28 Eylül 2020
Düzenleme: Mayıs 2024
Üç sene önce yazdığım “On Altıncı Yüzyılda Taşova” başlıklı yazıma yorum yapan Zeki Üstün, Sonusa adının geçmişine ışık tutuyor. Belki de anlattıkları aynen olageldi. Buna kimse ık cık edemez. Zira bazı tarihi olaylar kendiliğinden dillere destan olur ve bin yıllar boyunca kuşaktan kuşağa anlatılır ve aktarılır. Tarihe ayna tutan gerçeğin ta kendisi olduğuna inanarak Zeki Üstün’ün yorumunu yazımın başına aldım. Çünkü çok çok önemli ve kıymetli buldum. “Anlatı ve söylenti” mahiyetinde bir “bilgi” olması hakkı hakikati değiştirmez.
Diyor ki:
“SONUSA:
Şimdiki ismiyle ULUKÖY’ün geçmişi hakkında söylenen, dilden dile dolaşan rivayet şöyledir:
Zamanın Amasya valisinin bir türlü şifa bulamayan SUNA isimli hasta bir kızı vardır. Araştırmalar sonucunda valiye, Uluköy’ün mis gibi havasından şifa bulacağı söylenir. Bunun üzerine Uluköy’e yerleşirler. Zaman içerisinde SUNA isimli kız iyileşir. Kalan ömürlerini burada yaşarlar ve köye kızın adını “SUNA” ismini verirler. Gelişerek büyüyerek 50.000 nüfuslu koca bir şehir (vilayet) olur. O yıllardaki ismi SUNA şehridir. Çeşitli istilalar sonrası bugünkü halini almıştır. Sonradan ismi SONUSA olarak yıllarca kalmıştır.
1960’tan sonra tarihine, mazisine, büyüklüğüne istinaden Sonusa ismi ULUKÖY olarak değiştirilmiştir. (Uluköy adı için, içinden geçen “Ulu Yol” ilham kaynağı oldu diyenlerin fikri de yadsınamaz.) 1950’de kasaba (belediye) olan beldemiz 2015 yılına kadar 65 yıl hizmet vermiştir. Üç mahallesi dört camisi sulama barajı ve de 28.000 hektar arazisiyle değil Taşova’nın Amasya’nın en büyük yerleşim yeridir. Geçim yolu tarım ve hayvancılıktır. Başta soğan bamya pancar tütün haşhaş olmak üzere tahılın meyvenin sebzenin her türlüsü yetişmektedir.
Son yasaya göre köy statüsüne düşürülmüştür. Şu anda Taşova’nın köyü durumundadır.”
16. YÜZYILDA SONİSA
-TAŞABAD = TAŞOVA-
Niçin Sonusa değil de Sonisa? Eski Türkçe’de tarihi kayıtlarda, Sonisa olarak yazıldığından dolayı olmalıdır fakat bugünkü tecrübemle Sonusa şeklinde okumak yazmak gerektiğine inanıyorum.
1520 – 1530 yılları arasında Kanuni devrinde hazırlanan ve icmal edilen Tahrir Defterleri o devirde ülkede mevcut her ne varsa hepsini bir araya toplamıştır.
TD 387
TD 438
TD 167
Defterlerden birkaçının numaralarını yazdım. Eyalet eyalet tahrir edilip numara verilmiştir. Defterler arşivde muhafaza edilmektedir.
Tahrir defterinden derlediğim köyler, mezralar ve diğer oluşum ve birimler, günümüzden Beş Yüz sene önceki durumu ihtiva ediyor. Burada geçen köy ve mezralardan bugün dahi aynı adla anılanların, bilinenlerin olduğu yorumlardan anlaşılıyor.
Yerel tarih konusu biraz çokça okumayı, araştırmayı ve dinlemeyi gerektiriyor. “Yerel” kelimesi için “kırsal veya taşra” sözcüklerini kullanmak da muteberdir. Fakat siyasi bir kelime değildir. Memleketin bir bölgesini ifade eder. İnsanlar eşitlik, hak ve hukuk olarak aynı ayarda, aynı şartta, aynı mesafede dururlar.
Esas defterdeki sayfa numaralarını yer yer parantez içinde verdim. Okuma sırasında yakın köylerin, mezraların, birimlerin ve zaviyelerin aynı sayfada veya bir önceki bir sonraki sayfada yer aldığını sanıyorum.
Haydi Bismillah!
Sonusa Kazası:
(Sayfa aralığı: 527 – 561)
YER ADLARI:
(Şeyh Nureddin Alpaslan Vakfiyesi’nde adı geçen yerleşim birimleri ile karşılaştırmalı bir cetvel olmasını arzu ettim. Sekiz Yüz Yıl önceki köyler mezralar ve birimler bu cetvelde yer alıyor.)
-Abdülgani Çiftliği -YERKIZDI (529)
-Ahmet b. Himmed Fakih Bağı (549)
-Ayan (Anara) köyü -Kuh-i Karakuş
(Bu yerleşim yeri 1880 sonrasında “nahiye” kaydedildiği için burada zikrettim.)
-Ahınlu / AHİLU köyü (Afulu köyü)
-Alaca kilise köyü (Baraklı civarı)
-Alan-ı Aluç
-Alan-ı Bekür
-Alan-ı Çepni
-Alan-ı Sarıbey
-Alan-ı Yüğürdük
-Alpulu köyü
-ANDIRAN köyü
-BAŞU BARAKLU köyü (536)
(Şeyh Nureddin Alpaslan Vakfiyesi’nde adı geçiyor. Sene: 1257)
-Bayramalanı / ŞEYHLİ köyü
-Beleni köyü / BELEVİ köyü
(Nüfus defterinde 1831’de Belgü adıyla kaydı var.)
-BOLADANLU köyü
(Şeyh Nureddin Alpaslan Vakfiyesi’nde kayıtlı “Baladan” köyü olabilir.)
-BORANUS köyü (Boraboy)
(BORABOY köyünün eski adının Boranus olduğu söyleniyor. Demek ki o sırada gayrimüslim insanlar da ikamet ettiği için her iki adıyla da anılıyor. Şeyh Nureddin Alpaslan Vakfiyesi’nde adı geçiyor. Sene: 1257 / 655)
-Bozyaka köyü (532)
-Büksüz köyü
(Büksüz köyünün Darma – Dereli tarafında olduğu bir kayıtta gözüme ilişmişti.)
-Cami-i HÜSEYİN AĞA Mahallesi -SONİSA
-CEDİD mahallesi -Nefs-i Sonisa (527)
-Çalkara köyü (529)
-Çamurcuk köyü (537)
-Çanakçı köyü
-Çanakçı mezra’ası
-Çandır köyü
-Çaşnigır Hacı Zaviyesi (537)
-Çat alan köyü
-Çift köyü / Sonisa
-ÇÖRMÜK köyü
-Çörek yeri (548)
-Çukur alanı köyü
-Daru’l Hayr Medresesi
-Daru’l Hayr Suyu
-DARUMA / Darma / Ballıca (537)
(Tartma veya Taruma adıyla Şeyh Nureddin Alpaslan Vakfiyesi’nde adı var. Sene: M. 1257.
Ayrıca sayfa numarası 537 olan yerler, ihtimal ki Darma veya Tasna civarındaki yerleşim yerleridir.)
-Değirmenlü (531)
-Depe köy
-Derecik köyü
-Derecik -Kışlak köyü
-DESTEK Köyü (538)
(Baştan aşağı okumama rağmen 1257’de Şeyh Nureddin Alpaslan Vakfiyesi’nde Destek kaydını göremedim.)
-Devletyar Çiftliği
-Dilkülü kaya mevki’i (549)
-Dırahana köyü (Tekelüze civarında.)
-Dursun Bey Evladı Çiftliği (541)
-Dursun Bey Evladı Çiftliği -Evkebe köyü (532)
-Dükkancı köyü (530)
-Enbiya Veledi Şeyh Nimetullah zaviyesi (529)
-Eksel köyü (534)
-Eryaba köyü
-Esenlü köyü / ÜRKÜT köyü
-Ekinci gözü mezra’ası
-Ezaniş köyü
-Fahralu köyü
(Bir makalede veya bir anlatımda geçen “Felenbeğ veya Felenbek” kelimesi kale komutanının adı olup da kaleye adı baki kalmış olmasın diye düşündüm. “Surla çevrilmiş Felanbil Kal’ası yanında …” Şeyh Nureddin Alpaslan Vakfiyesi’nde cümle böyle başlıyor ve devamında “Zaviye’nin hepisini vakfettim” cümlesiyle bitiyor. Sene: 655 H./ 1257 M.)
-GEYDOĞAN köyü
-Gökse köyü
-Göl köy (535)
-Göldere köyü
-GUDERE köyü (539)
-Hacıbazarı Büzürk köyü (528)
-Hacıbazar-i Küçük köyü
-HADDADİ / Kadadu / Çaydibi köyü
(Sene : M. 1257 / H. 655)
-Haddadi mezra’ası (532)
-Hadim köyü
-HAFIZ Mahallesi (Nefs-i Sonisa) (527)
-HALMAZ / Halamaz / Yayladibi köyü
-Hanum Hatun Medresesi (531)
-Hatun Türbesi (531)
-Hızır İlyas Zaviyesi (Sonisa / 527)
-Hızırpaşa Medresesi (533)
-HORMU / Türkmendamı / Kalıkala
-Hüseyin Ağa medresesi (532 – 534)
-Hüseyin Ağa mescidi (530)
-ILICA mezra’ası
(Muhtemelen Ilıca köyü civarı. O devirde mezra’a yani sadece sürülen ekilen yer anlamında.)
-İncük köyü (536) TEKKE köyü
(Sene 1257’de İlcük mezrası olarak geçiyor.)
-İrekiyye köyü (İREK / Erek) (532)
-İt burnu köyü / SOĞANLI köyü
-İvazlu köyü
-Kadram mezra’ası
(Tekelüze köyü civarı)
-KALIKALA köyü / Galala / Dörtyol (542)
(Şeyh Nureddin Alpaslan Vakfiyesi’nde adı geçiyor. Sene : 1257)
-Karaağaç köyü (530)
-KARABÜK köyü (537)
-KAVAKLUCA / Karakluca (538)
-KARAMUK köyü
-Karakuş Kal’ası (540)
-KAZURAN mahallesi / Sonisa (533)
-Kışlak-ı Osmanlu Etrakiyye köyü (532)
-Kızılçubuk köyü (528)
-Kınık köyü / Taşabad
-Koçak Alanı
-Koru Haddadi mezra’ası
-KOZLUCA köyü (Felenbel) (538)
-Mehmet Paşa bin Hızır Paşa Zaviyesi (534)
-Mekke-i Şerif (532 -534 -541)
-Mescid-i M. SİNAN mahallesi -SONİSA
-MÜLK köyü (542)
(Şeyh Nureddin Alpaslan Vakfiyesi’nde MELEK köyü kaydı bulunuyor.)
-Nureddinlü köyü (536)
(Baraklı civarında bir köy olup Şeyh Nureddin Alpaslan Vakfiyesi’nde 1257 yılında Alaca Kilise, Nahislu, Halaçlu, Göndüz köyleriyle beraber adı geçiyor.)
-Nuru’ddin Zaviyesi (536)
-Obalu köyü (542)
(Eski adı OBA olan Yeşilyurt köyü ile bir bağı olmayan Zuday civarında bir köy iken taşınmış veya harap olmuş olmalı ki 1831 nüfus kaydında adını göremedim.)
-Omalı mezra’ası (542)
-OMALU mezra’ası (532)
-Özmüş köyü (Tekelöze civarında bir yerleşim yeri olmalıdır.)
-Seyyid İbrahim Zaviyesi / Revak
-Seyyid Nureddin Zaviyesi / ZUDAY (529)
-SEPETLÜ köyü (532)
(1831 yılı Nüfus defterinden heceleyerek okudum. Eski Türkçe ile belirgin şekilde Sepetli yazıyor. Fakat bölgeyi tam bilmeyen araştırmacılar, okuma hatası değil de olabilirlik veya ihtimal faraziyesi tahtında Seyidli veya Seyidlü kaydını düşmüşler. Vakfiye’de kaydı bulunuyor. Sene :1257)
-Soğanlık köyü (itburnu köyü)
-Sonice (527)
(Antik adı: Annesi)
-SONİSA Kal’ası (529)
-SONİSA KAZASI (527 – 528)
-NEFS-İ SONİSA (527)
-SÜLEYMAN FAKİH Mahallesi -SONİSA (527)
-TANIBU köyü (529)
-TAŞABAD (535)
-TEKELÖZE köyü (542)
(Vakfiye’de adı var. Sene: 1257)
-TEKYE BAĞI (548)
-Tonbak köyü (542)
(Gemibükü köyü)
-Tonu köyü
-Pir Hasan Veledi Mustafa Çiftliği (536)
-SULTAN HATUN CAMİİ (533)
-ŞEYH NUREDDİN ZAVİYESİ (530) / ZUDAY
-Şeyh Şerefüddin Zaviyesi (533)
-Şeyh Veled-i Mustafa Zaviyesi (538)
-Şeyh İbrahim Zaviyesi / Revak (528)
-Şeyh Zaviyesi (536)
-Şeyh Mihman zaviyesi (527) / Sonisa
-Şeyh Mahmud zaviyesi
-Şeyh Murat Zaviyesi
-Şeyh Mustafa Veled-i Kasım zaviyesi (536)
-Şeyh Şirmend Zaviyesi (527)
-Urus köyü / ORUSU (530)
-ÜRKÜT köyü / Esenlü köyü
-Yenişehir Kal’ası
-Nefs-i Yenişehir (530)
-Virancık köyü / Felenbel (Berancık)
-Yenice köyü / Felenbel (538)
-Yenice köyü / Sonisa (528)
-YERKIZDI köyü (529)
(Yerkozlu köyü)
-Yörgüç Paşa İmareti (Nefs-i Amasya) (528)
(Amasya’nın Sonusa tarafını Osmanlı Devleti’ne bağlayan kişi olarak memlekette imareti var.)
-ZUDOY Köyü
(Alpaslan köyü / Antik adı: Zito)
-Zidoy Zaviyesi (528 -533)
-Zidoy mezra’ası (528)
-Ziğdi köyü (531)
Bala mahallesi -İrekiyye köyü (532)
Cedid mahallesi -İrekiyye köyü
Zir mahallesi -İrekiyye köyü (532)
(Bu son üç mahalle İrekiye köyüne bağlı. Muhtemel ki 1840’dan sonra nahiye merkezi tayin edilen İrek / Erek – Erbaa kazası bu yerleşim yeridir.)
Gürsu köyünden Lütfü Halis’in yorumuna da yer vermek istedim. Gürsu köyü civarında yerleşik eski köylerden söz ediyor. Fakat değişen şartlar veya zamanın çarkı birçok köyün bugünlere ulaşmasına mani olmuş gibi.
“Bizim köyün ismi bilindiği gibi Tekelöze olarak geçiyor. Dikkatimi çeken listede bulunan Kadram ve Dırahana isimleri oldu. Kadram ismini biz bugün olduğu gibi kullanıyoruz. Dırahana ismini ise Dırağan şeklinde kullanıyoruz. Demek ki o dönemlerde Kadram ve Dırağan köylerini mesken tutanlar olmuş.
Eğer listede geçen bu köy isimleri benim kastettiğim yerler ise tabi. Emeğiniz için çok teşekkürler. Bunları öğrendiğim için memnun oldum.”
ES
Eylül 2020
Düzenleme : Mayıs 2024
İlaveler:
Gudere adıyla bir köy ismi geçti. Sepetli ile Halamaz arasında, yaklaşık üçüncü kilometrede, Oba köyünün yol ayrımında bulunan mevkiinin adı Güdure / Güdere olarak biliniyor. Kendi kendime “acaba” sorusunu soruyorum.
Tasini veya Tasna köyü 1530 tarihli defterde ya yok veya gözümden kaçtı! Fakat Baş Baraklı köyü 536’ncı sayfada ve aynı sayfada Tazı köyü mevcut görünüyor. 535, 536 ve 537’inci sayfalarda bu sorunun cevabını bulmak mümkün gibi. Zira Tasna köyünün adı Şeyh Nureddin Alpaslan Vakfiyesi’nde geçiyor.
Şeyh Nureddin Alpaslan Vakfiyesi’nde Yeşilırmak Nehri “Büyük Nehir” adıyla Destek Çayı da “Mermuk / Mermuñ Nehri” adıyla geçiyor. Aşağı vadideki köyler, coşkun taşkın akışından kıyını kenarını yıkışından dolayı Destek Çayı’na “Deli Çay” diyorlar.
Teşekkür:
Bu vesileyle TKGM (Kuyûd-ı Kadime) ile Devlet Arşivlerine, makale ve araştırma yazılarına ulaşma imkanı veren bilim insanlarına can-ı gönülden teşekkür ederim.