Kıymetli okurlar;
Hani bir söz vardır ne ekersen onu biçersin diye .. İşte bu sözden yola çıkacak olursak 10 Ağustos pazar günü yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin analizini de çok iyi yapmış oluruz.
Değerli dostlar; Sanırım Türkiye’de 60′ a yakın siyasi parti var. Fakat bizler bu partilerin hepsini değil de, sadece birkaç tanesini biliriz ve bildiğimiz bu partilerin içinden seçilir cumhurbaşkanı ve başbakan.
Sevgili okurlar bildiğiniz üzre 10 Ağustos Pazar günü cumhurbaşkanlığı seçimi yapılmış ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilmiştir.
Muhalefet partileri ise kendi adaylarını çıkaramamış 12 parti bir araya gelerek ortak bir aday üzerinde anlaşmış ve sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’ nu aday göstererek bu aday ile cumhurbaşkanlığı yarışına katılmışlardır.
Böyle yapmakla birbirlerinden adeta medet ummuşlar ama bu medeti de bulamamışlardır.
Sonuç ise her zamanki gibi, sıfıra sıfır elde var sıfır.
Aslında tıpkı Demirtaş örneğinde olduğu gibi, CHP kendi adayını, MHP kendi adayını açıklasa ve çıkarsaydı, Sayın Erdoğan’ın ilk turda seçilme şansı azdı.
Neden mi? Gerek MHP, gerekse CHP seçmeni, bu birliktelikten hoşnut olmamış, ya sandığa gitmemiş, ya da tepki oyu kullanarak oyunu sayın Erdoğan’dan yana kullanmışlardır.
İkinci şık ise; Sayın Erdoğan meydanlarda icraatlarını anlatırken, muhalefet partileri ortalıkta pek fazla görünmemişlerdir.
Haa şunu diyebilirsiniz değerli dostlar; Muhalefet meydanlara inse ne olurdu ki, ne yaptı ki ne anlatsın..Ne ekti ki, ne biçsin .. Evet dostlar; Sizlerde haklısınız.
Zaten zaman zaman sayın Erdoğan’ da muhalefet parti liderlerine teşekkür ediyor bu konuda iyi ki varsınız. Sizler gitmeyin, kalın yerinizde, sizler olmasanız ben nasıl oy alır kazanırım diye dua ediyor.
Sayın Erdoğan’ın birçok konuda olduğu gibi, bu konuda da haklı olduğunu düşünüyorum.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan.
15 Mart 2003 tarihinde Başbakanlık görevini üstleniyor, aydınlık ve sürekli kalkınan bir Türkiye idealiyle, hayatî öneme sahip birçok reform paketlerini kısa süre içinde uygulamaya koyuyordu.
Demokratikleşme, şeffaflaşma ve yolsuzlukların engellenmesi yolunda büyük mesafeler kat ediliyor, buna paralel olarak da ülke ekonomisi ve toplum psikolojisini olumsuz yönde etkileyen ve yıllardır önlenemeyen enflasyonun yükselişi kontrol altına alınıyordu.
Türk Lirasından sıfırlar atılıyor, devletin borçlanma faiz oranları aşağı çekiliyordu.
Kişi başına düşen millî gelirde tarihi bir yükseliş gerçekleşiyor, ülke tarihinde daha önce görülmemiş hız ve sayıda baraj, konut, okul, yol, hastane ve enerji santrallleri hizmete giriyordu.
Maddi refah ve kalkınma hamlesindeki büyük başarıların yanı sıra Türkiye’de demokrasi ve özgürlük alanlarının genişletilmesini, dünyanın saygın siyasi gözlemcileri Erdoğan’ın gerçekleştirdiği “Sessiz Devrimler” olarak nitelendiriyordu.
O halkın içinden biriydi ve halk ile içiçe olmayı seviyordu. Halk ise onu adeta bağrına basmış milletin adamı sessiz çoğunluğun sesi olarak görüyordu.
22 Temmuz 2007′ de yapılan genel seçimlerde halkın yüzde 46.6 oyunu alarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin 60. hükümetini kuruyor ve tekrar Başbakan oluyordu. Bu dönemde de başarı grafiğini sürekli yükselten sayın başbakan Erdoğan,12 Haziran 2011 de yapılan genel seçimlerde de halkın yüzde 49,8 oyunu alarak tekrar büyük bir zafer kazanıyor ve üçüncü defa başbakanlık koltuğuna oturuyordu..
Sayın Erdoğanın bu başarısı sadece Türkiyedeki siyasi parti liderlerini kıskandırmakla kalmıyor bazı dünya liderlerinide kendisine hayran bırakıyordu.
Cumhurbaşkanlığı seçimi!
12 muhalefet partisi, sayın Erdoğan’ ın cumhurbaşkanı olmasını engellemek amacı ile tek aday üzerinde anlaştılar ve 10 ağustos 2014 günü yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın karşısına sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’nu çıkardılar.
Bu birlikteliğe rağmen, muhtar bile olamaz denilen sayın Recep Tayyip Erdoğan
Halkın % 52′ ye yakın oyunu alarak bu gün Türkiye Cumhuriyetinin 12. inci Cumhurbaşkanı olmuştur.
*
Ülkemize ve milletimize Hayırlı uğurlu olsun .
*
Saygılarımla ..
