Doğduğum köyün arazisi tarlaları bahçeleri Sepetli köyü ile iç içe olunca aklımı kurcalayan sorular olurdu; olurdu da soramazdım, sormazdım. Bugün bakınca anlıyorum ki, bir mahçup çocuk psikolojisi veya “ne derler” travması yaşıyormuşum. Sormak suç değil ama o cesareti bulamamışım kendimde
demek ki!
Gazellitepe’deki tarlamızın sınırında, Sepetli köyünden birilerinin tarlaları vardı. Aklıma takılırdı, düşünürdüm; Boraboy arazisinde, Yar Tepesi’nde, Cevizliyazı’da Sepetli köyüne ait tarla mı olurdu? Kovaçukuru’nda aynı, Tuzla’da aynı, Yabancı’da aynıydı. Elbette bilemezdim ki, hepi topu Oba köyü İki Yüz Senelik bir köydür. Sepetli köyü ise, Boraboy ile, Haddadi ile, Tekelüze ile, Zuday ile bin yıldır, iki bin yıldır buradadır.
Destek köyünden tanıdığım bazı kimseler, bizim Oba köyünün insanlarına “çitlüklü” derler. Bunu daha çok Destek köyüne gelin gitmiş kadınlar üstünden yaparlar. Oysa Oba köyünün “çiftlik” olacak bir yanı yok. Fakat beş yüz sene, üç yüz sene geriye doğru gidince bu şöhretin önemini anlamak istiyorum; anlıyorum da. Nüfus az, doğal olarak Miri arazi düzeni içinde kimsenin tapulu yeri yok; hayvanlar her yerde otlayabilir, her yer hayvancılık için müsait; sürüm – ekim için de müsait. Oba köyünün meskun olduğu yerler bomboş. Ayrıca Halamaz Çayırı’ndan aşağıya doğru, ırmağın iki tarafında dümdüz arazi. Yenice, Yabancı, Yığmalık, Kırdibi, Yardibi, Kütüklük, Kendirgölü gibi mevkilerin çayırlık çimenlik olduğunu hayal ediyorum. Hayalden öte öyle olduğunu kesin görüyorum. Ekilen arazi dışındaki yerler mera gibi; gibi değil mera. Hatta Kozluca’dan ve Destek’ten kömüşlerin kaçarak ırmak boyunca saydığım yerlerde yayıldığına ilişkin rivayete ulaştım. O devirlerde, ırmak çağıl çağıl akmaktadır; çünkü su kıtlığı gibi kuraklık gibi bir mesele yoktur! Sulama suyuna ihtiyaç yoktur. Zira köylünün bahçesi boluğu yoktur. Olsa bile evinin yanında, bir dönüm kadar bahçe veya bağı vardır. Köylünün bağı bahçesi tarlası mezru’ gayri mezru’ ekinliği, her neyi varsa, Temettuat Defteri’ne kayıt edilmiştir.
On Dokuzuncu Yüzyıldan önceki devirlerde yaşam ve hayat koşulları nüfus yoğunluğuna bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. On Dokuzuncu Yüzyılda değişim dönüşüm ve göçler olmuştur. Oba köyü de bu “bomboş” olarak nitelediğim bölgede göçler sonunda kurulmuştur.
Hatta yüz yıl kadar, Anadolu’yu bir “Buz Çağı” iklimi basmıştır. Hafızam beni yanıltmıyorsa, bu devir, 1500, 1550, 1650 yılllarına isabet etmiştir. Hangi yıllarda çok fazla soğuk oldu, hangi yıllarda alelâde hayat devam etti; bu konulara girmeden burada kesmek istiyorum.
Sanırım bu kadar kafi.
Eğer böyle bir fırsat tekrar nasip olursa, geçmişte yazdığım bir yazıya kısa bir “Önsöz” yazmam icap ederse, bu konulara girmek ve yine içimden geldiği gibi çalakalem yazmak isterim.
Şu var:
Tarih asla belgesiz olmaz. Uydurarak veya masal gibi yazarak tarih olmaz. İlle de belgeye dayanmalıdır. Tarihçiler de belgeler üzerinde
üç aşağı beş yukarı hemfikir olmalıdır. Burada yazdıklarım belgelerden topladığımın özetidir. Yöresel tarih hakkında On yılı aşkın süredir çalışıyorum. Emek kolay ekmek olmuyor!
İkincisi Halk edebiyatını kıymetli ve önemli bulurum; hiçbir vakit vazgeçmem.
Halkın birbirine anlatarak sonraki nesillere miras bıraktığı yaşama dair olayları, hadiseleri, şiirleri, hikayeleri ve koca karı masallarını inkar edemem, yadsıyamam; elimin tersiyle itemem. Dede Korkut hikayelerine ziyade kıymet veririm; halkın gönül pınarından çıkıp dilinden damla damla süzülüp akan berrak hikayelere, şiirlere, manilere de o derece değer atfederim.
“Önsöz” kısmını burada bitiriyorum.
2023 yılında kaleme aldığım Sepetli Köyü başlıklı yazıyı aşağıya alıyorum.
Selam ve muhabbetle.
Enver Seyhan Eylül 2025
Sepetli Köyü
Sepetli köyünün 2. Selim devrinde 4 senede tamam edilen Liva-i Sivas’a ait defter kaydına binaen:
Sene:
1570 – 1574 / 1575 Defter: Yeni Numarası: 12 Kayıt: BOA Kuyud-ı Kadime
(Tapu Kadastro) Neferen: 178 Nim: 22 Bennak: 6 Caba: 58 Mücerred: 92
Osmanlıca terimler bağlı tımar sistemi dahilinde hanede vergiye tabi tutulan kişi sayısını ifade etmektedir. Ekilen çiftlik yani arazi dönüm itibariyle vergilemede dikkate alınmaktadır.
Çiftlik:
Bir çift öküzle ekilen arazi yüzünü ifade etmektedir. Alan olarak 60 ile 150 dönüm
arası arazi demektir. Bu alanı ekecek sürecek biçecek harman edecek; hanede kadın erkek çoluk çocuk alayı tarlada çalışmak zorundadır. Çünkü mülk köylünün değil. Mülkün tamamı Babü’ssâde Hüseyin Ağa’ya ait olduğu için hasat sonunda vergi algı derken bu itibarla köylünün payına düşen mahsul miktarını
daima merak etmişimdir.
Mücerred:
Henüz bekâr erkek çocuk olup tarlada çalışma kudretine sahip olması hasebiyle o da vergi mükellefi kayıt olunmaktadır.
1574 tarihli Mufassal Defterde Sepetli köyü şöyle tarif edilmektedir:
“Karye-i Seyyidlü tabi-i Felenbel Cemaat-i Yörügân-ı Sonusa tamam Malikâne mülk-i Hüseyin Ağa be -hükm-i saltanatpenâh dîvani tımar Mezkur karye (köy) halkı yol üzerinde vaki olup memerr-ü menzilgâh (geçit konağı) olmağın
Karye halkı bir kargir han binâ etmeğe mültezim oldukları sebepten mezbur karye halkı zikr olunan hanı bina edüp âyende ve revendeye mâdâmki hidmet (hizmet) ede Avarız-ı divaniye ve tekâlif-i örfiyyeden emin olmaları Ebna-i sebili (yolcular) muhimmattan olmağın
Bu makūle mühim olur Kurâyı avarız-ı divaniye ve tekâlif-i örfiyyeden emin kayd ederiz deyü vârid olan hükm-i şerif mūcibi üzere deftere kayıd olundu.”
Peşine köy halkının isimleri sırayla tahrir edilerek kim caba kim mücerred beyan olunmuş durumdadır.
“Geçit konağı” adıyla müsemma mevkii, “Hanönü” olarak bilinmektedir. Han, olduğu günden beri ve dahi 16. yüzyılda da Sepetli köyü halkı tarafından işletilmiştir. Han’ın işletme, bakım ve hizmete ilişkin faaliyetleri Roma devrinden, Pontus devrinden tevarüs ederek gelmiştir. Köy halkı örfi vergilerden muaf tutulmuştur. Önemlidir; Sepetli köyü “Ulu Yol” üzerinde kurulu bir köydür.
Her ne kadar zelzele türünden afetler ve felaketler, yerleşim, barınma ve ikamet etme gibi konularda halkı tedirgin etse de demek ki biri göçmekteyse diğeri gelmekte ve yerleşmektedir. Sepetli köyünün ismi Şeyh Nureddin Alpaslan Vakfiyesi’nde “Yer Adları” başlığı altında sayılmıştır.
Pontos ve Roma devirlerinde, bu civarın yerleşim ve iskan yeri olduğu açıktır. Mevcut yer yüzeyi bunun kanıtı ve ispatıdır. Arazi yüzeyindeki geçmişten kalan emarelerle
birlikte arazinin genel yapısı belirgin ve bariz kanıt olarak yeter de artar bile.
Enver Seyhan 2023
Not:
Sakızlık ağaçlarının yaşı belirlenebilir. Bugünkü teknik ve teknoloji buna fevkalâde imkan vermektedir.
“Sıktaç veya köşe” taşlarının da yaşlarının tespit edilebileceğini düşünüyorum.