Ömer CELEP
30 Mart 2014 mahalli seçimleri bitti. Seçimlerin galibi belli oldu ama sanırız mağlubu yok gibi. Çünkü herkes kendisini galip ilan ediverdi. Bu olgu ve bu algı her seçim böyle oluyor. Seçim sandıklarının açıldığı akşamı muhalefet liderleri, kampanya yorgunluğundan mıdır, uyku mahmurluğundan mıdır bilinmez, ne hikmetse ortadan kaybolur iki veya üç gün sonra ortaya çıkar ve gözlerini ovuşturarak, omzunda havlu, bedende pijama önce lavaboya giderler. Aynaya bir bakar ve birkaç dudak hareketi, sonra traşlarını olur, sonra banyoya girer duşunu alır, kahvaltısını yaptıktan sonra arabasına binerek parti genel merkezine ulaşır.
Genel merkeze gelirken, arabadan, yardımcılarını, danışmanlarını arar, seçim sonuçlarını alır ve genel merkezde bekleyen gazetecilere büyük bir kahraman edasıyla demeçler verir, açıklamalar yapar, kazanmışlık edasıyla yürüyüşü değişir, sağa sola bakışları kahramancadır v.s.
Demeçlere bakarsanız, seçim sonuçlarına göre herkes kendisini başarılı gösterecek bir yaklaşımlar buluyor.
MHP yüzde on dörtten on beşe çıkmayı başarı olarak değerlendiriyor, CHP ise evlere şenlik, hiç seçim olmamış gibi, sanki iki gün önce mağlubiyet yaşamamış gibi önümüzdeki ağustos ayında yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimi için şimdiden bir ittifak arayışı başlatıyor.
9 Aralık 2010 tarihli bir yazımda CHP nin genel başkanı hakkında yazdığım yazıdan dolayı ehilli ehilsiz, akıllı akılsız, ilkeli ilkesiz ve daha bilmem ne evsaflı kişiler beni hakaret noktasına varan sözlerle eleştirmişlerdi. Eleştirileri bana, hakaretleri kendilerine olsun.
O tarihten bu tarihe kadar üç seçim geçti ve partinin genel başkanı partiyi olduğu yerden bir adım ileri götüremedi. Bu günkü olayların bizim o gün söylediklerimizi doğrular nitelikte değil mi?
Seçimden yeni çıkan bir ana muhalefet liderinin, beş ay sonra yapılacak cumhurbaşkanlığı için şimdiden “ittifak” arayışını izah edecek bir aklı selim varsa buyursun anlatsın da biz de bilgi sahibi olalım.
Mahalli seçimlerdeki yenilgiyi gizleme çabasını bir “cingözlük” davranışı olarak mı yoksa yeni yenilgilerin şimdiden kılıfını hazırlama olarak mı algılayalım.
Başbakan seçim sonuçlarını göğsünü gere gere anlatıyor. Kazanamadıkları illerde bir sonraki seçimde nasıl bir politika izleyecekleri konusunda ekibine mesajlar veriyor, bizim evlere şenlik muhalefet ise bir önceki seçimde elinde olan bir çok il ve ilçeleri kaybetmiş olmasına rağmen, başarı mesajları yağdırıyor.
Türk milleti şunu bekliyor. İktidarı da güçlü olsun muhalefeti de… Güçlü iktidara cılız muhalefet az geliyor efendim, az geliyor.
Artık irili ufaklı bütün muhalefetin yeni, akılcı, gerçekçi ve kabul görür projeler üretmesi lazım.
Şunu herkes anlamalı. Tehditler, şantajlar, ithamlar, korku senaryoları, yakıcı-yıkıcı-tahrip edici sokak eylemleri, kasetler, tiwitır girişimleri, tuzaklar, realitelere göz kapamalar, ülke ve dünya gerçeklerine sırt dönmeler, illegal örgütlerden medet ummalar, ahlak tecirliği yapmalar, dumanlı havalardan nemalanma fırsatçılıkları, halkı tahrik; malını tahrip etme vicdansızlığı artık kimseye siyasi pirim kazandırmıyor.
Herkes işini ve görevini yasa ve ahlak kuralları çerçevesinde yapacak. Herkes gücünü yasalardan ve milletten alacak. Hesabını, Allahın da, milletin de bir hesabı olacağını bilerek yapacak.
İktidarımız da muhalefetimiz de, ülkemizin, milletimizin ve dünyanın gerçeklerini görerek proje üretmeleri gerek. Biz ancak ve sadece böyle güçlü oluruz.
Ucuz politikalarla iktidar olma hayalleri artık geride kaldı. Ötekileştirenler, fırsatçılar, rantiyeciler, milli iradeyle hesabı olanlar, fildişi kulesinden ahkam kesenler, rahatı kaçan rahatlar, haksız kazanç peşinde olanlar, faiz lobileri v.s. artık kendilerine yeni söylemler bulmalı.
İktidara alternatif projeler üretmeli. Suçlayarak, çamur atarak, ucuz eleştiri yaparak, dedi-kodu kokanalığı içinde yaşayarak iktidar olma günleri geride kaldı.
Ülke ve millet için, sorunlarımız için; proje, proje, proje… v.s. artık kendilerine yeni söylemler bulmalı.
İktidara alternatif projeler üretmeli. Suçlayarak, çamur atarak, ucuz eleştiri yaparak, dedi-kodu kokanalığı içinde yaşayarak iktidar olma günleri geride kaldı.
Ülke ve millet için, sorunlarımız için; proje, proje, proje…