Sinan Paşa Hamamı hamam Afyon Sincanlı’daki imaretin kurucusu Sinan Paşa tarafından Sivas Valiliği yaptığı zamanlarda yaptırdığı muhtemel görülmektedir. Çünkü Sinan Paşa’nın Arapça vakfiyesinin tercümesinde Uluköy’de bir hamamı bulunduğu açıkça ifade edilmektedir. 1942 depreminde büyük ölçüde zarar görmüş olsa da sanat bakımından çok değerli ve güzel bir hamamdır. 1942 depreminde soyunma yeri, yani camekanın üstü tamamen yıkılmıştır. Hamamın dış cepheleri poligonal kara taştan ve tuğla hatıllar yardımıyla yapılmıştır. Soyunma yerinin evvelce tromplu ve sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülü olduğu, kalıntılardan anlaşılmaktadır. Kubbesi, ufak bir tromp kalıntısı ve dış kasnak istisna edilecek olursa tamamen çökmüş olan soyunma yerinin çok itinalı bir şekilde yapılmış olduğu görülmektedir. Hamamın oldukça ilgi çekici bir kapı kompozisyonu vardır. Soyunma yerinin kapısı eksen üzerinde değil, yan cephededir. Soyunma yerine, dışarıdan geçişi sağlayan kapının alınlığında tuğladan yapılmış meander motifi biçiminde bir süsleme görülmektedir. Bunun üstünde bir kitabe boşluğu varsa da içinde kitabe bulunmamaktadır. Güzel tezyin edilmiş ortadaki şadırvan ve göbeğinin işlenmiş taşları henüz durmaktadır. Soğukluk kısmında büyük bir mihrap şeklinde stalâktitli bir niş bulunmaktadır. Halvet (sıcaklık) kısmı ise dört eyvanlı ve köşeleri odalı tiptedir. Fakat bu odaların göbek taşı tarafındaki köşeleri genellikle usulden olduğu gibi pahlı yapılmamıştır. Ve sivridir. Depremde kısmen yıkılarak büyük ölçüde zarar gören bu tarihi hamam, yakın zamana kadar şahıslarca işletilerek halkın hizmetinde kullanılmıştır. Daha sonraki yıllarda belediye tarafından vakıflara devredilmiş olup, vakıflar müdürlüğünce önceki özellikleri göz önünde bulundurularak aslına uygun şekilde 1997 yılında restore edilmiştir.
TARİHİ HAMAMI VAKFEDEN SİNAN PAŞA KİMDİR?
Uluköy’deki tarihi Sinan Paşa hamamını vakfeden, daha sonraki yıllarda da kasabamızın bir mahallesine ve bir camisine ismi verilen Sinan Paşa kimdir? işte adeta kasabamızın adıyla birlikte anılan yediden yetmişe her Uluköy’lünün ismine aşina olduğu Sinan Paşa’nın hayatı hakkında ulaşabildiklerimiz.
Vali Sinan Paşaya bazen Gazi, bazen Lala lakapları verilmektedir. Sinan Paşanın tarih içindeki hüviyeti 16. yüzyılın pek çok sayıda ki Sinan Paşa’sı arasında diğerlerine karışmaktadır. Edip Ali Baki vakfiyede okunan “celâlü’d- devletü ve’d-dün” ibaresini devlet ve dinin ulusu olarak değil, bir ön ad olarak kabul ile Celâleddin Sinan Paşa şeklinde yazmayı teklif etmiştir ki, bu teklif başkaları tarafından da aynen benimsenmiştir. Yine aynı yazar, H. 1047 (=1637/1638) tarihli, seriye sicilindeki birfermanda ona Lala Sinan Paşa denildiğine de işaret eder.
Halbuki Evliya Çelebi, yukarıda da işaret edildiği gibi Sinan Paşaya Gazi lâkabını vermiştir. Her nedense bazılarınca Sinan Paşanın, Akkoyunlu ailesinden Uzun Hasan’ın oğlu Mehmet Bey’in oğlu olduğu yolunda bir iddia ortaya atılmıştır. Fakat bu iddiayı doğrulayacak sağlam hiçbir dayanak yoktur.
Edip Ali Baki’nin tekrarladığı bir halk rivayetine göre ise Sinan Paşa, Çathöyük’ten bir çoban olarak hayata atılmış ve-Yavuz Sultan Selim (1512-152) in gözüne girerek, veziryapılmıştır.
Sincanlı’daki imareti kurduran ve Sonusa (Uluköy) da ki hamamı yaptıran Sinan Paşa Osmanlı tarihinde pek nam bırakmamıştır. Kanuni Sultan Süleyman’ın ilk yıllarında, kaptanı derya olan bir Lala Sinan Paşa Rum eyaletine beylerbeyi tayin edilmiştir. Genellikle Sivas eyaleti, Rum eyaleti olarak adlandırıldığına göre bunun bizim Sinan Paşa olması muhtemeldir.
Babasının adı Mehmet (vakfiyede kendisine “şehîd”de denilir) olduğuna göre, aslının devşirme değil fakat Türk olduğunu kabul edebileceğimiz Lala Sinan Paşa, bilhassa Sivas’ta evkafa sahip bulunduğuna göre burası ile ilgili olmuştur. Diğer taraftan vakfiyesi de Sincanlı’daki hayratın kurucusu Sinan Paşa’nın Uluköy’de bir hamamı olduğunu açıkça ifade etmektedir.