HASAN APAYDIN-İLAHİYATÇI
Yazılarımızı yakından takip edenler bilirler ki biz daha çok ahlak üzerine yazıyoruz. Ahlak meselesi milletlerin beka meselesidir. Ahlak çöktüğü zaman ortada ne millet kalır ne de devlet kalır. Bu konuda konuşması ve bir şeyler yapması gereken aydınlar ve sorumlular bir şeyler konuşmadığı ve bir şeyler yapmadığı için söz söylemek bizim gibilere düşüyor. Mesele çok ciddi ve hepimizi yakından ilgilendiriyor. Hiç kimse bana ne diyemez. Sonuçta hepimiz enkazın altında kalırız. Biz olaylara siyasi yönden değil de insani yönden bakıyoruz.
İyi Müslüman olmak için öncelikle iyi insan olmak gerekir. İyi insan olamayan iyi Müslüman olamaz. İyi insanların yaşamadığı bir ülkede hiç kimse kendini emniyette hissedemez. Emniyetin olmadığı bir yerde ise huzur olamaz. Bu konu sadece dindarlara ya da yetkililere fatura edilerek işin içinden çıkılamaz. Konu ; dindarı, dinsizi, siyasileri, aileleri, yetkili ve yetkisiz herkesi ilgilendiriyor. Hiç kimse kendini muaf görmesin. Herkes kendi çapına göre sorumludur. Ya hep beraber olup çözümler bulacağız ya da hepimiz enkazın altında kalacağız. Şu anda rahat olanlar ya da kendilerine zarar verilmeyip olayları film izler gibi rahat bir şekilde izleyenler merak etmeyin mutlaka sıra size de gelecektir. Siz sadece sıranızı bekliyorsunuz. İyiler toplumda çoğunlukta ama aktif değil pasif durumdalar. Bu iyilerin çoğu da aktif olması gerekirken pasif oldukları için sorumludurlar. Ne zaman iyilerin sesi kötülerden daha çok çıkarsa o zaman düzelmeye başlarız. Biz hayvan haklarına bile son derece dikkat eden bir millet iken daha dünyaya yeni gelmiş kendini savunmaktan aciz bebeklere bile zulmeden insanlar yetiştirdik. Sağlığımızı korumamız gerekenler canlarımıza kastederse kime güveneceğiz. Adalet beklediğimiz insanlardan bir kısmı bize zulmederse kime güveneceğiz. Eğitilip iyi insan olması için emanet ettiğimiz öğretmenlerden bir kısmı görevini gereği gibi yapmayıp çocuklarımız sokak serserisi olursa kime yarınlarımızı emanet edeceğiz. Din, iman, ahlaktan bahsedip kendileri kötü örnek olanlar çoğaldıysa kime inanacağız. Toplumun her kesiminde sıkıntı var. Devletten önce çocuklarından aileler sorumludur. Çocuklar okula gitmeden önce ailede 7 yıl anne ve babasıyla yaşamaktadırlar. Herkes evinin önünü temizlerse şehir temiz olur. Bunun gibi aileler okula gidene kadar çocuklarını gelenek ve göreneklerimize göre yetiştirir, insan haklarını öğretir, haram ve helali bildirir ve adalet aşısıyla aşılarlarsa o çocuktan kolay kolay hain çıkmaz. Ailelerin büyük çoğunluğu çeşitli sebeplerle çocuğu yapıyor ama görevlerini yapmıyorlar. Öğretmenlerin elinde sihirli değnek yok. Öğretmenler altyapısı ailede iyi atılmış bir öğrenciyi daha iyi yapabilirler. Eğer çocuk okula altyapıdan mahrum, bozuk olarak geliyorsa okuldan çok bir şeyler beklemeyin. Bilim adamları çocukların 7 yaşına kadar karakterlerinin büyük oranda oluştuğunu söylüyorlar. Bu durumda en çok görev ailelere düşüyor. İnsanımız genelde çocuğunun beden sağlığına verdiği önemi ruh sağlığına ve ahlakına vermiyor.
Konu, uzun ve önemli. Başta da belirttiğim gibi bir beka meselesidir ve hepimizi yakından ilgilendiriyor. Hiç kimse masum değil. Ya birlik olup kötülere fırsat vermeyeceğiz ya da sıranın bize gelmesini bekleyeceğiz. Yalnız o günkü feryadımız fayda vermez.