Amasya İtimat

RAMAZANA MERHABA

0
242

HASAN APAYDIN-İLAHİYATÇI

Bir yıl çabucak geçti ve yeniden yeni bir ramazana ömrü olanlar tekrar kavuştu. Herkese hayırlı ve mübarek olsun.

İnanan Müslümanlara göre ramazan ayı özel ve bereketli bir aydır. Allah bazı zamanları diğer zamanlara, bazı mekânları da diğer mekânlara nazaran üstün yaratmıştır.

Ramazan ayının diğer aylara üstünlüğünün bir tek sebebi vardır. O da bu ayda hidayet kitabımız Kur-an-ı Kerim’in Hz Muhammed’e indirilmeye başlanmış olmasıdır.

İşte ramazan ayına değer katan şey Kur-an-ı Kerimdir. Allah yaratıp yeryüzünü imar etsin diye görevlendirdiği insanoğluna son defa yol gösterici olarak Hz Muhammed aracılığı ile bu ayda Kur-an-ı Kerim’i indirme lütfunda bulunmuştur.

Biz de bu ikram ve lütuftan dolayı bir ay boyunca teşekkür mahiyetinde Allah için oruç tutarız. Ayrıca bu ay boyunca hatimler ve mukabeleler okuruz.

Geçmiş hayatımızın muhasebesini yaparak tevbe eder ve günahlardan arınmaya çalışırız. Yalnız yaptığımız eylemlerin pek çoğunda olayın iç yüzüne nüfuz edemez ve şekilde kalırız. İşte bu sebepten dolayı ömrümüzde çok ramazan yaşarız ama bir türlü İslam’ın istediği düzgün ahlaklı insan olmayı bir türlü beceremeyiz.

Mesela bu ayda binlerce hatim ve mukabele okuruz ama bir türlü Kur-a’nın içine giremeyiz. Okuyanların ve dinleyenlerin çoğu ne okuduğunu ve ne dinlediğini bilemez ve de anlamaz. Anlayanların çoğu da anladığını hayatında uygulamaz. Kendini şifa olarak tanıtan Kur’an bu sebepten dolayı okuyana da dinleyene de şifa olmaz.

Aynen hasta olanın doktorun yazdığı ilaçları alması yetmez. Şifa olması için alınan ilaçların gereği gibi içilmesi de lazımdır. Bütün ilaçları eve yığsanız içmedikten sonra şifa olmaz. Aynen bunun gibi 24 saat Kur-an okusanız uygulamadıktan sonra şifa olmaz.

Millet olarak Kur-anın kâğıdına verdiğimiz önemi içindeki mesajlara veremedik. Kur-anı öpüp başının üstüne koyanların pek çoğunun hayatı Kur’anın içindeki emir ve yasaklara aykırı bir şekilde devam ediyor.

İşlerimiz ve davranışlarımız şekilcilikten öteye bir türlü geçmiyor. Cam kavanozu açıp içindeki balı yemek yerine kavanozun camını yalamaya çalışıyoruz. Gerçekte şifa olan bal bu durumda şifa olmuyor.

İşte pek çok Müslümanın Kur’anla ilişkisi buna benziyor. Ayrıca tutmaya çalıştığımız oruçlarda da bir türlü şekilcilikten öteye geçemiyoruz. Orucun, bizim elimizi, dilimizi, kalbimizi ve her yerimizi tutması gerekirken biz orucu tutmaya çalışıyoruz.

Bir türlü meselenin dışından içine giremiyoruz ve millet olarak birbirimize güven veremiyoruz. Ramazanın başıyla sonu arasında olumlu yönde pek de bir değişim göremiyoruz.

Çok ramazanlar geçirdik ama pek faydalanamadık. İnşallah bu ramazanda millet olarak daha bilinçli oluruz da ramazanın hayır ve bereketinden istifade ederiz. Her şeye rağmen yine de hayırlı ramazanlar.

Yorum Ekle