Ömer CELEP
Bu başlığı dikkat çekmek için kullandık. Öğretmenler günü kalkmasın ama;
Her yıl 24 Kasımda öğretmenler günü kutlanıyor. Tarihçesini anlatmak zaittir. Bizce üzerinde durulması gereken, bu gibi özel günler, haftalar hatta biraz daha ileri giderek diyoruz ki bazı milli bayramlar bile “tekdüze” kutlama anlayışı ile yapılmaktadır. Sadece “yasak savma” mantığı ile yapılan bu özel günleri, ya farklı programlar uygulamak suretiyle yapmalı, ya da halkın katılımını sağlayacak başka türlü tedbirler alınmalı.
Hemen söyleyelim; bu yılki öğretmenler günü programı; gerek kullanış, gerek uygulama bakımından izleyenlerce beğeni kazandığını söyleyebiliriz. Aynı program olmasına rağmen uygulayıcıları son derece başarılı gördük. Emeği geçenleri kutluyor hepsine ayrı ayrı teşekkürlerimizi gönderiyoruz.
Yukarıda söylediğimiz anektodların yanında bir diğer hatta belki ondan daha önemli bir konu daha var ki, dillere destan.
Protokol… Bu kelime sözlükte
1. isim Bir toplantı, oturum, soruşturma sonunda imzalanan belge
2. Diplomatlar arasında yapılan anlaşma tutanağı
3. Diplomatlıkta, devletler arasındaki ilişkilerde geçen yazışmalarda, resmî törenlerde, devlet başkanları ile onların temsilcileri arasındaki görüşmelerde uygulanan kurallar
4. Resmî ilişkilerde ve işlemlerde ciddiyet,
Anlamlarına geliyor.
Şimdi soruyoruz? Bu günkü uygulamalarla kelimenin anlamı arasında bir ilişki kurabilen varsa lütfedip bize yazsın.
Bize göre bu günkü anlamı; bürokrasinin, alt kademedeki insanları kendilerine itaata zorlama projesi. Kimi bürokratların, egosunu tatmin, kendilerini alkışlatma aracı. Kutlamalara gelecek halkı ürkütme gösterisi. Kutlamalara emri vaki ile getirilen öğrencilere körü körüne; irdelemeden, yargılamadan, sorgulamadan şartlanmışlık aşılama demodeliği, devlete kutsiyet izafe etme illizyonu, elde edilen makamın “tadını çıkarma” kompleksi, halka yukarıdan bakma tirübünü, fildişi şaklabanlığı, alkışa doyum aracı ve daha bilmem nesi, nesi…
Hep aynı şiirler, aynı nutuklar, aynı şovlar… yeni olan veya milli olan ne var ki bu törenlerde?…
Hiçbir şey yapamazsanız, tutun davul zurnayı sokak sokak dolaşsın. Gelinsin şehir meydanına, çalınsın oynansın… Bize göre daha çok ilgi çekecektir ve daha çok katılım olacaktır.
Ama bunu yapmazlar çünkü o zaman alkış olmaz, iltifat olmaz…
İşte özel günlerden ve milli bayramlardan halkı soğutan, uzaklaştıran ve onları “angarya” noktasına getiren uygulamalar bunlar.
Geçiniz efendim geçiniz halka rağmen küçük şeylerle mutlu olma ezikliğinizden.
Kendiniz aşınız ve milletin beklediği noktaya geliniz.
