PARALELCİLERLE İLGİLİ YAZIMIZ
Ömer CELEP
Taşova’mızdaki paralel yapı faaliyetleri ile ilgili iki yazı yazdık. Amacımız illegal bir yapılanmanın faaliyetlerinin devem ettiğini ilgililere ve kamuoyuna duyurmaktı. Bu yönüyle işimizi ve maksadımızı ifade ettiğimiz kanaatindeyiz . Konu; Taşova’mız ve sesimizin gittiği yerlerde tartışıldı, olumlu olumsuz yorumlar yapıldı.
Bir açıklama yapmak gereği duyduğumuzu belirtmeliyiz. Bu yazıyı yazarken;
Paralel yapının bazı daire amirleri ve iktidar partisi ilçe yönetimi içindeki bazı kişilerin desteği olduğunun konuşulduğunu ifade ettik. Yani bu yapının iki destekçisi olduğunu vurguladık.
Peşinen söyleyelim. Söylediklerimizin arkasında olduğumuzu hemen ifade edelim, ancak yapılan yorum ve aldığımız yüz yüze tepkilerden gördük ki, desteğin iki ayağından biri hedefe konulmuş, diğeri tamamen göz ardı edilmiş.
İktidarın ilçe yönetimindeki iki veya üç kişilik destekçi yönetimin tümü gibi algılanmış ve üzerine abanılmıştır.
Hal bu ki; faaliyetlerin esas ayağı olan bazı amir konumlu insanlar görmez gelinmiş veya görülmek istenmemiş gibi algılanmış. Yanlış!
O yapının gerçek destekçileri bazı amirlerdir.
Bana haklı olarak soracaksınız.
“O amirlerin adını ver.”
Onların adını biz değil, elinde yaptırım gücü olanlar versin. Onlar araştırsın, onlar soruştursun. Elinde yaptırım gücü olan kimdir? O da belli…
Elinde yaptım gücü olanlar; hiç şüphe yok ki hakimler, savcılar değildir. Geride kim kalırsa onu siz takdir edin. Eğer adını ben söylersem belki de suç işlemiş olurum. Suç işlemeye de hiç niyetim yok.
Sevgili okuyucular!
Paralel yapı dediğimiz şey, bir illegal yapılanmadır. Onların faaliyeti yazılı belgeyle olmaz. Eğer belgelendirilecek gibi olsa zaten illegal olmaz.
Biz ilçemizde konuşulan ve zaman zaman da tartışılan bir konuyu sayfamıza taşıdık. Takdir; yaptırım gücü elinde olanlarındır.
Bu faaliyetlerin esas ayağını görmeyip ilçe yönetiminde bulunan iki ya da üç kişinin faaliyetlerini yönetimin bütünü üzerine fatura etmek de takdir edersiniz ki, hak ihlalidir.
Özellikle belirteyim yapılan yorumlardan gördük ki, ilçe başkanı sevgili Tekin Sobacı sanki hedef tahtasına konmuş kurşunlanıyor gibi geldi.
Yazımın içeriğinde şahsını hedef alan açık ya da örtülü hiçbir ifade bulunmamasına rağmen bu kardeşimizin hedefe konulması yasımızın maksadını zorlayan bir algı oluşmasını doğurmuş olması açık söyleyeyim bizim vicdanımızı rahatsız etti. Bu yazımızı da o nedenle yazdık.
Tekrar ediyorum. Malum yapının; İlçe yönetimindeki birkaç kişiden destek bulmakta olduğu hep konuşulmakta… Bu nedenle yönetimin tümünü zan altına almak da doğru olmaz.
İllegal yapılanmalarla mücadele ederken günahsız insanların tepelenmelerine rıza göstermek de en basit ifadeyle günahtır. Cezayı herkes değil, hak eden görmelidir. Suç işleyen her kim ise bedeline katlanmalıdır.
İnsanlar; bedeline katlanmayı göze alamadıkları suçu işlememelidirler. Suç işlemişlerse de bedelinde rahatsız olmamalıdır.
Ben böyle bir eleştirinin muhatabı olsam şöyle yapardım.
İlçe yönetimimi toplar, bu yapılanmanın içinde olan arkadaşlarımdan istifa etmelerini isterdim ya da paralel yapılanmanın hiçbir faaliyetinde olmadığımıza dair bütün yönetim kadrosunun imzasıyla bir basın bildirisi yayınlardım.
Bu yola baş vurulmadan bizim hakkımızda suizanlarda bulunulması da hiç hoş değil.
Gelelim verilen desteğin önemli ayağına… O ayağın elinde bir takım yetkiler var.
Elinde yetki bulunduranların taşıdıkları makamı kullanmak suretiyle bizleri çeşitli üstü kapalı ifadelerle caydırıcılığa zorlamaları bizim için kale alınacak tutum olmadı olamaz.
Bize karşı tehditkar tavır içine girmeyi düşünenler, kaymakam, vali hatta daha üst seviyedekiler olsa bile ciddiye alınmaz. Çünkü bir Alman köylüsünün dediği gibi “Berlin’de de hakimler vardır.”
Bizim zaten kimseden hesap sormak gibi bir hakkımız da yok yetkimiz de. Önemli olan elinde yetki bulunduranların illegal yapılanmalara destek vermemeleri konusunda halk arasında konuşulanları elinde yetki bulunduranlara bu sütundan duyurmaktır. Bu ülkenin başbakanı faaliyetini sürdürmeye çalışan bu yapıya devletin her kademesindekilerin engel olmasını istiyorsa bu çağırıya hereksin kulak vermesi gerek. Biz suçlu aramayız. Çünkü biz polis de değiliz savcı da. Suçlu aramak işi, savcı talimatıyla güvenlik güçlerimizin işidir. Keşke suçlu olmasa da savcılara ve güvenlik güçlerine hiç iş düşmese…
Bu ülke hepimizin… Geleceğimiz için herkes, payına düşen sorumluluğun gereğini yapmalıdır.