Amasya İtimat

TEK SUÇLU ONLAR MI?

0
590

Thomas More “Ütopya” adlı eserinde hırsızlık üzerine şunları söylüyor:


  “ Bir miktar para çaldı diye bir insan hayatını çalmak bence çok adaletsiz bir şey, dünyadaki hiçbir şey insan hayatı kadar değerli değildir. Orantısız adalet aşırı bir haksızlıktır…”


 


Ve şöyle der düzenin sahiplerine;


 


“ Siz hırsızları üretiyorsunuz, sonra da onları cezalandırıyorsunuz…”


 


Geçen hafta bir haber düştü ilçemizin internet sayfalarına. İş yerlerinin vitrin camlarını kırarak hırsızlık yapan üç kişinin yakalandığını yazıyordu. Sonra bu üç kişinin orta öğretimde yatılı okuyan üç öğrencimiz olduğunu öğrendik, öğrenciler adına üzüntü duyduk.


 


  Yazımızın giriş bölümü hırsızlığa methiye düzdüğümüz şeklinde algılanmasın. Bir okulun yatılı öğrencilerinin gecenin geç bir saatinde böyle bir eylemi nasıl gerçekleştirmiş olduklarını düşünürken, Kenar-ı Dicle de kaybolan koyundan mesul tutulan idareciler geldi aklımıza.


 


  Ve elli yıl eskilere gittik. İlçemizde o yıllarda öğretmenlik ve idarecilik yapan Osman Bolulu’ları, Süheyl Dedeoğlu’larını hatırladık. Bu öğretmenlerimiz o yıllarda pansiyonda kalan ya da köyden gelip kiralık evde oturan talebeleri geceleri kontrol ederlermiş. Geceleri sinema kaçamağı yapanlar ertesi sabah tüm okul talebelerinin önünde uyarılır ve ikaz edilir, gereğinde cezalandırılırmış.


 


Bu hocalarımız öğrencilerine bildiklerini öğretirken maddi hiçbir karşılık beklemezlermiş. Tek bekledikleri öğrencilere öğrenme aşkını aşılamak ve onların başarılı olduklarını görmekmiş.


 


Ölenlere rahmet, yaşıyorlarsa sağlıklı bir ömür dileyerek insan olmayı öğrenme yolculuğumuzda bize rehberlik eden tüm öğretmenlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz.


 


Evet hırsızlığı yasalarımız suç sayar, toplumumuz ahlâksızlık olarak değerlendirir. Bugün devletimizin himayesine emanet edilmiş, geçmişin o zor şartları ile mukayese edilemeyecek bir rahatlıkta öğrenim şansını yakalayan öğrencilerimizin hırsızlık gibi uzun yıllar üzerlerinden çıkmayacak bir lekeyle suçlanmalarını nasıl yorumlamalıyız.


 


  Şimdi sadece hırsızları mı suçüstü yakalamış olduk. Denetim ve kontrolden uzak bir yönetim anlayışıyla, hırsızlığın kötü bir şey olduğunu öğretemeyen bir eğitim sistemiyle sorumluları da suçüstü yakalamış olmadık mı?…


 


  İlçemizde 50 yıl önce görev yapmış eğitim gönüllülerinin o yıllarda öğrencileri için yapmış oldukları fedakârlıkları, katlandıkları sorumlulukları, yeni neslin idarecileri, öğreticileri hiç mi duymadılar, hiç mi ders almadılar onlardan.


 


  Bizler elli sene sonra onları, okuttukları öğrencileri için her fedakarlığa katlanan, eli öpülesi öğretmenlerimiz olarak yad ederken; bu gün ilgisizlikten hırsızlık gibi ömür boyu çıkmayacak bir lekeyle yaşayacak gençlerin günahını boynunuzda taşıyacak olan sizler, elli sene sonra iyi ticaret yaptığınız, iyi siyaset yaptığınızla mı anılmak istiyorsunuz?…


 


Thomas More’ye gelin de hak vermeyin. Düzenin sahiplerine söyledikleri doğru değil mi ?


 


“Sistem hırsızları üretiyor, sonra da cezalandırıyor”


 


Yöneticilerimizden gençlerimize sahip çıkılmasını, şeytana uyup işledikleri bu kötü eylemin affedilerek, onların topluma yeniden kazandırılmasını istiyoruz.


 


Onlara bir hakkı teslim etmek zorundayız.Tek suçlu onlar değil, bizler de masum değiliz.Gençlerimize ne verdik ki ne isteyeceğiz.


 


Hayatının üç saatlik bir sınavla şekilleneceğini bilerek, sınav mantığı veya tekniği ile verilen eğitim öğretimle yetiştirilen bir gençliğe testten başka bir şey öğretmemişsek varılan bu noktadan şikâyete hakkımız yoktur.


 


  Sosyal hayatımıza nizam verme gayesini taşıyan, faili değil fiili eleştiriye yönelik daha doğru bir deyişle ne kötü adam değil ne kötü iş diye yorumlamaya çalıştığımız bu satırları yazarken, cemiyet meselelerinin çözümünü insanın eğitimine bağlayan Roma İmparatoru Marc Aurel’in ebedi bir hakikat olan sözünü unutmamalıyız.


 


  Ezeli şikâyetimiz olan insanlık tarihiyle başlayan hırsızlık ve çalma için Roma İmparatorunun o çağda yapmış olduğu unutulmaz uyarısı bugün de eğitimin temel düsturu olmaya devam ediyor.


 


  “Ya eğit, ya katlan”


 


  Gençlerimizi, öğrencilerimizi her türlü hataya düşmekten korumanın yolu eğitimden ve sorumluluğunu bilen eğitimcilerimizden geçiyor.


 


  Yanına eğitimi koyamadığımız müddetçe test öğretmek robot yetiştirir insan değil…


 


  İlçemizde Kuyumcu soygunu failini, soyulmak istenen dükkanların faillerini kısa zaman içinde yakalayarak güven ve emniyetimizi sağlayan ilçemiz polis teşkilatı mensuplarını kutluyoruz.     

Yorum Ekle

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz