Her insanın günlük hayatını yönlendiren çizgileri, prensipleri ve inanışları vardır.
Şuur altında kendini yönlendirdiğine inandığı ve karşı koyamadığı duygulardır.
Kedini öylesine teslim etmiştir ki nereye yönlendirirse oraya gider. Karşı koyma gücü yoktur. Niyeti de yoktur. Uygulamadığında yanlış bir şeylerin olacağını varsayar ve sonunda mutlaka üzüleceği gelişmelerin olacağına inanır.
Ramazan ayı henüz görünmeye başladığı andan itibaren ben de tatlı bir duygu oluşur ve bütün vücudumu hücre hücre dolaşarak kendi gücü nispetinde teslim alır.
Bu teslimiyet oruç vaktine birkaç gün kala kendi seyrinde beni mevcut zaman ve mekâna uygun ön hazırlık yapmaya mecbur bırakır.
İlk teravih, sahur ve oruç günü beni kendimden alır, başkalaştırır, sanki kendimi yönlendirme görevini devreder, rahatlamam, serinlemem ve huzura akmam için ne gerekiyorsa onu yaptırır.
Oruçla ilgili çok güzel sözler vardır. Severim, okuyucularımla da paylaşıyorum.
“Yemekten ve içmekten kesilmek oruç değildir. Oruç, çirkin söz söylemekten, kötü temastan, nefsin boyunduruğundan kurtulmak ve fena hareketlerden sakınmaktır.”
“Oruç bir kalkandır. “
“Oruç sabrın yarısıdır. “
“Oruçlu iken vefat etmiş kimseye Allah kıyamete kadar oruç tutmuş sevabı yazar. “
“Oruç tutun, sıhhat bulasınız.”
“Oruçlunun uykusu ibadettir.”
“Oruç perdedir. Biriniz bir gün oruç tutacak olursa kötü söz sarf etmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa “ben oruçluyum!” desin (ve ona bulaşmasın). (Müslim, Sıyam 164, (1161)”
Şimdi kadir gecesinin feyz ve bereketini bilen biri olarak şimdiden ibadet aşkıyla hazırlık yapıyor. O geceyi dolu dolu yaşıyorum.
Oruçlu günlerin akşamlarında uzmanlar televizyon, gazete ve radyolarda açıklamalar yaparlar ve mesajlar yayınlarlar.
Konu uzmanlarının insanların ihtiyacını tespit edip, en seri ve kısa yoldan ulaştırma yarışına girmelerinin yanlışı yoktur diye düşünürüm.
Orucun ruhu okşayışı, rahatlatışı ve o gün ne yaparsan yap öze dönüş için yolculuğa başlamanın beyninde tahlilini yaparsın.
Sonra sıralamak gerek. Orucun kalbe, nefse ve bedene verdiği nimetler ile ilgili çok güzel ifadeler var.
“Oruç başladığı zaman kalp, özünden aralanan nefis perdesinin ardından İlâhî güzellikleri seyretmeye başlar ve yavaş yavaş canlanarak hazların en güzeline erişir.”
“Nefs, Ramazan`da hırslarına vurulan oruç gemiyle bu gerçeği anlar ve mutsuzluğun kendinden doğduğunu bilerek, yavaş yavaş gerçek mutluluğa doğru koşar.”
“Oruç bedenin zindeliği ve sağlığı için tam bir altın reçetedir.”
“ Oruçlu tam bir “imsak disiplini içine girip dilini ve diğer organlarını haramlardan korumalıdır.”denmiştir.
Onlarca madde açıklanmıştır.
Söylenmedik söz kalmış mıdır, ifadesini rahat bir şekilde kendimize sorabiliriz.
Elbette konunun uzmanları her alanda ve şartlarda yeterli açıklamayı yapıyorlar.
Bir eğitimci olarak yazımızı okuyan eş, dost, arkadaş ve okuyucularımız oruç konusun da birkaç ana noktayı ihtiyaç duyduklarında hatırlamak üzere hafızalarına alsınlar istedim.
Bu vesile ile okuyucularımın Mübarek Ramazan Bayramını kutlar, sağlık, mutluluk ve esenlikler dilerim.