Bir ayı geçkin bir zamandır Tekel işçilerinin direnişi gündemi belirliyor. İnadına direnmek inadına mücadele diyen ve hak verilmez alınır ilkesini kendine görev bilmiş Tekel işçilerini selamlıyorum.
Bundan önceki Taşova gazetesindeki yazılarımda tasova.gen.tr ye yüklenmiş yazılarımda (SATILANLAR) adlı makalemde özelleştirmenin talan, işsizleştirme, yoksullaştırma, yolsuzlukların yaygınlaşacağı bir süreç olarak değerlendirmiştim. Ancak kimi yazarlarımız yazılarında özelleştirmenin iyi bir şey olacağını, yeni istihdam alanlarının yaratılacağını, siyasilerin kullandıkları cümlelerdeki yalanı algılayamama, geç anlama özeleştirisi seziyorum. Türk toplumu algılama ve yorumlamaları geleceğe yönelik başına gelmeyince tepki vermezler. Kimi siyasilerse timsah gözyaşı döküyorlar.Tekel işçilerinin ve tütün üreticilerinin kendi çıkardıkları yasalar sonucunda mağdur olduklarını herhalde unutuyorlar.Ya da timsah avını yakalayınca gözyaşı dökermiş misali!..
Çiller hükümetinin iktidar döneminde son sosyalist devleti de yıktık diye şiar geliştirmişti. O da neydi (KİT)leri yani kamu iktisadi teşebbüslerini tasfiye etmekti. Özelleştirmeleri yaygınlaştırmak sermayenin dış borç ödemelerini devlet olarak ödemekti. Emekçilerin, çalışanların yarattığı değerlerin sermayeye taze kan olarak sunulmasıydı. Oysa sistem partileri birbirlerinden farklılarmış gibi tekel işçilerine oy hesabına rant temin etmek için destek ziyaretleri sunuyorlar.Kimden yana oldukları da belli değil.
Bu özelleştirme ve talan mantığının geriye dönük 12 eylül öncesini kapsar. 12 Eylül öncesi dönemde tütün üreticilerinin hakları olan “denge demede hayır, paskal tonga istiyoruz” devletin baş fiyat politikasına karşı taleplerle ilgili mitingler, kapalı salon toplantıları,ardından tekelin işgali olmuştu. Hatta tekelin işgalinden tütün üreticileri adına ben ve Mustafa CELEP 6 ay hapis cezası almıştık. Biz o zaman bu sorunlara, çelişkilere parmak basmıştık. Kapitalizm küresel yapılanmasıyla birlikte çok farklı talan alanları açıyor. Sermayenin kazanması için nüfusun çoğunluğunu yoksullaştırılması ve işsizleştirilmesini önlerine hedef olarak koyuyorlar.
Bir ülkede dolar milyarder sayısı arttıkça yoksulluk ve işsizlik habire artar. Sistem bu talan, yolsuzluk mantığının egemenliğini sürdürmek için suların bile özelleştirilmesini yapıyor. Yakında okullar, hastaneler satılacaktır. Genel sağlık sisteminin önündeki hedefler bunlardır.
Biliyor musunuz her doğan çocuk 7000 dolar borçlu doğuyor. Geleceğimizi ipotek altına alan işte bu kapitalizmdir. Bundan dolayı tekel işçilerini itfaiye çalışanlarını, Türkiye eczacılarını ve sağlık çalışanlarını tüm direnen hak alma mücadelesinde olanları selamlıyorum. Hani şairin yazdığı şiir var ya
VATAN HAİNİ
Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz dedi Hikmet.
Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala.
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar üç sütun üstüne
Kapkara haykıran puntolarla
66 santimetrekarede gülüyor, ağzı kulaklarında Amerikan Amiralinin
Amerika bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira
Amerikan emperyalizmin yarı sömürgesiyiz dedi Hikmet
Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala
Evet vatan hainiyim, siz vatanperversiniz,siz yurtseversiniz
Ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim
Vatan çiftliklerini ise
Kasalarımızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan
Vatan Şose boylarında gebermekse açlıktan
Vatan soğuktan iyi gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın
Fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan
Vatan tırnaklarıysa patronlarınızın
Vatan mızraklı ilmihalse, vatan polis jopuysa
Ödeneklerinizse maaşlarınızsa vatan
Vatan amerikan üsleri, amerikan bombası, amerikan donanması topuysa
Vatan kurtulmamaksa korkmuş karanlığınızdan
Ben vatan hainiyim
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntalarla
Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala.