Amasya İtimat

VAKİT YARIN DİYOR…

0
262

 

Osman BAŞ

Gönüllerin dolduğu anlar vardır, boşalmak için rüzgâr beklendiğin de hıçkırıkların bitmek tükenmek bilmez seslenişindeki dayanılmazlar hareket halindedir.

Hak helalliğinde olmazsa olmaz yakarışların avuçları ıslatan damlaları alınteri kadar tanıdıktır.

Vakit ne yaparsa yapsın, saatler nereden yol alırsa alsın, duygu yoğunluğu yaşamanın tatlı titreşimine teslimiyet anı herşeyin donduğu ve durduğu anlardır.

Savrula savrula geliyorum diye seslenmenin, yoldaki çukurlara, hendeklere, akıntılara, yokuşlara bir faydası yoktur.

Saçlarım, paltom, kaldırımlarla ıslansın. Duygular, sevdalar, acılar, öfkeler ıslansın.

Gönlüme selam doldursam, selamsız kelamsız gündüzlerin, bulutlara teslim olduğu anların yağmur damlalarına kendini bıraktığı anları, buğday tanelerine, toprak olmanın rahatlığı ve huzurundaki bereketi, bire on vermenin, huzuru ve mutluluğu ile hasatı beklemeye hazır olmanın haklı gurunu bilirim.

Çamurlu sokaklarda hiçbir şeye aldırmadan oynayan çocukların, ıslanan saçları, ayakları, pantolon paçalarına takılmadan gece ve gündüz kendi seyrinde oluşurken, kendi unutulmazımdaki yıllarıma tutuklanıyorum.

Çocukluğum, su kadar temiz ve duru, gözyaşlarım gibi masum, yağmurca bereket, güneşin ışınlarıyla dost, rüzgâr esintisiyle ılık bir akıntı, büyümeye hazır bir meyva, duaya ulaşmaya aday vaktim.

Galiba yaşlanıyorum. Kendimi hatırladığım andan itibaren bugüne uzanan bir tahlil, bizim sinema şeridi izlenişiyle hayatımın emarını çektiğimde zorda bırakıyor beni.

Vakit yarın diyor. Vakit gülümsüyor.

Çınarlar hayatımın gönül bahçesinde dimdik ayakta duruyor.

Bir top çiçek, bir demet yasemen, rüyaları süsleyen en güzel anları verdi geceye. Gece yorulmadan, kırmadan, incitmeden hilal topladı sabaha kadar.

Güneşin uzanışını gördüğü an gülümsedi. Seven ve gören kalp ile göz rahatlığıyla derin bir nefes alıp sessizce uzanıverdi.

Eyvallah.

Kalb ile gözü bütünleştirmek için ilmek ilmek ördüğü, desenlerin mutululuktan dans ettiği bahar akıntılarına ulaşıyor olmanın ılık esintisinde derin bir of çekiyorum.

Tabii, ezelmi, ebed mi arayışı yakın ve sıcaktır.

Tufan, tusunami, fırtına, kafes veya dergâh gündeme geldiği andan itibaren durgun vakitler yol üstüne tezgâh kuruyor.

Kelimeleri yorgun cümlelerde paragraf içinde yerim neresidir diye arama tarama yapmanın vakte ve yarınlara bir faydası yoktur.

İnsanlığın, huzuru, mutluluğu, can emniyeti, insanlık, ilim ve hayatla ilgili söz ötesinde yıldızlar kadar temiz ve parlak, Türkçe tadıyla beslenmiş şiir dilinin en üst seviyede okuyucuya ulaşması için vicdamınızı ve millet sevgimizi hiç kimsenin oluruna ve insiyatifine bırakmadık.

Gönül erlerini yetiştiren, kültür, medeniyet ve edebiyat alanında olgunlaştıran ve besleyen merkezleri bilmek gerek.

İman ve aşkın, hayat ve ölümün bütün derinliklerinde hayata dair, baki âleme dair ne varsa yalın kat bilinen ve bilinmeyenlerle medeniyetin mahsülü olmak gerek.

Sayısız ve bilinmez şiirler arasında hafızamızda kaç mısranın yüreğimizi yakışı ve teslim alışı vardır.

Milli ve manevi değerlerimizin insanlık, ilim ve hayat birlikteliğinde yıldız yıldız, ay ay yeni günü ve güneşi bekleyen vakte eyvallah.

“Türkçem benim ses bayrağım.” “ Yüreğime düşen cemredir.”diyen söz ustalarını alkışlıyorum. Sevgim, aşkım Türkçenin anlamı ve güzelliğiyle şiir dilindeki eserleri bizlerin anlayışı ve yüreğine miras olarak ulaşmıştır.

Yorumlar, duygular nereye kadar ulaşıyorsa ulaşsın, bizim kültürümüzün, edebiyatımızın, dilimizin dahası yüreğimizin çok geniş coğrafyada gülümseyen görüntüsü, yorumu ve görüşümüzü ortaya koyan, köklü ve edebi duygu ve hoşgörü damarlarımız dünümüzü, bugünümüzü ve yarınımızı donanımlı kılmamızı sağlayacaktır.

Bütün zamanları kuşatan kuşaklar, yarınları sağlıklı ve huzurlu kılmak için bugünden hazır olmalısınız.

 

Not: Mübarek Ramazan bayramının hayırlara vesile olması dileğiyle, okuyucularıma saygı, sevgi ve selamlarımı sunuyorum…

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Ekle

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz