Ahmet Şimşek
Taşova Cumhuriyet döneminde 1923’ten 1944 yılına kadar, Tokat İli Erbaa ilçesine bağlı bir köy idi. Bu devirde adı Yemişenbükü idi. 4 Ağustos 1944 tarihinde 4448 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile bağımsız bir ilçe olmuştur. Tokat İline ulaşımın güç olması ve hizmetlerinin gecikmesi sonucu 1953 yılında alınan Bakanlar Kurulu Kararı ile ilçe, Tokat İlinden ayrılarak, Amasya ilinin sınırlarına dahil edilmiştir. Demem o ki Tokat’ ta bizim kültürümüz, Erbaa’da, Niksar’da hatta Reşadiye de bizim kültürümüzdür.
Tokat’ın Niksar ilçesine 23 kilometre uzaklıkta bulunan Büyükyurt köyünde, Orta Asya’dan günümüze kadar ulaşan ilginç bir mezarlık geleneği dikkat çekiyor. Yapılan araştırmalarda köyde yer alan 5 mezar var, Türklerin Orta Asya’dan getirdikleri kültürün bir uzantısı olarak kabul ediliyor. Eski Türklerde, kötü ruhların tahtadan uzak durduğuna inanıldığı için mezarlar ev ve bark şeklinde yapılarak cenaze anıtı işlevi görüyordu. Bu geleneğin de ölen birine Türkçede “Tahtalıköyü boyladı” denmesinin kökenini oluşturduğu düşünülüyor.
“Tahtalıköy tabiri ev şeklinde benzeyen tahta mezarlıklar için söylenmiş” sanki.
Tahta mezarların Göktürk kanunlarında ruhların ikametgahı olarak görüldüğünü söyleyen tarih araştırmacısı Aybike Gamze Gazioğlu, “Birisi vefat ettiğinde, hatta gündelik konuşmamızda, vefat eden birisi için ’tahtalıköyü boyladı’ deriz. Bu deyimin nereden geldiğini söylemek istiyorum. Günümüzde bu durum pek bilinmese de tahta mezarlar biz Türklerin Orta Asya’dan beri gelenekleri arasındadır. Türkçemizde ev bark terimi aynı zamanda mezar anıtı anlamına da gelir. Göktürk kanunlarında ruhların ikametgahı olarak görünür. Bark ulu kişilerin yaptıkları ve ziyaret konusu olan türbeleri de ifade eder. Derme çatma ağaçtan yapılan ev anlamına da gelir. Bu sebeptendir ki evlerin çatısı, tahta mezarlarının çatısı, cenazede taşınan tabutun üstü genelde düz değil baca şeklindedir. Ev bark dediğimiz deyim de bize ev yaşamayı bark ise ölümü hatırlatıyor. Türkçe’ de ’tahtalıköy’ tabiri ev şeklinde benzeyen tahta mezarlıkları için söylenmiş. Orta Asya’da ağaç mezarların kötü ruhların tahtadan uzak durduklarına inanırlarmış. Bu gelenekten günümüzde kalan şey vefat eden birisi defnedilirken baş ve ayak bölümünü belirten tahtalar dikilir. Bu gelenek o dönemden kalmadır. Orta Asya’da mezarlar tahtadan olduğu için 13’üncü yüzyılda Türk asıllı, İranlı Ozan Nizami tahta mezarları için ’Kıpçak bozkırlarında toprağa saplanmış tahtalar, deniz kıyısında otlar kadar çoktur’ demiştir. Tokat’ın Niksar ilçesine 23 kilometre uzaklıkta bulunan Büyükyurt köyünde 5 tane tahta mezar vardır. Bu köydeki ağaç mezarlar ev barkı şeklinde yapılmış mezar sandukasıdır. Orta Asya’da bulunan tahta mezarlara ölü gömme geleneğinin de devamıdır” dedi. “19 mezardan 5 tanesi kaldı” Gazioğlu, Büyükyurt köyünde daha önce 19 tane tahta mezar olduğunu ifade ederek, “Şu anda 5 taneye düşmüş durumda. Yetkililerin bu son kalan 5 tane mezarlara da sahip çıkılmasını istiyoruz” diye konuştu. Yöre halkının söylediğine göre “Tahta mezarlar azaldı”
“Tahtalıköy tabiri ev şeklinde benzeyen tahta mezarlıklar için söylenmiş” sanki.
Tahta mezarların Göktürk kanunlarında ruhların ikametgahı olarak görüldüğünü söyleyen tarih araştırmacısı Aybike Gamze Gazioğlu, “Birisi vefat ettiğinde, hatta gündelik konuşmamızda, vefat eden birisi için ’tahtalıköyü boyladı’ deriz. Bu deyimin nereden geldiğini söylemek istiyorum. Günümüzde bu durum pek bilinmese de tahta mezarlar biz Türklerin Orta Asya’dan beri gelenekleri arasındadır. Türkçemizde ev bark terimi aynı zamanda mezar anıtı anlamına da gelir. Göktürk kanunlarında ruhların ikametgahı olarak görünür. Bark ulu kişilerin yaptıkları ve ziyaret konusu olan türbeleri de ifade eder. Derme çatma ağaçtan yapılan ev anlamına da gelir. Bu sebeptendir ki evlerin çatısı, tahta mezarlarının çatısı, cenazede taşınan tabutun üstü genelde düz değil baca şeklindedir. Ev bark dediğimiz deyim de bize ev yaşamayı bark ise ölümü hatırlatıyor. Türkçe’ de ’tahtalıköy’ tabiri ev şeklinde benzeyen tahta mezarlıkları için söylenmiş. Orta Asya’da ağaç mezarların kötü ruhların tahtadan uzak durduklarına inanırlarmış. Bu gelenekten günümüzde kalan şey vefat eden birisi defnedilirken baş ve ayak bölümünü belirten tahtalar dikilir. Bu gelenek o dönemden kalmadır. Orta Asya’da mezarlar tahtadan olduğu için 13’üncü yüzyılda Türk asıllı, İranlı Ozan Nizami tahta mezarları için ’Kıpçak bozkırlarında toprağa saplanmış tahtalar, deniz kıyısında otlar kadar çoktur’ demiştir. Tokat’ın Niksar ilçesine 23 kilometre uzaklıkta bulunan Büyükyurt köyünde 5 tane tahta mezar vardır. Bu köydeki ağaç mezarlar ev barkı şeklinde yapılmış mezar sandukasıdır. Orta Asya’da bulunan tahta mezarlara ölü gömme geleneğinin de devamıdır” dedi. “19 mezardan 5 tanesi kaldı” Gazioğlu, Büyükyurt köyünde daha önce 19 tane tahta mezar olduğunu ifade ederek, “Şu anda 5 taneye düşmüş durumda. Yetkililerin bu son kalan 5 tane mezarlara da sahip çıkılmasını istiyoruz” diye konuştu. Yöre halkının söylediğine göre “Tahta mezarlar azaldı”
”Tahtalı köyü boyladı” sözü Türkler kurgan-mezarlarına ölülerini Ağaç kütüğünü oyarak koyarlar bu kurgan kültürü zamanla tabut ile gömülme kültürüne dönmüştür. Türk dilinde bu deyim olmuştur. Bir dizi kültürümüzü bu bölgede çokça görüyoruz. Bizlerin atasının, dedesinin yaşattığı kültür izleri hala ayakta duruyor.