İlçemizde bu sene de her köy, belde hemen hepsi şenlik yaptılar.Bir yarıştır aldı gidiyor.İlçemiz tarım üretimine dayalı bir yaşam sürdüğünden dolayı yoğun göç veren bir ilçedir.
Metropol şehirlere gidip bir yaşam kuran insanlarımız doydukları yerde ev bark kurmuşlardır. Öyle ki çocukları eğitimle birlikte göç edenlerin ikinci kuşakları artık belli bir yaşa gelmişlerdir. Bulundukları yerlerde özellikle İstanbul’da yerel dernekler kurup kendi çaplarında örgütlenmişler bu örgütler kanalıyla bulundukları yerlerde haber alma, hal hatır sorma, hasta ve cenazelerinden bilgileri olma niyetleriyle örgütlenmelerini tamamlamışlardır. Görünmez ellerinde tetiklemesiyle doğdukları yerlerde şenlikler yapmaya başlamışlardır. Elbetteki şenlikleri yapıp amaçları buram buram hasret kokan özlem dolu duygular yaşamaktır. Bu özlem ve hasret dolu duyguları yoğun göç veren köylerine ve beldelerine bir katkı sağlamaktan öte her bir yıl sonra daha kötüye giden duruma seyirci kalmaktan da başka bir getiri sağlamamıştır.
Şimdi buradan ilçemiz köylerini ve beldelerini temsil eden dernek yöneticilerine ve üyelerine sesleniyorum; köy ve beldelerinin bu gidişe yani göç verip küçülmesine onay verip “mukatteratmış ne yapalım” mı diyecekler. Büyük şehirlerde yaşayan insanların çocuklarında okuyan tarım ile ilgili bölümleri ve ya başka bölümleri bitiren genç beyinleri yok mudur? Şenlikleri merkezi biçime dönüştürüp şenlik yapan tüm derneklerin yan yana gelip daha merkezi örgütlenmeye, federasyonlaşıp bu temelde çözüm merkezi oluşturulup şenlikleri tartışılan alanlar haline dönüştürebilmeyi düşünmezler mi? Şenlikleri tek bir merkezde toplayıp tarım üretiminin meyvecilik, sebze ve tahıl üretiminin geleneksel üretimden daha bilimsel organik tarım üretimine dönüştürülmesini konferanslarla şenliklere yansıtılması daha iyi olmaz mı?
Taşova belediyesiyle diyalog kurup şenliklerin merkezileştirilmesi bununla ilgili değişik görüşlerin tartışılabileceği bir alana kaydırılması daha önem arz etmez mi?
Yoksa bugün ki haliyle yapılan şenliklerin iki türkü ve mangalda cız bızla , spiker olanın da okuyacağı iki şiirle giderilecek hasretlerin göçten kaynaklı köyde oturanların sayısının azalmasını seyretmekten öte gitmeyeceğini görmemiz daha iyi olur diyorum.
Şenliklerin merkezileşmesi elbetteki tartışılabilir. Biçimi ve içeriği konusunda her dernek kendi içinde seçtiği temsilciyle temsil hakkını elde eder.Taşova belediyesinin de taşın altına elini koyacak bir yönelime girilirse köy derneklerinin yükü de hafifler. Nostaljik ve duygusal anlar yaşatan şenliklerin gelecek vaat eden yerelin ve ülkenin sorunlarının tartışıldığı bilimsel alanlar olması tarım üretimi yapan köylerimizin organik tarım üretiminin tarıma dayalı sanayinin şekillenmesi elbetteki verimli olur. Eğer geleceğimizi kurgulamazsak gelecekle ilgili yaşamsal hedeflerimizde olmaz. Yörede yaşamı kalıcı kılan fikir üretiminin detaylandırılıp tartışılabileceği tarıma dayalı alanlar yaratmamız gerekir.
Yoksa annenizin ve babanızın zorla ektiği iki çuval soğan, aşlık, bulgur ve de meyveleri yerken duyduğunuz haz sanırsam tükenme sürecine girecek. Hani şairin dediği bir dize var ya; ‘orda bir köy var, gitmesekte, görmesekte o köy bizim köyümüz’ dizelerinde öte gitmeyen şenlikler sürecini merkezi şenliğe dönüştürüp tarım üretiminin günümüz ihtiyaçlarına elzem olduğunu bilip bunu teşvik eden bilgilendirme şenliklerine dönüştürülüp kısır döngü içindeki yarışın verimli aynı zamanda önemli bir biçime girmesi TAŞOVAMIZA büyük katkı sunar. Sepetlililer Dernek Başkanı arkadaşımızın dediği gibi ‘borç sarmalında yapılan şenlik beni dernekten uzaklaştırır ve bir daha yapılmamasını gerektirir.’