MEKTUP
Selamünaleyküm yiğidim seni çok özledim, gözlerinden öperim, hasretini nasıl gidereceğimi bilemiyorum, ellerim titreyerek mektubumu yazıyorum.
Dağlar aramıza girdi, yollar uzak oldu, fakat sevgin giderek arttı. Sen benim sağ kolum, düştüğüm yerden kaldıracak tek umudumsun. Seni özlediğim zaman dağlara dedim ki az eğ başını yiğidimi göreyim, Rabbime yalvardım rüyalarımda yiğidimi bana göster, diye ama göremedim.
Senin hasret ateşin yüreğime kor gibi düştü. Fakat ben kendime şöyle teselli verdim; Vatan görevi kutsal dedim, bir oğul göndermişim vatana çok mu. Yiğitler meydanı boş kalmasın. Diyarbakır bağları yiğitsiz kalmasın. Peygamberler diyarı, yiğidimizin ayak sesiyle şenlensin.
Oğul, Diyarbakır Ulu Cami’de divana dur, ezan sesi ile namaza dur oğul. Diyarbakır dağlarında dimdik yürü oğul, ovasında şehrinde bükülme, sen yürümeyi bilirsin, söylememe gerek yok, sadece sana hatırlatıyorum. Seni yürüten biri var oğul, dağların karını eritecek yürek var, Diyarbakır bağlarının yaz sıcağını eritecek merhamet sende, insanlık sende oğul.
Önden git oğul
Sen yürü ben yürüyeyim
İman ile Kur’an ile yürü
Kırmadan kırılmadan oğul
Seni yürüten var oğul
Sen yürü vatan yürüsün oğul
Sancağı yükseğe dik oğul
Selametle oğul
..
Nazmiye ŞAHİN