Onları bir çırpıda tanımak, en kalabalık ortamda bile çok zor değildir. Duruşları farklı, bakışları kendinden emindir. Yüzlerinde hüzünlü bir gülümseme, bazen de tüm acılara inat kahkahaları vardır.
Rimellerini silip, saçını başını düzeltip, yüzüne gülümseme maskesini takmakta üzerlerine yoktur. İçinde fırtınalar kopsa da belli etmemek onlar için hayat oyununun en kolay sahnelerindendir.
Farklıdır ve her şeyin farkındadırlar bu kadınlar. Kendisine kur yapıldığını, yalan söylenildiğini, kandırılmaya çalışıldığını ve çok sevildiğini anlaması hiç zor değildir. Bilir kimin onu sevip sevmediğini.
Bu kadınların en güzel tarafı, sevildiğini hissettikçe güzelleşmeleridir. Sevildikçe sevmeyi çok iyi becerebilir ve hiç kimsenin sevemeyeceği kadar güzel severler.
İnsan olmanın vesilesidir. Havva’dır kadın. Sevgilinin can damarı Amine’dir. Latife eş Hatice’dir. Bir iffet abidesi Meryem’dir. Her şeyden önce kadın mutlu bir ailedir…
“Kadın her 8 Mart’ta hatırlanan ,9 Mart’ta da unutulandır.”
Yani kadın anadır, yardır.
Kıymeti kıymetsizleştirenlerin karşısında dimdik duran candan öte candır…
Peygamberimizin (Cennet annelerin ayakları altındadır) sözünün muhatabı olan tüm dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutlarım.
Naci Özkan