alıp yazdıklarımı onaylarcasına Murat Bardakçı bir araştırma yaparak en ince detayına kadar belgeleriyle birlikte bu meseleyi araştırıp aynı şekilde ortaya koydu mu?
Bu konuda yazdığım yazıyı tüm belgeleri ile ortaya koyarak doğruluğu kanıtlandı mı?
Evet!
Bu konuda Murat Bardakçı’ya teşekkürlerimi arz ediyorum. Saygın bir gazeteci olduğuna yürekten inanıyorum.
“Kalemin yorulmasın” üstad!
Üçüncüsü:
Sosyal Medyadaki Tik-Tok Sapkınlığı hususunda idi.
Bu yazıdan bir ay sonra Amerika, bu Çin yapımı platformu kapattı mı?
Kapattı.
Peki Türkiye?
Türkiye’de de bu mesele tartışılmaya başladı mı?
Evet Başladı!
Sonuç ne olur bilemem ancak. Kapatılması Türkiye’nin hayrına olacaktır.
Evet…
Yeni konular gündeme getirmeye devam edeceğim elbet.
Demek ki, yazdığım konular Argoda “Kofti’den değil” derler ya!
Yazılarımızın gücünü gördükçe daha da yazmak geliyor içimden.
Mevzu sadece güncel meseleler değil aslında.
İyiliğe, güzelliğe dair, insan gelişimi, toplum psikolojisi ve gençlerin gelişimi yönünde yazdığım yazılarda;
Sosyal medya platformlarında binleri onbinleri gören paylaşımları gördüğünü bilmek beni şahsen sevindiriyor.
Evet, Biraz geç yazmaya başladığımı kabul ediyorum.
Ancak!
Geç veya erken farketmez. Toplumun çöken yönlerini ve kaybolan değerlerini yazmamız toplumumuz tarafından da yürekten kabul görüyor.
Doğrusu ben Siyasal eleştirel ve taraf olduğum Siyasi Partiyi destekleyen türden yazılar pek yazmıyorum. Bu yazmayacağım anlamında okunmasın. Eğer yazacaksam da emin olun ki, tarafsız siyasi yazılar olacağından emin olabilirsiniz.
Siyasi konularla ilgili yazılan güncel yazıların akıbetini öyle çok gördüm ki!
Mesela,
Binlerce Köşe yazarı sürekli güncel siyasi yazılar yazıyor. Taraf oldukları mecradan bir adım dışarı çıkamıyor. Veya adamlar sattıkları kalemlerini bir türlü kıramıyorlar. Üç-beş ay veya bir-kaç yıl sonra bu yazıların hepsi çöp oluyor gidiyor. Yazdıkları yazıların neredeyse büyük çoğunluğun sonra tersine döndüğünü hepsi görüyor. Güncel siyasi yazı yazmak tarafsızlık gerektirir. Geleceği görmek gerektirir. Eğer bir taraf varsa o yazı benim gözümde Belediye çöplüğüne adaydır. Üzülerek söylüyorum bu yazılar sadece bir taraftan seçmen kazanmak için karalanmış “Kofti’den yazılmış” yazılardır.
Elbette zevkle takip ettiğim Köşe yazıları ve Yazarlar var. Bunları asla kast etmiyorum. Satılık kalemlerden bahsediyorum yani. Bunu ayırt etmeniz için altının çizilmesini istiyorum.
Üç değerli gazetemizde çeşitli yazılar yazıyorum ve asla baskı görmeden yazıyorum.
-Biri Yerel (Taşova Gazetesi) yani memleketim.
-Diğeri kendimi ait hissettiğim bölgesel bir gazete (Balkan Haber) yani köklerim Ata topraklarım.
-Bir diğeri de Ulusal bir gazetemiz (TRHABERLER) burada ise kendimi buluyorum ve değerli hissediyorum.
Hiç birinde baskı görmeden tamamen konuları kendim seçerek yazıyorum. Toplumsal yazılar bir çoğu zaten.
Asla baskı görmüyorum. Görmediğim sürecede bu platformlarda yazmaya devam edeceğim inşallah.
İnanıyorum ki! Bu dünyaya güzellikleri ve ışığımı bırakacağım daima. Geçmişimizin güzelliklerini geleceğin gençlerine aktararak bir miras bırakabileceğime inanıyorum böylede olur inşallah.
Daha öncede bir çok kez yazdım. “Yazmak bir Tutkudur” diye başlıklarda attım. Tutku ile yazdığım her konunun kelimelerini özenle seçtiğimi ve okuyucunun sade bir Türkçe ile
anlayabileceği dilden yazdım hep. Bir çok Arapça ve Farsça dilimize giren sözcükleri pek kullanmıyorum. Aslında Eğitim geçmişim buna uygun ancak güzel Türkçe’nin dışına pek çıkmıyorum.
Doğru pabucunu giymeden, yalan dünyayı dolaşırmış. Artık öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, yalan, dolan ne varsa insanlar tarafından daha çok kabul görüyor maalesef.
Daima,
Yalansız,
Dolansız,
Yazmaya devam edeceğim.
Yazar dediğin,
“Vay be! Adam yazmış” demeli okuyucu. Topluma hitap etmeli. Toplumu kucaklamalı. Tarafsız olmalı.
Allah’a emanet olunuz ve takipte kalmaya devam ediniz Lütfen!
Tekrar yazılarda buluşmak dileğiyle…
Naci Özkan