Taşova Pazarı eskiden Pazartesi günleri kurulurdu. .Yine bir Pazartesi ve cümbür cemaat dükkandayız..
Yaz sıcağında ve Dene Pazarın’daki mavi boyalı tahta kapılı dükkanımızdaki ilaç kokusundan iyice bunalmıştım. Caminin çeşmesinde elimi-yüzümü yıkayıp açlığımı yatıştırmak için eve doğru yola koyuluyorum…Yolda Rahmetli Abdullah ile Mehmet Kara ağabeylerle selamlaşıyorum. Şakire Teyze’nin köşeye geldiğimde mahalleyi annaklıyorum. Her zaman olduğu gibi MAHALLE MECLİSİ yine rahmetli SALİÇ TEYZE’nin evinin önünde toplanmıştı. Hararetli şekilde konuşmaları köşeye dek geliyordu..
Mahallede gündüzleri pek ev gezmesi olmazdı. .Belli bir evin önünde toplanılır hava kararana dek dönüşümlü sohbet devam ederdi…
Mahallenin OMBUSDMANLARI; ASİYE TEYZE ile SALİÇ TEYZE idi.. Genellikle önemli kararlar onlara danışılarak alınırdı.. Güzel olan mahallemizin insanları da bir başkaydı. ..
Rahmetli Adilli Emmi’nin nüktedan ve şair tavrı. …
Rahmetli Terzi Nazım Ağabey’in sanat müziği aşkı ve kibarlığı..
Hatice Teyze’nin baklavası,
Ayşe Teyze’nin kuru fasulyesi,
Anam Fadime Sultan’ın GARA ÇORBASI
Fırıncı Teyze’nin macir pidesi..
Adile Teyze’nin bazlaması,
Asiye Teyze’mizin Şifacı diye bilinmesi,
Gündüz-gece oynanan çocuk oyunları, çocuk sesleri ve bir de BEKÇİ HAMIT CANİK DAYI’NIN keskin çalan düdüğü ile bir başka renkliydi bizim mahallemiz…
Şimdi, ağaçlarına kuş konmaz, kervan da geçmez olmuş. ..
Kısacası, GARİP ve ISSIZ kalmış..
Büyüdükçe, değerlerimizi ve sevdiklerimizi bir bir kaybettik..
SABAHLARI “Simit alın” diye bağıran simitçiler,
Sinema önlerinde KESTANE KEBAP diyen kestaneciler ve eski sinemalar yok artık!
Corona yüzünden ne olacağı meçhul. .
Lâkin geçmişin güzelliklerini hatırlayıp avunurken; bu güzelliklerle hiç tanışmamış olanlar için de üzülmemek elde değil. ..
